Avukatlar, teğmenlerin evindeki arama görüntülerini mahkemeye izlettirirken, buzdolabının arkasında bulunan siyah poşette TNT kalıplarını bulmadan önce bir polisin “Orada poşet mi var?” diye soran arkadaşını “Şiiişt” diye uyardığı belirlendi
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, Kafes eylem planı” ve “Amirallere suikast” iddialarına ilişkin davalarla birleştirilen Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmatla ilgili 69 sanıklı davanın 14’üncü duruşmasında çarpıcı bir detay ortaya çıktı. Mahkemede tutuklu teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’ın avukatı İrfan Sütlüoğlu, teğmenlerin evinin araması sırasında kayıt yapan polis kamerası görüntülerini mahkeme heyetine izlettirdi. Kayıtta polisler patlayıcıların bulunduğu buzdolabına yöneldiklerinde hiç bir şey görünmüyorken bir polisin diğerine “Poşet mi var orada?” dediğinde diğer polisin “Şiiit” diyerek susturması dikkat çekti. Görüntünün devamında ise polislerin poşetleri zorlanarak çengel benzeri bir araçla çıkardığı anlaşıldı.
Bırakın hayatımı kurtarayım
Duruşmada savunmasını yapan Teğmen Faruk Akın, “Ben Harp Okulundan derece ile mezun oldum. Benimle aynı dönem zar zor mezun olanlar 2 ay sonra üsteğmen olacak. Mesleğimi dondurdunuz bari bırakın hayatımı kurtarıyım” dedi. Faruk Akın savunmasını yaparken annesi gözyaşlarını tutamadı.
Koç Müzesi’ndeki patlayıcılar
Duruşmada Koç Müzesi’ndeki denizaltıda bulunan patlayıcılar ile ilgili de ilginç gelişmeler yaşandı. Davanın salı günü görülen duruşmasında Rahmi Koç Müzesi Müdürü Ertuğrul Duru, tanık olarak dinlenmiş ve denizaltına gizlenmiş patlayıcıları rehber olarak çalışan Oğuz İşleyen’in öğleden sonra kendisine getirdiğini söylemişti. Bugün görülen duruşmada da rehber İşleyen, patlayıcıları öğleden sonra bulduğunu doğruladı. Ancak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’ndan gelen bir yazıda ise patlayıcıların bulunduğu gün sabah saat 10.00’da komutanlığı kendini Ertuğrul Duru olarak tanıtan birinin aradığı ve patlayıcı madde bulunduğunu söylediği kaydedildi. Sanık avukatları ise, patlayıcıları öğleden sonra bulduğunu ve kimseye söylemediğini ifade eden Duru’nun aynı gün sabah 11.00 sıralarında Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’na giriş yaptığına dair kayıtları mahkemeye sundu. Mahkeme sanıkalrın tutukluluk hallerinin devamına ilişkin karar verirken duruşmayı 3 ay sonrasına erteledi.
O poşetten patlayıcı ve ‘suikast emri’ çıkmıştı
Amirallere Suikast soruşturması kapsamında 18 Temmuz 2009’da Gölcük Değirmendere’de denizci teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’ın müşterek oturdukları evde polis tarafından arama yapıldı. Aramaya askeri yetkililerle birlikte narkotik timleri de katılmıştı çünkü gelen ihbarda teğmenlerin uyuşturucu kullandıkları iddia ediliyordu. İki teğmenin de evde bulunduğu sırada yapılan aramalarda buzdolabının arkasında hem suikast emri veren bir pusula, hem de o suikastta kullanılacağı iddia edilen, yarım kilo ağırlığında patlayıcı bulunmuştu. Poşetin içindeki kağıt parçasında “Uğur ve Metin Paşa’ya yapılacak operasyon” yazısı bulunuyordu. Düzgün bir el yazısı ile kaleme alınan notta bahsedilen Uğur Paşa, dönemin donanma komutanı, şimdiki deniz kuvvetleri komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit. Metin Paşa ise dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’tı.