EYÜP ELEVLİ - Annesinin seramik çalışmalarından etkilenerek bu alanda akademik kariyer yapan Doç. Dr. Funda Altın'ın, tüm dünyadan en iyi seramik sanatçılarının davet edildiği Çin'deki Shangyu Seladon Merkezi'nde yaptığı çalışmalar sanatseverlerle buluştu.
Ege Üniversitesi Alman Filolojisi Bölümünü 1996'da bitirip 6 yıl boyunca özel sektörde çalışan Altın, annesinin gittiği atölyeden eve çamur getirerek heykeller, kaplar yapmaya başlaması üzerine seramiğe ilgi duymaya başladı.
İşinden istifa eden Altın, bir seramik atölyesinde başladığı kariyeri için ikinci lisans eğitimi olan Dokuz Eylül Üniversitesi Seramik ve Cam Bölümünde okudu. İki yıl yüksek lisans eğitiminin ardından akademik kariyerine Ordu Üniversitesinde (ODÜ) başlayan, bu süre içerisinde doktora çalışmasını tamamlayan ve 2,5 yıl da Malezya'da bir devlet üniversitesinde görev alan Altın, halen ODÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü Başkanlığını yürütüyor.
Seramik sanatına yönelik birçok ülkede etkinliklere katılan ve çalışmalar yapan Altın, porselen ve seramikte yüzeyi renklendiren sırlardan biri olan ve özellikle Osmanlı döneminde kullanılmasıyla bilinen seladon üzerine çalışmalar yapmak için konuk sanatçı olarak Çin'e davet edildi.
Seramik alanında önemli bir merkez olan ve farklı ülkelerde alanında uzman sanatçıların katıldığı Shangyu Seladon Merkezi'ne giden Altın, 18 Haziran-20 Temmuz tarihleri arasını kapsayan programda farklı eserlerin yanı sıra porselen uydu anteni üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.
Altın'ın burada ürettiği 6 eser, Shangyu Müzesi bünyesindeki Modern Seramik Sanatları Müzesi'nin koleksiyonuna alındı.
\
- "Porselenden uydu antenleri yaptım"
Doç. Dr. Funda Altın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seramiğin anavatanı Çin'de çalışmanın farklı bir deneyim olduğunu söyledi.
Söz konusu merkeze kabul edilmek için farklı elemelerden geçildiğini anlatan Altın, malzeme açısından zengin bir bölgede olan merkezde yaz ayında çalışma fırsatı bulduğunu belirtti.
Çin'e gitmeden önce merkezde gerçekleştireceği çalışmalara ilişkin tasarımları yaptığını ifade eden Altın, "Bir ay seramik için çok kısa bir zaman. Malzemenin şekillendirme, kuruma, pişme ve bir sırlanma süreci vardır. Orada, izleyicinin merakını çekecek porselenden çanak, yani uydu antenleri yaptım." dedi.
Altın, sanatsal anlamda işlerine emek harcamayı ve üzerinde düşünmeyi sevdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Uydu anteni çok sıradan bir obje hatta bana çok ilginç ve komik gelen bir obje. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlerin siluetine uzaktan baktığınızda, eğer gözünüzü keskinleştirip odaklanmaya çalışırsanız sadece beyaz yuvarlaklar görmeye başlarsınız. Gözünüzü kısıp baktığınızda aslında o beyaz görüntü şehirde bir doku oluşturur. Uzun zamandır o görüntü dikkatimi çekiyordu. Bu küçük sevimli beyaz objelerle biz de o ulvi amaçlarla tasarlanmış olan uydulara bağlanıyoruz, aslında uzaya çıkıyoruz ama onunla ne yapıyoruz? Herhangi bir program, haber, reklam izliyoruz."
- "Amacım, eserlerime bakan insanları düşündürmek"
Uydu anteni gibi sıradan ve günlük bir objeyi seramikle buluşturduğunu aktaran Altın, "Amacım, eserlerime bakan insanları düşündürmek. Porselenden bir uydu anteni yaptığım zaman herkes ona bakacak ve uydu anteni olduğunu hemen anlayacaktır ama şöyle düşünecekler, 'Neden başka malzemeden, alüminyumdan değil?', 'Üstündeki desenler nedir, neyi ifade ediyor, neyi anlatıyor acaba?’ Böyle bir tasarımla yola çıktım." diye konuştu.
Altın, 8 farklı eser yaptığını, 6'sının Modern Seramik Sanatları Müzesi'nin koleksiyonuna eklendiğini belirterek, "Çin'de artık beni, ülkemi temsil eden işler var. Bence bu bir sanatçı için çok gurur verici." dedi.
Alanlarında isim yapmış sanatçılarla bir arada çalışmanın mesleki anlamda önemine değinen Altın, farklı deneyimlerin sanatçıyı her zaman yenilediğini, öğrencilerine de sunacağı bilgiler ve uygulamalara katkı sunduğunu kaydetti.