ANKARA (İHA) - Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, orman yangınlarındaki kayıpları 2005 yılında 2 bin 750 hektara düşürdüklerini belirterek, 2006 yılında 350 bin hektar alanı ağaçlandırmayı hedeflediklerini bildirdi.
Bakan Pepe, Orman Genel Müdürlüğü bahçesinde düzenlediği basın toplantısında, 2006 yazı orman yangınlarıyla mücadele eylem planını anlattı. Pepe, Türkiye'nin yüzde 27'sinin ormanlarla kaplı olduğunu belirterek, bu alanların yüzde 50'ye yakınının da bozuk ormanlardan oluştuğunu kaydetti. Ormanların yüzde 75'inin yangın riskine açık olan Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde olduğunu da ifade eden Pepe, Türkiye'de orman yangınlarıyla ilgili kayıtların 1937'den itibaren tutulmaya başlandığını bildirdi.
1992-2002 yılları arasında, orman yangınlarındaki yıllık ortalama kaybın 14 bin hektardan fazla olduğunu bildiren Bakan Pepe, "Biz bu kayıpları 2003'te 6 bin 500 hektara, 2004'te 4 bin 800 hektara, 2005 yılında 2 bin 750 hektara indirdik" dedi. Bu başarının Türkiye ile benzer iklim koşullarına sahip Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan'dan daha fazla olduğunu bildiren Pepe, "Bu arkadaşlarımızın, cansiperane gayretleri neticesinde, orman yangınlarıyla mücadeleyi bir yurt savunması olarak gören bir anlaşış neticesinde bu başarı elde edilmiştir" diye konuştu.
1937'den beri tutulan kayıtlara bakıldığında, bugüne kadar toplam 1 milyon 563 bin hektar ormanın yangında kaybedildiğini ifade eden Pepe, "Ama bunun yerine 3 milyon 760 bin hektar yeni orman kurulmuştur. Yeni kaybedilenden daha fazlası yerine konmuştur" dedi. Ormanın sadece ağaç ve çimenden ibaret olmadığını, içerisinde doğal ortamda yaşayan yaban hayat ve mikro organizmalarıyla muhteşem bir servet olduğunu ifade eden Pepe, orman yangınlarıyla mücadelede yılda yaklaşık 11 bin orman yangın işçisini istihdam ettiklerini bildirdi. Pepe, "Bu 11 bin orman yangın işçisinin yanında Türk Kava Kuvvetleri'nden kiralamış olduğumuz c-130'lar, Türk Hava Kurumu'ndan kiralamış olduğumuz bir pilot 5 uçaktan oluşan hava gücü, yine kendi 6 helikopterimiz ve bunun yanına dışarıdan kiraladığımız 17 tane helikopterle birlikte bu yıl da yangın mücadelesini sürdüreceğiz" diye konuştu.
Pepe ayrıca, havadaki nispi nemin düşmesi, sıcaklığın artmasıyla riskin yükseldiğini gördüklerini ve keşif uçuşları yaptırdıklarını belirterek, "Alo 177 Orman Yangın İhbar Hattı ile pek çok orman yangınına erken müdahale, başarımızın esas püf noktalarından biridir. Orman yangınına biz ne kadar erken müdahale edersek, başarı o denli yüksek oluyor" şeklinde konuştu. "Biz tam bir alan savunması yapıyoruz" diyen Pepe, bu uygulamanın özünde yatanın, bir bölgede çıkan yangına o bölgedeki hava gücünün etmemesi durumunda yakın bölgelerdeki hava gücünün kaydırılması olduğunu anlattı.
Orman yangınlarıyla mücadelenin toplumsal bilinçlenmeyle de bire bir ilgisi olduğuna dikkat çeken Bakan Pepe, medyadaki orman yangın haberlerinin de vatandaşların duyarlılığını artırdığını kaydetti. Pepe, "Vatandaş ormanları kendi öz malı yanıyormuş gibi üzüntüyle görüyor ve bununla alakalı da 'Acaba ne yapabilirim?' diye düşünmesi bizim işimizi önemli ölçüde kolaylaştırıyor" dedi. Türkiye'de orman yangını riskinin en yüksek olduğu ayların haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim olduğunu belirten Pepe, özellikle ormanların altındaki çayırları, otların kuruması ve nispi nemin düşüp hava sıcaklıklarının artmasının bu riski daha da artırdığını söyledi.
Pepe, kuzey yarım kürede yaz olduğunda güney yarım kürede kış olduğunu da hatırlatarak, geçen yıl Roma'da yapılan bir toplantıda Türkiye'nin 'Güney yarım gürede kış olduğunda buradaki yangın söndürme ekiplerinin, araç ve gereçlerin kuzeye kaydırılması, kuzey yarım kürede kış olduğunda da buradaki imkanların güneye kaydırılması' önerisinin kabul edildiğini bildirdi.
"Bu sene 350 milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedefliyoruz"
Pepe, "Ormanlar bir ulusun tek başına malı değildir. Ormanlar bir dünya mirasıdır. Ormanlar bütün ulusların ortak zenginliğidir. Yağmur ormanlarının azalmasının dünyadaki iklim değişikliğini nasıl etkilediğini, ormanların sadece yakacak, kereste olarak görülmesinin asırlar öncesinde kaldığını, ormanların çevre kirliliği, tozların filtre edilmesi, sera gazlarının engellenmesi, su kaynaklarının korunması açısından da fevkalade önemli olduğunu ifade edeyim" şeklinde konuştu.
2006 yılında 350 milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedeflediklerini kaydeden Pepe, "Hedefimiz yıllık ağaçlandırma miktarını yılda 500 bin hektara çıkartmak. Bu seneki hedefimiz 300-350 bin hektar civarında. İnşallah bunu gerçekleştireceğiz" dedi. Hükümet olmalarından önceki ağaçlandırma ortalamasının yıllık 75 bin hektar olduğunu belirten ve bunun 350 bin hektara çıkarttıklarını ifade eden Pepe, "Orman yangınlarında kaybedileni de 14 bin hektardan bunun üçte birine indirdik" dedi.
Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Pepe, Ankara'daki Mamak çöplüğüyle ilgili çalışmaların ne aşamada olduğunun sorulması üzerine, 10 gün önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile birlikte helikopterle, Ankara Çayı, Ankara'nın atık su arıtma tesisleri, Çadırtepe'deki çöp tesisleri ve Mamak'taki çalışmaları yerinde izlediklerini söyledi. Mamak ve Çadırtepe'de iki büyük ayrıştırma tesisinin yapıldığını bildiren Pepe, bunların parçalarının yurt dışından getirildiğini ve montajlarının sürdüğünü kaydetti. Pepe, "Önümüzdeki ay içerisinde bu montajın biteceğini bekliyoruz" dedi.
Pepe, evsel ve sanayi atıklarının kirlettiği Ankara Çayı'nın da kabul edilebilir bir tablo olmadığına işaret ederek, "Bununla alakalı ASKİ Genel Müdürü'ne, bu Ankara Çayı'na atıklarını bırakan sanayi tesisleri ve belediyelerle alakalı ortak bir çalışma yapma kararı aldık. Yani Ankara Çayı'na bundan böyle atıkların bırakan gerek organize sanayi bölgesi gerek sanayi tesisleri gerek belediyeler olsun, yeni Çevre Yasası'nın bize verdiği imkanlar da kullanılarak, bunun önüne geçeceğiz. Buna kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Eski kafayla yoluna devam etmek isteyenler varsa da, yollarına barikat kuracağımızı bilsinler" şeklinde konuştu.
Golf sahalarının yapılması için ağaçların kesilmesine gösterilen tepkilerin sorulması üzerine ise Pepe, şunları kaydetti:
"Kalkınmayla çevreye saygıyı birlikte götürebildiğimiz oranda başarımız o denli büyük olacak. Yani biz kalkınma için çevreyi gözden çıkartamayız. Yani biz golf tesisi de yapacağız, tatil köyleri de kuracağız, fabrika da yapacağız, santral da kuracağız, barajlar da yapacağız, hepsini yapacağız. Ama koruma ve kullanma dengesinin gözeterek yapacağız bunları. Her şey para değil. Ama bizim insanımızın işe ihtiyacı var, ülkenin istihdama, paraya, dövize ihtiyacı var. Bunu nasıl halledeceğiz? Akdeniz'deki turizm politikasının eleştirilecek tarafları olabilir. Biz de onlara istedikleri her yerde golf sahası vermiyoruz. Daha önce bizden talep edilmiş yerlerle alakalı, kendilerine ret cevabı verdik. Ama eminim ki nerede olursa olsun, golf sahası verdiğimizde, bakanlık olarak bizim olumlu görüşümüz karşısında her zaman şöyle bir tepki ortaya konulabilir; 'Sayın Bakan, siz burayı verdiniz, buradan ağaç kesilecek'. Arkadaşlar, kestiğimiz ağaçtan daha fazlasını dikiyoruz. Ama en önemlisi, Türkiye'nin koruma ve kullanma dengesi ve sürdürülebilir kalkınma anlayışını, bütün faaliyetlerimizin tam eksenine oturtuyoruz. Yani daha çok golf tesisi yapılacak. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim."
Bakan Pepe daha sonra genel müdürlük bahçesinde yakın mesafe yangın söndürmelerinde kullanılan basınçlı su tabancasıyla atış yaptı.