Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu Ordu-Giresun Havalimanı'nı açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Benim Maliye Bakan'ım" diye başladığı cümlesini "Benim bakanım idi" diye sürdürmesi protokol başta olmak üzere herkesi güldürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün olmaz denilenin olduğu, yapılamaz denilenin yapıldığı, bitmez denilenin bitirildiği bir gün" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine denize dolgu bir havalimanını da Trabzon ve Artvin'in Ardeşen-Pazar ilçeleri arasına yapılacağı müjdesini verdi.
Ordu-Giresun Havalimanı'nın her iki şehire, bölgeye ve Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başbakanlığım döneminde Sinop'ta havalimanı yoktu, çalışmıyordu. Sinop Havalimanı'nın bitirdik, açtık. Ardından Kastamonu'da yoktu, onu da açtık. Aynı şekilde Samsun Havalimanı'nı hamd olsun açtık, şimdi mutluyuz zira Ordu-Giresun Havalimanı'nı açıyoruz. Trabzon'da havalimanımız vardı. Az önce değerli Başbakanımızın da ifade ettiği gibi proje aşaması bitmiş, aynen denize dolgu bir havalimanını da Artvin-Trabzon arasında Ardeşen-Pazar arasına yapacağız. Dolayısıyla artık bu millete efendi olmanın değil hizmetkar olmanın hazzını duyuyoruz, bu eserlerle. Biz bu yola çıkarken bu duyguyla, anlayışla çıktık ve kurusıkı atarak değil hizmetle çıktık. Biz şuna inanıyorduk, 'Hayrun nas men yevfeun nas.' İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olanıdır. Bizim derdimiz buydu" ifadelerini kullandı.
"AŞK HER KİŞİNİN İŞİ DEĞİL ER KİŞİNİN İŞİ"
"Biz bu milletin hizmetkarıyız, efendisi değil" diyen Erdoğan, "Bu havalimanının Ordu ve Giresun'daki işlevi çok önemli. Artık benim vatandaşım burada yarım saatlik mesafede arabasına atlayacak havalimanına gelecek. Yolları kısa ettik ve Türkiye genelinde öyle bir noktaya gelecek ki İnşallah halkımız 'acaba ben filanca yere nasıl ulaşırım' endişesinden çıkacak. Ben 2 saate rahatlıkla buradan çıkıp İstanbul'daki evime ulaşırım. İstanbul'dan çıkar Ordu'daki, Giresun'daki evime ulaşırım. Nerelerden nerelere geldik değil mi?" şeklinde konuştu.
AK Parti iktidara geldiğinde Samsun-Sarp arasının yüzde 35'inin yapıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tamamlayan biz olduk. Ferhattık biz, siz Şirin. Ha burada bir şey söyleyeyim. Son zamanlarda baktım ki Kılıçdaroğlu da sık sık anlatmaya başladı. Öğrenmiş, bir şeyler daha öğrenecek ama daha çok öğrenmesi lazım. Öyle aşk her kişinin işi değil er kişinin işi. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bunların böyle bir şeyi oldu mu bugüne kadar? 97-98 yılları işte geçenlerde televizyonlarda izliyoruz, aman ya Rabbi. Yaşadık olanları izlemeyi bırak Sosyal Sigortalar Kurumu'nun hastaneleri önünde ne çileler çektiğimiz bilmiyor muyuz, kar eden bir kurumun ne hallere getirildiğini bilmiyor muyuz?"
"MÜSLÜMAN BİR SOKULDUĞU YERDEN BİR DAHA SOKULMAZ"
"Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz" diyen Erdoğan, "Bu oyunu bozmaya mecburuz. Bu oyuna gelmeyeceğiz. 2002 ve öncesinin Türkiyesi'nde Ordu ve Giresun için denizin içinde bir havalimanı inşa edilmesi hayal bile edilemezken bugün hamdolsun bunu gerçekleştirdik. Göreve geldiğimizde Türkiye'de 26 havalimanı vardı bugün 54'ncüsünü açıyoruz. Bu dertte olmayı gerektirir, aşk budur işte, sevda budur. Sevdanız varsa bunları yaparsınız yoksa yapamazsınız" ifadelerini kullandı.
2002 yılında bölünmüş yolların uzunluğunun 6 bin 100 kilometre olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz buna 17 bin 600 kilometre yol ilave ettik. 6 bin 100 kilometreyi 79 senede yaptılar. Biz 17 bin 100 kilometreyi 12 senede yaptık. Fark bu. Hızlı trenin adını bilmiyorlardı, bunu öğrendiler. 12 yılda Türkiye'nin ulaşım alt yapısında adeta bir devrim gerçekleştirdik. Hızlı tren hatlarının uzunluğu şu anda bin 213 kilometreye uzadı. Bugün bu havalimanıyla birlikte özellikle hava taşımacılığında attığımız adım bir rekor. Ben Ulaştırma Bakanım Binali Bey'e o zaman 'Havalimanı taşımacılığı elit bir çevrenin taşındığı değil tüm halkın rahatlıkla gidebileceği bir hale gelmesi lazım yani havayolu halkı yolu olmalıdır' demiştim ve sağ olsun Binali Bey üstün bir gayretle havalimanlarının halkın yolu olması için havalimanlarının sayısı süratle artırmaya ve önümüze bunları getirmeye çalıştı."
"DİK DURACAĞIZ, DİKLEŞMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz yola çıkarken ne demiştik? Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Şunu da bilmenizi istiyoruz. Biz Allah'tan başka kimsenin huzurunda eğilmedik, eğilmeyiz" dedi.
Önümüzdeki hafta AK Parti iktidarı dönemindeki 29'uncu havalimanı olan Hakkari Havalimanı'nı Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte açacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2 yıl tehirle açacağız. Peki niye 2 yıl tehir oldu? Bölücü terör örgütünün engellemeleriyle oralardaki müteahhitler kaçarak, iş makinaları yakılarak maalesef iş bu noktaya geldi. Biz bölücü terör örgütünün desteklemiş olduğu partiye rağmen Hakkari Havalimanı'nı bitiriyoruz. Şimdi çıkıyorlar ne diyorlar? Demokrasi. Bunların demokrasiyle falan alakası yok. Van'da musluklardan kan akıtıyorlar. Onların belediyesinin olduğu yer. Tabii ciddi eleştiriler gelmeye başlayınca geçen hafta Van'a gittiğimde baktım ki musluklardan kan akma olayı bitmiş. Şimdi su akıtıyorlar. Yani söylenmese bunlar devam edecekler. Çamur aksın anladık da ama kan akması anlaşılır gibi değildi. İstanbul'da Giresunlu, Ordulu hemşehrilerim çoktur, bilirler. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman çamur, su da akmıyordu sadece ses geliyordu, 'tıss' diye. Ama biz öyle adımlar attık ki 180 kilometre mesafeden İstanbul'a su getirdik. O gün bugündür İstanbul'da su sorunu yok. Zira bizim zihniyetimizde hizmetkar olmak var, eserin en güzelini yapmak var ve biz bunları yaptık. Şu anda ülkemizde Hakkari ile birlikte 55 noktaya ulaşacağız. İnşallah 2023 yılına kadar 60 havalimanına çıkacağız."
DAVUTOĞLU: 2023'E KADAR BÜTÜN MEGA PROJELERİ HAREKETE GEÇİRECEĞİZ
Deniz doldurularak yapılan Ordu-Giresun Havalimanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bakanlar ve milletvekillerinin katılımıyla açıldı. Davutoğlu, burada bir konuşma yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Türkiye'yi merkez ülke yapmaktan bahsettiğini" söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim dünyayla yarışırken gerçekleştirdiklerimizi onlar yeni hayal ediyor. Onlar hayalleriyle yarışıyor, biz dünya ile yarışıyoruz. Şunu bilsinler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girerken her alanda da mega projeleriyle dünyanın ilk 3'üne, ilk 5'ine girecek. Şimdi hızlı trenlerle, yüksek hızlı trenlerle, süper yüksek hızlı trenlerle Türkiye'yi donatıyoruz. MHP'nin 2002'deki Ulaştırma Bakanı'na sormuşlar o zaman, hızlı tren projesini önüne götürünce 'Bunu biz değil, çocuklarımız değil, torunlarımız bile göremez' demiş. Hızlı treni gördük mü? Çocuklarımıza gurur duyarak seyahat edecekleri 3 bin 500 kilometreyi aşan hızlı tren ağı kuracağız. İstanbul, Eskişehir, Ankara, Konya'dan sonra şimdi bu hat, Ankara üzerinden Sivas, Erzincan ve Kars'a bağlanacak. İşte merkez olmak bu. Asya'nın derinliklerinden gelen bütün tren yolları, demiryolları Anadolu'dan geçiyor, Anadolu'dan geçecek. Yine kuzey-güney hattında Akdeniz'i Karadeniz'e bağlayan hatlarla da demiryollarını zenginleştireceğiz."
-"BUNLARIN MESELESİ KOLTUK MESELESİ, BİZİM MESELEMİZ HİZMET"-
İngiltere seçimlerinden sonra "Birinci parti olmazsak ben bu koltuğu bir başka arkadaşıma devrederim. Siz ne yaparsınız?' diye sorduğunu anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Birer birer kıvırttılar. Kılıçdaroğlu dedi ki, 'Oyum düşmezse ben istifa etmem.' Yani, bütün niyeti yüzde 24-25 almak, iktidar olmak değil. Bahçeli, 'Ben oyumu kaybetmezsem bırakmam' dedi. 12 seçim kaybetmiş, hala koltuğunda. Diğeri, 4-5 seçim kaybetti, koltuğunda... Çünkü bunların meselesi koltuk meselesi, bizim meselemiz hizmet meselesi. Demirtaş, bir adım öteye gitti, iki şey söyledi ki, buradan ona cevap vermek farz oldu. Dedi ki, 'Ben bırakırım ama eğer barajın altında kalırsam ve başarısızlığım benden kaynaklanırsa bırakırım.' Böyle Genel Başkan olunur mu? Genel Başkan dediğin, lider dediğin, başarının da başarısızlığın da sorumluluğunu üstlenir. İşte biz, seçim neticesi ne olursa olsun sorumluluğu üstleniyoruz. Bir taraftan da küçük aklıyla ve zayıf ahlakıyla kendisi gibi zannediyor, diyor ki 'Davutoğlu, kazansa bile başkanlık sistemi gelecek ve koltuğunu bırakacak.' Be hey gafil, buradan sesleniyorum, bizim siyaset anlayışımız, sizin anlayışınız gibi değildir. Biz, siyaseti koltuk meselesi olarak görmeyiz. Bütün bu hizmetlerin, başarıların üzerinde başarıların en büyüğünü gerçekleştireceğiz ve yeni, sivil bir anayasa yazacağız. Tamamıyla milletten gelen o sivil anayasa içerisinde başkanlık sistemi de dahil, her konuyu ele alacağız. Hiçbir önyargı olmadan, Türkiye için en doğru ne yapılması gerekiyorsa bunu yapacağız; çünkü bizim meselemiz koltuk meselesi değil, ezeli ve ebedi bir davanın neferleriyiz, hepimiz neferiyiz. Biz yola çıkarken, bütün gemileri yakmış, yıkmışız. Türkiye için, ülkemiz, milletimiz için doğruysa hiçbir koltuğu arkamızda bırakırken dönüp bakmayız."