HABER

Ortak konu genişleme raporu

LONDRA (İHA) - İngiliz ve Avrupa gazetelerinin birçoğunda bugün AB'nin genişleme raporuyla ilgili değerlendirmeler geniş yer aldı.

Financial Times, gazetesinin iç sayfalarındaki, "Üyeliğin yüksek bedeli: Doğu ülkelerinin AB'ye katılmaları, niçin hala tam kesinleşmedi?" başlıklı haberde, tarım alanındaki reformlar, bölgesel yardımlar ve Kıbrıs'ın geleceği gibi konular hala çözüm beklerken, Birliğe katılmak için sırada bekleyen ülkelerle yapılacak görüşmelerin, gerilimli geçeceği kaydediliyor. Haberde şu ifadelere yer verildi:

"Pazar günü bile, Bratislava'dan gelip Viyana'ya girmekte olan sabah treni Avusturya'da çalışan Slovaklarla dolu. Kimileri hemşire ve bilgisayar uzmanı olarak yasal işlerde çalışıyor; kimileriyse inşaat işçisi, garson ya da temizlikçi olarak kaçak işlerde. AB, kurulduğu 1957 yılından bu yanaki en kapsamlı genişleme operasyonu için, gerginlik içinde beklenen nihai kararını vermeye hazırlanırken, Slovakya ile diğer 9 üyenin önünde kaygılı bir dönem uzanıyor.

Avrupa Komisyonu'nun bugün yayımlayacağı ilerleme raporunda sözkonusu ülkelerin, Birliğe girecekleri hemen hemen kesin ise de, bu, koşullar ve takvim konusunda mücadeleler yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Tartışma konusu olan sorunlar çözülmez nitelikli değil ama, hepsi biraraya geldiğinde, genişlemeyi bir yıl hatta daha da fazla geciktirebilir. AB'nin genişlemeden sorumlu yetklisi Günter Verheugen'in dediği gibi, 'Gecikme, bu sürecin inanılırlığını ciddi şekilde etkileyecek". Birlik üyelerinden İsveç ve Danimarka, genişleme yönünde büyük çabalar harcadı. Genişleme konusuna en az istekli ülkelerse, bugün en fazla ekonomik yardımı alan Fransa ve Akdeniz ülkelerinin aralarında olduğu devletler. Ama yine de hiçbir ülke, genişlemenin önemli ölçüde geciktirilmesinden sorumlu tutulmak istemiyor.

Brüksel'deki bir büyükelçi, '15 ülkenin tümü de, genişlemeye bu aşamada ya da Kopenhag'da karşı çıkacak olurlarsa, siyasi bakımdan epeyce zor durumda kalacaklarının farkındalar' diyor. Ama Avrupa ülkeleri kamuoyunun tutumu konusunda da kaygılar taşıyor. AB içinde, insanlar, işçi göçünden ve 10 yeni üyenin daha katılmasının getireceği yükün boyutlardan kaygılı. Aday ülkelerin halklarıysa, üyelik koşullarının, kendilerini, genişlemiş bir Birlik içinde ikinci sınıf yurttaş konumunda bırakacağından kaygılı."

Financial Times'taki, Stefan Wagstyl ve Judy Dempsey imzalı yazıda, genişleme yolunda AB'nin önündeki başlıca engeller ise şöyle sıralanıyor:
"İrlanda Cumhuriyeti'nin geçen yıl halkoylamasıyla reddettiği Nice Antlaşması için, bir kez daha yapacağı oylamada 'evet' diyeceği kesin değil. İrlanda'nın hayır demesi, genişlemeyi durdurmayacak ama, yapılması gerekecek yasal düzenlemeler 2004 yılı hedefinin tutturulmasını engelleyebilir. Bir diğer sorun tarım sübvansiyonları ve Birlik bütçesinin yeni üyeler üzerindeki etkileri. AB'nin ele alması gereken siyasi sorunlardan biri de Kıbrıs. Bu yıl yapılan görüşmelere rağmen, Kıbrıs'ta nicedir süren anlaşmazlık çözüme kavuşturulamadı. Türkiye siyasi ve ekonomik belirsizlik içinde olduğundan, bir anlaşmaya varılması daha da zor görünüyor. ABD, Brüksel'e, önemli bir müttefik olan Türkiye'ye karşı daha esnek davranılması için baskı yapıyor ama, şimdiye kadar bu bir sonuç vermedi. Aynı zamanda Yunanistan, Kıbrıs'ın dışarda bırakılması halinde tüm genişleme sürecini engelleyeceğini söylüyor."

Yine Financial Times'taki, "Türkiye üyelik şansını artırabilmek için reformlara güveniyor" başlıklı haberde, Türkiye'nin gerçekleştirdiği, idam cezasının kaldırılmasından, Kürtçe eğitime ve yayınlara izin verilmesine dek uzanan reformların, bugün yayımlanacak yıllık ilerleme raporunda övgü toplayacağı, ancak Avrupa Komisyonu'nun, Türkiye'ye, üyelik görüşmeleri başlamadan önce, bu reformları uygulamasının beklendiğini bildireceği kaydediliyor. Leyla Boulton imzalı yazıda, yalnızca Kıbrıs'ın güneyindeki Rum kontrolü altındaki bölgenin Birliğe dahil edilmesinin de, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri bozacak bir bunalıma yolaçabileceği belirtilmekte. Birlik liderlerinin Türkiye ile görüşmelere başlanması için belli bir tarih vermelerinin beklenmemesine rağmen, haberde, Ankara'daki bir AB diplomatının şu sözleri aktarılıyor:
"Türkiye için, AB dahilinde, gerçekten bir gelecek bulundu ortaya konmalı ki, Türkiye de, o zaman, önemli siyasi ve kültürel değişimlere gitme riskini göze alsın."
Almanya'da yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Türkiye'nin, asla üye adayları listesinde yeralmayacağını ve almaması gerektiğini yazıyor. Gazete, Türkiye'nin coğrafi, tarihi, kültürel ve siyasi bakımdan Avrupa'nın bir parçası olduğu savının tartışma götürür bir konu olduğunu; AB'nin 1999 yılında Türkiye'yi de aday ülkeler listesine eklemekle, bugüne dek uzanan ve süren bir hata yapmış olduğunu bildiriyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Birlik ile Türkiye arasındaki süreç, daha da uzatılacak olursa, ödenecek bedelin de fazlalaşacağı ve günün birinde kesip atmak gerektiğinde, çok daha ciddi bir bunalım doğacağı yorumunu yapıyor. İngiliz Financial Times gazetesinin bugün yayımladığı Kıbrıs özel ekinden de bazı başlıklar, şöyle:
"AB üyeliği için büyük baskı... Kıbrıslı Rumlar genelde bu girişimleri memnunlukla karşılıyor ama Türk politikacılar farklı düşünüyor... Kuzey Kıbrıs: Ekonomik sorunlar arasında, Ankara'nın niyetleri hala esrarını koruyor. BM, Türkiye'de gelecek ayki seçimlerden sonra daha büyük bir açıklık sağlanmasını bekliyor... Ada'daki Yeşil Hat'ta pek az şey değişti. Ada yeniden birleşse bile, BM barışgücü hemen ortadan çekilemez... Kıbrıs'ta gelecek Şubat'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için beklenmedik ittifaklar. Ama BM gözetimindeki barış görüşmelerinin sonucuna göre seçim ertelenebilir. Adanın en popüler siyasetçisi olan Demetris Hristofias Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmama kararı aldı..."

İngiliz gazetelerinde, Kuzey İrlanda bölgesi yönetimi içinde süregiden bunalım konusu ağılıklı olarak ele alındı. Kuzey İrlanda'daki Birlik yanlılarının, İngiltere hükümetine verdikleri ültimatom, Daiyl Telegraph gazetesine, "Ya Sinn Fein'i atarsınız.. Ya da biz yokuz.." başlığıyla yansıyor. Haberde, Kuzey İrlanda'daki yönetim içinde patlak veren casusluk bunalımı ardından, Birlik yanlılarının, Başbakan Tony Blair'e, Cumhuriyetçi Sinn Fein partisini bölge yönetiminden ihraç etmesi için bir hafta süre tanıdıkları kaydediliyor.

Aynı haberi Independent, "Trimble'ın Sinn Fein ültimatomu, Kuzey İrlanda'yı uca getirdi" başlığıyla veriyor. Times gazetesiyse, "Kuzey İrlanda mühleti" başlıklı haberinde, Kuzey İrlanda Birlik Partisi lideri David Trimble'ın verdiği, nefes aldırmayacak kadar dar mühlet üzerine, Başbakan Blair'in Kuzey İrlanda barış sürecini kurtarma mücadelesi verdiğini yazıyor.

Financial Times, "Birlikçilerin talebi ardından Kuzey İrlanda bunalımı derinleşiyor" diyor. Guardian ise, "Blair, İRA'ya meydan okuyor" başlıklı haberinde, Londra'nın, gelecek 48 saat içinde, silah konusunda büyük ödünler vermesi, aksi halde, 10 yıldır sürdürülen barış sürecinde, Kuzey İrlanda'nın demokratik kurumlarının üçüncü kez ve gayet tehlikeli biçimde çökeceğini anlaması gerektiği konusunda, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu İRA'ya yoğun bir baskı uygulayacağını kaydediyor.

En Çok Aranan Haberler