Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanı Recep Atçı, hemşirelik mesleğinin özveri, sabır ve hoşgörü kavramlarıyla özdeşleştiğini söyledi. Atçı, yayınladığı mesajında "Hemşireler Günü" ile birlikte "Anneler gününü" de kutladı.
Sağlığın zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her döneminde önemini koruyan en temel ihtiyaçlardan birisi oyduğunu ifade eden Atçı, toplumun ve bireylerin vazgeçemeyeceği bu unsurun hemşirelik mesleğinin de önemini gösterdiğini kaydetti. Atçı, "Hemşirelik, güç çalışma şartları gerektiren, özveri, sabır ve hoşgörü kavramlarıyla özdeşleşmiş bir meslektir" dedi. Sevgi, şefkat ve hayati bir ciddiyetle mesleklerini icra eden hemşirelerin, ekip hizmeti olan sağlığın en temel taşlarından biri olduğunu belirten Atçı, şöyle konuştu: "Hükümetimiz, Sağlıkta dönüşüm projesini başlattığı günden bu yana sağlık hizmetleri bakımından vatandaş memnuniyetinin yakalanmasını sağlamıştır. İşte bu hizmetlerin bu derece başarıya ulaşmasında sağlık çalışanlarının özverili ve gayretli çalışmalarının katkısı yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bizleri üzen ise, sağlık hizmetlerinde vatandaşlara yansıyan bu memnuniyet ibaresinin ne yazık ki sağlık çalışanlarının yüzüne yansımamış olmasıdır.sağlık hizmetlerinin sunumunda hemşireler ayrı ve önemli bir yer teşkil etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü hemşirelik mesleğini, 'Ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini korumak, geliştirmek ve hasta olduğunda iyileştirmek amacına yönelik hizmetlerinin planlanması, örgütlenmesi, uygulaması, değerlendirilmesi disiplini olarak tanımlıyor. Ülkemizde hemşirelik eğitim seviyesinin giderek yükselmiş olması, mesleğin profesyonel olarak yapılması imkânını da beraberinde getirmiştir. Teknolojide ve bilimde yaşanan hızlı gelişmelere bağlı olarak, hemşirelik mesleğinin kapsamı değişmekte ve meslek mensupları hasta bakımı ve tedavi destekli bakım hizmetlerinin yanında, toplumun sağlığının korunması, geliştirilmesi ve sağlık konularındaki eğitimler gibi görevleri üstlenmektedirler. Bütün bu yoğun çalışma temposu içinde maalesef hemşireler ekonomik ve sosyal anlamda hak ettikleri çalışmanın karşılığını alamamaktadır" dedi.
Hemşirelerin, mesai sürelerinin fazlalığı, yoğun çalışma temposu ve uzun süreli ayakta kalmaya bağlı olarak bir takım meslek hastalıkları ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Atçı, şöyle devam etti: "Hastaneler arasında bile hemşirelerin mesai saati farkları oluşmaktadır. Bazı hemşireler, hiç nöbete kalmazken, bazı hemşire arkadaşlarımız da nöbet tutmaktan başını kaldıramamaktadır. Bunun önüne geçmek için adil bir mesai planı yapılmalı, vardiya sistemi düzene oturtulmalıdır. Vekil ebe/hemşire olarak çalışırken aile hekimliği ile sözleşme imzalayarak sözleşmeli aile sağlığı elamanı olanlardan vekil ebe/hemşire olarak bir yıllık hizmeti olanlar 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine tabi sözleşmeli personel pozisyonuna geçirilmelidir. Kadrolu, sözleşmeli ve geçici personel statüsündeki kadın kamu görevlilerine; hamileliğin başlangıcından itibaren ve analık izninin bitiminden itibaren bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmemelidir. Unutulmamalıdır ki hemşirelerin büyük bir bölümü annedir. Bu nedenle tüm kurumlarda çalışanların 0-6 yaş grubuna giren çocukları için kreş açılmalıdır. Hizmetin günün yirmi dört saatinde devamlılık gösterdiği kurumlardaki kreşler yirmidört saat hizmet vermelidir. Sözleşmeli statüsünde çalıştırılan sağlık çalışanlarına kadro verilmeli, sağlık kurumlarındaki personel açığı bir an önce kapatılmalıdır. Geçtiğimiz yıllarda polis ve öğretmenler kadar maaş alan hemşirelerin ekonomik gelirleri sürekli olarak geriye gitmiştir. Hemşirelerimizin maaşlarına da ivedilikle iyileştirme yapılmalıdır. Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı 1 Mart 2011 yılında yayınladığı Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesiyle, hastanelere hizmet kalite standartlarına göre puan esası getirmiş ve uygulamayı 2012 yılı Ocak ayı itibariyle başlatmıştır. Yönerge ile birlikte kurum performans ve birim performans uygulamaları çerçevesinde düşük puan alan hastanelerde çalışanların döner sermaye gelirleri düşürülmüştür."
'ANNELER BAŞIMIZIN TACI'
12 Mayıs'ın bir başka anlamının da "Anneler Günü" olduğunu hatırlatan Atçı, annelerin toplumlara yön veren kutsal varlıklar olduğunu ifade etti. Kadınların kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kadına zerre kadar değer verilmeyen bir cahiliye devrinden sonra, kadının toplumdaki hak ettiği değeri, İslam medeniyetiyle birlikte bulduğunu hatırlatan Atçı, "Cenneti anaların ayağının altına seren" onlara "Öf" bile denilmeyen bir anlayışı yürekten benimsediklerini ve günlük yaşama yansıttıklarını dile getirdi. Hiçbir şekilde annelerin ağlamasını istemediklerini belirten Atçı, "Artık anneler ağlamasın diyoruz. Bunu tüm toplumumuz için istiyoruz. Barışın, uzlaşma kültürünün mimarları anneler olacaktır" diye konuştu. Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki saldırıyı da kınadığını kaydeden Atçı, hiçbir provakasyonun toplumun genelinde oluşan olumlu havayı ve huzur ortamını bozmasına izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Atçı, "Bu duygu ve düşüncelerle, tüm hemşire kardeşlerimizin bu anlamlı ve güzel günlerini kutlar, başta şehit ve gazi anneleri olmak üzere cennetin ayağının altına serildiği eli öpülesi tüm annelerimize şükran ve minnet duygularımı iletirim" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz