Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, yeme içme, uyku düzeninde geçici de olsa bir değişim yaşanıyor. Bu değişimler özellikle ilaç kullanmak zorunda olan kronik hastalıklarda önem taşıyor. Zira, ilaç içmeyi ihmal etmek veya ilaç düzenini bozmak hayati riskler oluşturabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu bu nedenle oruç tutmakta ısrar eden hastaların bu durumu doktorlarından saklamamaları gerektiğinin altını çizdi.
Düzenli ilaç kullanan bazı kronik hastalık gruplarının oruç tutabileceğini belirten Prof. Dr, Çurgunlu, “Hipotirodi, kansızlık veya kortizon kullanmayan romatizma hastalarının genel sağlık durumları iyi ise doktorlarının bilgisi dâhilinde oruç tutabilir. Ancak bu noktada hastanın genel durum değerlendirmesi çok önemlidir. Bu nedenle herhangi bir hastalığı olan, düzenli ilaç kullanmak zorunda kalan kişilerin mutlaka doktorlarına danışması gerekir” diye konuştu.
Oruç tutarken düzenli kullanılan ilaçların aksatılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Çurgunlu sözlerine şöyle devam etti: “Doktorlarının görüşünü almadan hareket eden hastalar, bu döneme ya ilacını bırakıyor, ya da uygun olmayan dozlarda ve zamanlarda kullanmaya başlıyor. Bu durum var olan hastalığın tedavisinin aksamasına ve kötüye gitmesine neden oluyor. Ortaya çıkan sorunların önüne geçebilmek için gerekli düzenlemenin kesinlikle hekim ile birlikte yapılması gerekiyor. İlaç kullanmasına rağmen oruç tutabilecek kişilerin doktorunun vereceği ilaç kullanım önerilerine birebir uyması, iftar ve sahur için yapılan yönlendirmeleri de uygulaması gerekir.”
Kronik bir hastalığı olmayan, genel sağlık durumu iyi olan yaşlı kişilerin de kendi tercihlerine göre oruç tutabileceklerinin söyleyen Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, ancak bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini hatırlattı. “İftar ve sahurda proteinden zengin, yağ ve karbonhidrat açısından dengeli, liften zengin gıdalarla beslenilmeli. Bununla birlikte yeterli sıvı alınması ve çay, kahveden de mümkün olduğunca uzak durulmalı” diye konuştu.
Metabolizma dengesini korumanın dengeli - düzenli beslenme ve kaliteli uykudan geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Çurgunlu, “Bu dengenin bozulması vücutta bazı kapıları aralayarak hastalığa neden olabilir, bağışıklığın bozulmasıyla birlikte enfeksiyonların önü açılabilir” dedi.
Uzun süren açlık sonrasında özellikle iftar sofralarında gereğinden fazla yemek yenebildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: “Mideyi rahatsız etmemek için iftara su ve çorba gibi sıvı gıdalar ile başlanmalıdır. 10-15 dakika aradan sonra ana yemeğe geçilmeli. Ana yemek olarak da az yağlı ve baharatlı yemeklerden kaçınılmalı. Fazla ve ağır yemek kilo almaya neden olabileceği gibi sindirim sorunlarını da ortaya çıkabilir. Ayrıca, gıdalar çok iyi çiğnenmeli, iftar ve sahur arasında ise yeterli su tüketmeye dikkat edilmeli.”