HABER

Oran ve Kaboğlu 301'den beraat etti

Oran ve Kaboğlu 301'den beraat etti

ANKARA (ANKA)- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, İnsan Hakları danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran'ın "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davadan beraat etmeleri gerektiğine karar verdi.

Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. Maddesi'nde tanımlanan 'Türklüğü aşağılama' suçu yönünden Adalet Bakanlığı'nın izin şartı oluşmadığı gerekçesiyle Prof. Dr. Kaboğlu ve Prof. Dr. Oran hakkındaki bu davanın düşürülmesine karar vermiş, her iki sanığın TCK'nın 216. maddesinde tanımlanan 'halkı kin ve düşmanlığı tahrik' suçundan beraatine karar vermişti.

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, TCK'nın 216. maddesinden verilen beraat kararını, suçun maddi ve manevi unsurları ile oluştuğu gerekçesiyle bozmuştu. Yargıtay Başsavcısı, Prof. Dr. Kaboğlu ve Prof. Dr. Oran hakkındaki beraat kararının bozulmasına itiraz edince dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündemine geldi. Genel Kurul, bugün yaptığı toplantıda Mahkemenin beraat kararının onanmasına hükmetti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran'ın 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçundan beraatlerini bozma kararına itiraz etmişti.

Başsavcı, yeni TCK'ya göre bu suçun oluşması için yeni TCK'daki düzenlemeye göre suçun oluşması için 'halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin, diğer bir kesimi aleyhine düşmanlığa alenen tahrik edilmesinin yeterli olmadığı, bunun kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikeyi ortaya çıkarması gerektiği' ifade edilmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz gerekçesinde, Prof. Dr. Kaboğlu ve Prof. Dr. Oran'ın üzerine atılı 'halkı kin ve düşmanlığı tahrik' suçunun, suç tarihinde yürürlükteki 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312/2 ve iddianamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 216/2. maddesinde düzenlendiği anımsatılarak, her iki maddede de suça öngörülen ceza miktarlarının aynı olmakla birlikte suçun tanımı bakımından önemli farklılıklar taşıdığı belirtildi.

Dava konusu rapordaki değerlendirmeler karşısında, Oran ve Kaboğlu'na yüklenen fiilde tahrik edici özelliklerin mevcut olduğu ve bu nedenle eski TCK'nın 312/2. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluştuğunun kabul edilebileceğine yer verilen gerekçede, yeni TCK'nın 216/1. maddesi açısından ise aynı sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı savunulmuştu. İtirazda, TCK'daki düzenlemeye göre suçun oluşması için 'halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin, diğer bir kesimi aleyhine kimi düşmanlığa alenen tahrik edilmesinin' yeterli olmadığı, bunun 'kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikeyi' ortaya çıkarması gerektiği ifade edilmişti. Yapılan değişiklikle söz konusu suçun 'soyut tehlike' suçu olmaktan çıkarılıp 'somut tehlike' suçu haline getirildiğine işaret edilen gerekçede, suçun oluşması için kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut olgulara dayalı varlığının gerekli olduğu belirtilmişti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu kararının ardından Kaboğlu ve Oran'ın beraat kararı kesinleşmiş oldu.

En Çok Aranan Haberler