Animasyon yapımlar, yalnızca çocuklarn ilgi gösterdiği bir tür olmaktan çıktı. Hatta yetişkinler için hazırlanmış animasyon yapımlarla bile karşılaştık. Bu türün Oscar mücadelesi de, sektörün büyüklerinin animasyon yapımlara ağırlık vermesiyle boyut atladı ve kategori artık çok daha önemli bir kimliğe büründü.
Bu seneki Oscar Ödülleri’nde de animasyonun payı oldukça büyük... Birbirinden harika yapımlar kategorinin adayları arasında. Hepsinin büyük festivallerde birçok kez boy gösterdiğini ve ödüllerle döndüklerini gördük. 88. Oscar Ödülleri’nin En İyi Animasyon Yapım adaylarını incelemeden önce küçük bir not düşelim. Animasyon kategorisinin eklenmesiyle Akademi Ödül töreni belki de 'hiç olmadığı kadar renkli' ve son birkaç yıldır 5 yerine bazen 10'a varan En İyi Film Ödülü adaylarıyla da *['hiç olmadığı kadar çeşitli'* demek isterdik fakat diyemiyoruz.](https://www.mynet.com/trend/sinema-tv)
*Özellikle büyük beşli (big 5) olarak adlandırılan kategorilerde (en iyi film, yönetmen, senaryo, erkek oyuncu, kadın oyuncu) adayların beyazlığı yüzünden Oscar Ödülleri'nin sunucusu Chris Rock'ın birçok dostu ve sektörden arkadaşı töreni protesto etmesi için baskı kuruyor.*
Bu bilgiler ışığında Oscar'ın otomatik olarak en renkli kategorisi En İyi Animasyon Yapım adaylarına kısaca bir göz atalım.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind ve Being John Malkovich filmlerinden tanıdığımız Charlie Kauffmann’ın ilk stop motion denemesi olan Anomalisa, ilginç konusuyla izleyiciyi içine çekiyor. Film konusuyla, müziğiyle ve görselliğiyle birçok animasyon filmde yaşayamadığınız bir duyguyu size yaşatıyor. Eleştirmenlerce kaçırılmaması gereken bir film olarak anılması da tüm bu elementlerin başarıyla bir araya getirilmesinden kaynaklanıyor.
Michael Stone isimli, insanlarla iletişim kurmakta güçlük çeken felçli bir yazarın bir gece tanıştığı bir yabancının hayatını değiştirmesini konu alıyor Anomalisa basitçe.
Film, Altın Küre’de En İyi Animasyon Yapım adayıydı. Venedik Film Festivali başta olmak üzere birçok festivallerden de ödülle döndü. Oscar Ödülleri’nde de ismi oldukça sık geçiyor.
Bu arada Anomalisa Türkiye’de ilk kez !f Film Festivali’nde izleyiciyle buluşacak.
Bu yılın tartışmasız en iyi ve en özgün yapımlarından birisi kabul ediliyor Inside Out. Türkiye’de de ilgiyle karşılandı. Konusunu anlatmadan önce bir Pixar yapımı olduğunu vurgulayalım. Sırf bu bile Inside Out’un kalitesiyle ilgili yeterli veriyi bize sağlıyor.
Çocukluğumuzda hepimizin yaşadığı bir travmayı konu alıyor Inside Out: taşınmak! Taşındıktan sonra yeni bir çevreye, yeni bir sosyal ortama ve yeni bir eve adapte olmak çocukların en büyük endişe kaynaklarından birisi... Riley isimli küçük hanımın bu karmaşık duygularla başa çıkışına ve zihninde gerçekleşenlere tanık olmamızı Pixar ustalığıyla sağlıyor Inside Out... Neşe, Üzüntü, Korku, Öfke ve Nefret isimli beş duygu, Riley’in zihnindeki konsolu yönlendiriyor ve bu yaşam Riley’i sarıp sarmalıyor.
Inside Out, bu senenin Altın Küre kazananı. Oscar Ödülleri’nde de animasyon kategorisinin en güçlü adayı.
Bu arada Inside Out ile ilgili yeni ve heyecan verici bir şeyler öğrenmek istiyorsanız sizi şu içeriğimize bekliyoruz:
Pixar'ın En İyi Animasyon Yapım Oscar Adayı Inside Out Hakkında En İlginç ve Eğlenceli 15 Gerçek
“Boy and the World’ün animasyonu da ismi kadar basit” diyor eleştirmen Roger Ebert, filmle ilgili eleştirisinin hemen başında. Bir çocuğun resim defterinden fırlamış gibi görünen görselleriyle Boy and the World, müthiş bir haz yaşatıyor izleyenlere. Kimi zaman çok basit bulabileceğiniz görüntüler, aniden bir lunaparkın içindeymişizcesine renkleniyor ve Boy and the World ortaya böyle çıkıyor...
Babasını arayan ve filmde ismini bilmediğimiz –yapımcılar tarafından dağıtılan basın bültenlerinde ismi Cuca- bir çocuğun başından geçenleri, renkli zeminler ve renkli karakterlerle sahneliyor Boy and the World... İzleyenine keyifli anlar yaşatıyor ve onlarca festivalden de takdirle dönmeyi ihmal etmiyor. Rakipleri arasında, Oscar’da işi biraz zor olsa da, yapım zaten festivallerden alması gerekeni aldı.
Bu kez karşımızda tanıdık çizgiler var. Yönetmen Hiromasa Yonebayashi’yi Howl’s Moving Cast ve Spirited Away gibi artık efsaneleşmiş animelerden tanıyoruz. Studio Ghibli referanslı When Marnie Was There, anime kültürünün Oscar’da bu seneki devamlılığını sağlıyor. Zaten şöyle bir geçtiğimiz yıllara baksak, neredeyse her yıl bir animenin En İyi Animasyon Yapım kategorisinde adaylığının olduğunu görüyoruz.
İki küçük kızın hikayesi anlatılıyor When Marnie Was There’de... Birisi ailesiyle beraber bir kasabaya taşınmış, bu taşınma sonucunda depresif bir ruh hali içerisine girmiş –yine taşınma, ama bu sefer daha animevari- ve terk edilmiş bir konağa takıntılı bir şekilde bağlanmış; diğeri ise onun bu konakta gördüğü ve gerçekliği bile belli olmayan bir küçük hanım...
Siz hiç çiftlikteki işlerinden bunalan bir koyun gördünüz mü? Shaun the Sheep, Türkiye’de Koyunlar Firarda ismiyle vizyona girdi. Tavuklar Firarda’ya görsel açıdan inanılmaz derecede benziyor ve bu da filme olan bağımızı güçlendiriyor...
Animasyon yazarlığından bu filmle birlikte yönetmenliğe geçen Mark Burton ve bu alanda yeni olmasına rağmen müthiş işler başararak adını duyuran Richard Starzack yönetmenliği üstleniyor. Koyun Shaun şehre inip aklını başından alacak işlere bulaşıp izleyiciyi eğlendiriyor.
Tüm bu başarasına rağmen Shaun the Sheep’in Oscar’da favori gösterilmediğini de not edelim.
Sizin favoriniz hangisi?