Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 4'üncü duruşmasına, "altsoydan akrabayı kasten öldürmek" suçundan yargılanan ve ilk duruşmada adli kontrol şartıyla tahliyesi kararlaştırılan sanık B.Ç. (27) ile avukatlar katıldı.
Duruşmada yeniden ifadesi alınan sanık B.Ç, taburcu olduktan sonra evine geldiğini, evde kimsenin olmadığını ve bebeği banyo yaptırdığını söyledi.
Bir müddet vakit geçirdiğini ve akşam saatlerinde uyuduğunu iddia eden B.Ç, "Sabah gün aydınlandığında uyandım, bu arada bebeğin nefes almadığını fark ettim. Öldüğünü anlayınca da korktum ve oturduğum binanın çatı katına bıraktım. Karakolda ifade verdiğim günün öncesine kadar bebek çatıdaydı. Karakola gelmeden bir gün önce evin karşı çaprazında saat 01.30 sıralarında yağmurlu bir akşam bebeği gömdüm." dedi.
CEP TELEFONU HASTANE DÖNÜŞÜ FARKLI NOKTALARDAN SİNYAL ALDI
Mahkeme heyeti, hastane dönüşü evde olduğunu ve uyuduğunu iddia eden anne B.Ç'nin, farklı saatlerde HTS kayıtları olan cep telefonunun Altınordu ilçesinin farklı noktalarından ve Perşembe ilçesinden sinyal almasını sordu. Bunun üzerine anne B.Ç, evden ayrılmadığını savunarak HTS kayıtlarını kabul etmediğini söyledi.
Mahkeme heyeti, sanık B.Ç'nin yeniden tutuklanmasına, duruşmanın ise ertelenmesine karar verdi.
OLAY
Altınordu ilçesi Karşıyaka Mahallesi'nde, 6 Ekim 2022'de tarlaya gömülmüş bebek cesedi bulunmasıyla ilgili anne B.Ç. ile kendisine yardım ettiği şüphesi bulunan kız kardeşi B.Ç. gözaltına alınmıştı.
Soruşturma kapsamında anne B.Ç. çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmış, kız kardeşi ise emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı.
Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanığın "altsoydan akrabayı kasten öldürmek" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılması istenmişti.
Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 31 Mayıs'ta görülen ilk duruşmada, B.Ç'nin, delillerin toplanması, suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması ve tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilmişti.
26 Eylül'deki duruşmada savcı mütalaasında, B.Ç'nin kasten öldürme amacıyla hareket etmediği, öldürme kastı bulunmadığı, ölümün taksirle olmuş olabileceği anlaşıldığından sanığa ceza verilmesine yer olmadığı yönünde talepte bulunmuştu.
12 Ekim'deki duruşmada ise tanık ebe S.F. dinlenmiş, mahkeme heyeti delillerin toplanmasına karar vererek, mahkemeyi ertelemişti.