Türkiye'nin ilk çöl maratoncusu Prof. Dr. Taner Damcı, bu kez organ bağışına dikkat çekmek ve her yıl daha fazla çocuğun organ nakli ile hayata dönmesini sağlamak için Antartika'da buzların üzerinde koşuyor.
250 kilometrelik buzul koşusu
Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Taner Damcı,
ABD'li Racing The Planet/"Gezegeni Yarıştırmak" örgütünün 10 yıldır yürüttüğü "4 Deserts/4 Çöl" projesi kapsamında 26 Kasım'da Antartika'da gerçekleştirilecek maratonda Türkiye'yi temsil edecek. Dünyanın birçok yerinden toplam 51 katılımcı ile gerçekleştirilecek yarışta Prof. Dr. Damcı organ bağışına dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak için koşacak. 7 gün sürecek yarışta toplam 250 km mesafe kat edilecek.
2001 yılında başladığı maraton macerası boyunca Sahra, Gobi ve Atacama Çölleri'ni geçen ve Türkiye'nin ilk ultramaratonu Likya Yolu'nu düzenleyen Prof. Dr. Taner Damcı, bu kez organ nakli olacak çocuklar için koşacak.
Prof. Dr. Damcı bu önemli proje için uzun bir süredir sıkı bir hazırlık döneminde olduğunu belirterek duygularını şöyle ifade etti:
Buzul maratonunu sağlıklı bir şekilde tamamlamak için her sabah antrenman yapıyorum. Sabahları öğlene kadar spor salonunda, açık havada veya arazide koşuyorum. Fırsat buldukça dağlara tırmanıyorum. Tatil için diğer ülkelere gidersem farklı koşullara kolay adapte olabilmek için hemen oranın dağlarına tırmanıyorum. Normalde de sağlıklı beslenen ve disiplinli yaşayan bir insanımdır. Ancak şu an yaşantıma daha fazla özen gösteriyorum. Karbonhidrat ve protein ayarlamasını iyi yapmaya çalışıyorum. Özellikle koşacağım zamanlarda karbonhidrat alımını yüksek tutuyorum ama aralarda biraz daha fazla protein takviyesi yapıyorum. Uykumu günde 8 saatin altına düşürmemeye çalışıyorum.
![Prof.-Dr.-Taner-Damc]()
Doktor olmam koşuda önemli bir avantaj sağlıyor
Doktor kimliğimin koşucu olamama çok katkısı oluyor. Vücudumu daha iyi tanıyorum. Vücudumun gösterdiği tepkileri, sinyalleri daha iyi anlamlandırabiliyorum. Nerede yorulduğumu daha kolay anlayabiliyorum ve yorgunluğun psikolojik mi yoksa organik mi olduğunun ayrımına varabiliyorum. Beslenmemi kolaylıkla ayarlayabiliyorum. Sakatlıkla mücadelede de doktor olmam çok avantaj sağlıyor. Antrenmanlarda vücut sağlığım için çok dikkat etmem gerekiyor. Antrenman sonrasında vücudun toparlanabilmesi için biraz zaman vermek gerekiyor ki acemilik dönemlerinde aşırı antrenman nedeniyle sorunlar yaşamıştım. Koşulara katılmamın metabolizma ve endokrinoloji uzmanı olduğum için işimi de desteklediğini düşünüyorum. Ben genelde hastalarıma egzersiz öneriyorum. Hastalarım da beni takip ediyor ve destekliyor.
60 dereceden -20'ye
Çöl koşularında güneşte 60 dereceyi gösteren hava sıcaklıklarında koştum. Türkiye'yi çöl maratonu ile tanıştırdım ve ilk çöl maratoncusu unvanını aldım. Sıcakta koşarken yapılacak çok fazla bir şey yok. Bunun için yapılacak tek şey vücudu sıcağa alıştırmak ve sıcakta antrenman yapmak. İnsan bedeni her duruma kısa sürede adapte oluyor, ilk günler çok zor olsa da bir süre sonra adapte olmaya başlıyor. Şimdi ise -20 derecede mücadele edeceğim. Çok soğuk ortamlarda bulundum, dağ tırmanışlarında saatlerce donmuş kayalara tutunup kaldık, parmak uçlarımızın donduğu oldu. Bu nedenle soğuğa daha kolay adapte olurum diye düşünüyorum.
Organ nakilli çocuklar için koşmak büyük mutluluk
Koşarken bir amacım var. Organ bağışına dikkat çekmek istiyorum. Bu benim için göstereceğim performansımdan bağımsız ve çok onur verici. Yarışı tamamen bitiremesem de organ nakline dikkat çekmiş ve organ bağışının özendirilmesine katkıda bulunmuş olacağım. Birkaç kişinin aklında kalıcı olsa, birkaç kişi bile organı bağışlasa ülkemiz için bir adım olacaktır diye düşünüyorum.
Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu da bu önemli proje sayesinde organ nakli konusunda farkındalığın artacağını belirterek, "Organ bekleyen çocukların büyük bir çoğunluğu, ailelerinden organ alarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Kimisi babasından aldığı böbrekle, kimisi de teyzesinin karaciğeri ile hayata tutunuyor. Gönül ister ki; ailelerinden yani canlıdan canlıya nakil ameliyatları ile değil kadavradan aldıkları organlarla yaşasınlar. Bu organizasyon organ bağışına dikkat çekmek açısından büyük önem taşıyor. Antartika'da koşulacak uluslararası ultramaratonda bir Türk doktorun organ nakilli çocuklar için koşuyor olması gurur verici" diye konuştu.