Ege İhracatçılar Birliği’nde düzenlenen toplantıda organik üretimde hızla ilerlediği belirtildi. Türkiye’de 40 bin çiftçinin çiftliklerini organik çiftlik haline getirdiği belirtilen toplantıda; 1994’ten beri Türkiye’nin organik bir düzenlemeye sahip olduğu, 2010’da organik mevzuatın tamamen değiştirildi ve bu sayede Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarına adapte edildiği belirtildi. Toplantıda Aydın’ın en öenmli geçim kaynaklarından kuru incirin organik olarak üretilmesinin kolay olduğu ve bu konuda diğer ürünlere göre dezavantajı bulunmadığı belirtildi.
Türk ve Alman uzmanlar, ziraat mühendisleri, organik sektöründeki ithalatçılar ile ihracatçılar, Türk-Alman ortaklı organik tarım projesinde bir araya geldi. İki gün süren ikili görüşmelerin de yapıldığı toplantıda organik ürünlerin durumu, nasıl daha iyi organik tarım yapılabilineceğine ilişkin önerilere ve sunumlara yer verildi, ikili görüşmeler gerçekleştirildi.
Ege İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleşen toplantıda Türk-Alman İşbirliği Organik Tarım Projesi Koordinatörü Elisabeth Rüegg ve Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) Dernek Başkanı Atila Ertem 2011 Aralık ayında başlayan ve 2013’ün sonunda tamamlanacak olan Türk-Alman İşbirliği Organik Tarım projesi kapsamında katılımcılara bilgiler verdi.
ETO Derneği Başkanı Atila Ertem, ”Türk-Alman İşbirliği Organik Tarım Projesi’nin 3 sacayağı var. Bunlardan biri başarılı demo (örnek) organik çiftliklerin belirlenmesidir. Bu kapsamda proje duyuruya çıktı, başarılı çiftlikler belirlenecek ve çiftçiler birbirlerine örnek gösterilecek. İkinci önemli adım ise eğitimdir. Sektörün büyümesi göz önüne alınarak çalışacak insanların, eğitimcilerin eğitimi sağlanacak, bu sayede eğitimli organik tarım çalışanları oluşturulacak. Üçüncü adım ise Ege İhracatçı Birlikleri kapsamında sürdürülebilir kılmak istediğimiz organizasyonun ticaret ayağıdır. Organik ürün işleyen ve organik ürün almak isteyen ithalatçıların, Türkiye’ye gelerek Türk ihracatçılarımızla buluşturulması ve ikili görüşmelerin sağlanması organik tarımın ticari kısmını oluşturuyor. Belirttiğim bu üç adımın asıl amacı gelecek yıllarda da organik tarımı ve bu gibi projeleri sürdürülebilir kılmaktır” dedi.
ETO Derneği Başkanı Atila Ertem, organik tarımın ETO Derneği tarafından eğitimcileri eğitimi konusunda sürdürülebilir hale gelmesini istediklerini belirterek sözlerine devam etti,”Türk-Alman İşbirliği Organik Tarım Projesi kapsamındaki kurslarının ilki başlangıç düzeyinde geçtiğimiz aylarda gerçekleşti. Başlangıç düzeyinde gerçekleşen kursu 15 katılımcı başarıyla bitirdi. Başlangıç (A), ileri (B) ve profesyonel (C) düzeylerde planlanan kurslarımıza Ekim ayında başlayacak olan İleri düzey (B) ile devam edeceğiz. Gelecek yılın başında da profesyonel (C) kursunu yapmayı planlıyoruz. Profesyonel seviyedeki kurs sonucunda katılımcılar, organik tarımda tamamen uzmanlaşmış olacaklar.”
Tamamı Alman Hükümeti tarafından finanse edilen organik tarım projesinin Koordinatörü Elisabeth Rüegg proje için şunları söyledi,”FİBL ve ETO ile uygulamaya konulan Türk-Alman İşbirliği Organik Tarım Projesi’ni T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile sürekli bir iletişim halinde olarak sürdürmekteyiz. Projeyi sürdürmek için demo organik çiftliklere çalışıyoruz, ziraat mühendislerine, üst düzey yöneticilere ve kontrol organlarına proje detayları aktarılıyor ve ikili görüşmelerle organik tarım ticaretini artırmayı hedefliyoruz” dedi.
Elisabeth Rüegg, Türkiye’de 40 bin çiftçinin çiftliklerini organik çiftlik haline getirdiği belirttiği toplantıda, 1994’ten beri Türkiye’nin organik bir düzenlemeye sahip olduğu, 2010’da organik mevzuatın tamamen değiştirildiğini ve bu sayede Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarına adapte edildiğini kaydetti.
“KURU İNCİRİ ORGANİK ÜRETMEK KOLAY”
“Organik kuru üzüm ve kuru incir beklentileri karşılıyor mu?” sorusuna da cevap aranan toplantının ilk gününde, ihracatçı ve ithalatçılarla yapılan ve internette yayınlanan bir anketin sonuçları paylaşıldı. Türkiye’de kuru incirin kuru üzümden daha kolay organik bir yapıda olduğuna dair görüşler olduğunun altı çizilirken en çok değiştirilmek istenen şey organik ürün alıcılarının tutum ve önyargılarının değiştirilmesi olduğu belirtildi. Kuru incir ve kuru üzümün avantajları ve dezavantajları sorulduğunda ise iki ürünün de kalite ve hacim özelliklerinin en önemli avantaj olduğu görüşü oluşurken, öne çıkan dezavantajın kuru üzüm için kalıntı problemi olduğu, kuru incir için ise hiçbir dezavantaj olmadığı tespit edildi. Bilgilendirmeler sonrasında saha ziyaretleri yapıldı. Toplantının ikinci gününde ise ikili görüşmelere devam edildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz