Ortadoğu’da Değişen Dengelerin Türkiye Üzerindeki Etkisi

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oya Akgönenç, Ortadoğu’daki siyasi yapılanmaların giderek bölündüğünü, böylelikle oluşan kaos ortamından en çok batılı devletler ve İsrail’in yararlandığını söyledi.Malatya İnönü Üniversitesi Hoca Ahmet Yesevî Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta konuşan Prof. Dr. Akgönenç, “Dünya ve Ortadoğu’da Değişen Dengelerin Türkiye’nin Politikası Üzerindeki Etkisi”ni anlattı. Bir öğrenci topluluğu tarafından organize edilen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Türköz, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oya Akgönenç, Ortadoğu’da değişen dengeler içerisinde Türkiye’nin rolünün ne olması ve bu şartlar altında nasıl bir siyaset izlenmesi gerektiği konusunda bilgi verdi. Konuşmasına Ortadoğu’nun 1. ve 2. Dünya Savaşı ile birlikte Batılı ülkelerce nasıl şekillendirilmiş olduğunu anlatarak başlayan Prof. Dr. Akgönenç, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Ortadoğu’da bitmeyen siyasal istikrarsızlıkların kaynağında, batılı ülkelerin bölgenin sahip olduğu kaynakların paylaşımına ilişkin güç mücadelesinin yattığını belirtti.Mevcut durumda yaşanan süreci “Ortadoğu’nun Balkanlaşması” olarak tanımlayan Prof. Dr. Akgönenç, mikro kimliklerin oluşması yoluyla Ortadoğu’daki siyasi yapılanmaların giderek bölündüğünü, böylelikle oluşan kaos ortamından en çok batılı devletler ve İsrail’in yararlandığının altını çizdi. Bu çerçeve Arap Baharı’nın bölge üzerindeki etkisine de değinen Prof. Dr. Akgönenç, özellikle Mısır’daki askeri darbenin ardından İsrail’in siyasi kazanımlarını anlattı.Prof. Dr. Akgönenç, Türkiye’nin değişen dengeler içerisindeki yerini, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik negatif tavrı ve Türkiye’nin sahip olduğu su kaynaklarını İsrail ile paylaşmasının, üyelik konusunda nasıl zorunlu bir koşul haline getirilmiş olduğunu belirtti. Prof. Dr. Akgönenç, Türkiye’nin önemli bir bölgesel güç olması açısından en önemli avantajının, sahip olduğu genç nüfus olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Akgönenç, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın siyasal koşulları ve yüksek bir kuşak yetiştirilmesinin önemini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.