9 Şubat akşamı 92'incisi dağıtılacak olan Oscar Ödülleri'ne aday yirmi erkek ve kadın oyuncu arasında sadece ikisi azınlık nüfusa mensup. Bu yıl en iyi yönetmen ödülüne aday gösterilen kadın yönetmense yok. Bu yılki Oscar adaylarını açıklayan aktris Issa Rae'nın ”Bu erkekleri kutlarım” şeklindeki sözleri, bu açıdan oldukça manidardı. Peki Oscar ödüllerini dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, daha fazla çeşitliliğe yer vereceği vaadinde bulunduktan dört yıl sonra neden kadın ve azınlık sanatçıları göz ardı etti?
Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi dört yıl önce ”2020'ye kadın ve azınlık üye sayısını iki katına çıkaracağı” yönünde oylama yapmıştı. Ancak son dört yıldır en iyi yönetmen kategorisinde tek bir kadın yönetmen bile aday gösterilmedi.
Cynthia Erivo, Harriet adlı yapımdaki rolüyle en iyi kadın oyuncu dalında ödüle aday gösterilen tek siyah. Jennifer Lopez Hustlers'daki, Lupita N'yongo Us'daki, Eddie Murphy ise Dolemite is my Name'deki rolleriyle Oscar adaylığına layık görülmedi.
George Mason Üniversitesi Film ve Video Çalışmaları Bölümü öğretim üyesi Cynthia Fuchs, akademi üyelerinin büyük çoğunluğunun beyaz ve erkek olduğuna dikkate çekiyor. Erkekler yüzde 64, beyazlarsa yüzde 84 oranında.
Uzman, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin olumlu adımlar attığını ancak bunun yeterince hızlı olmadığını söylüyor. Az çeşitlilik, azınlıklar ve kadınlarla ilgili yapımlara yatırım yapma konusunda isteksiz olan Hollywood için bu, uzun zamandır ciddi bir mesele. Ancak Fuchs, Black Panther, Get Out ve Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho'nun altı dalda Oscar adayı olan Parasite adlı yapımlara dikkat çekiyor.
Fuchs, Oscar adaylarının çoğunun Hollywood'un içinden geldiğini ve pahalı reklam kampanyaları düzenleyebilecek mali güce sahip olduğunu söylüyor. The Irishman'ın yönetmeni Martin Scorsese ve Once Upon a Time in Hollywood'un yönetmeni Quentin Tarantino, Hollywood'un içinden gelen adayların sadece ikisi.
Bu adayların çoğu, Oscar ödüllerinden önce dağıtılan başka itibarlı ödülleri toplayarak Oscar öncesi ivme kazanıyor. BAFTA, SAG, Altın Küre, Sinema Eleştirmenleri Ödülü gibi ödüller, bunlardan bazıları. Fuchs, Todd Phillips'in gişe hasılatı bir milyar doları aşan Joker adlı yapımının küçük bütçeli bağımsız yapımlara kıyasla daha çok dikkat çektiğini söylüyor.
George Mason Üniversitesi'nden medya uzmanı Richard Craig, Akademi azınlık ve kadın adaylara yavaş da olsa ısınsa da genç nesillerin Oscar ödüllerine olan ilgisinin azaldığını, bunun da törenin izlenme oranını düşürdüğünü söylüyor.
Varig, ”Gençler farklı yollarda ilerliyor. Akademi ödüllerine bakış değişiyor. Henüz bilemiyorum ama belki de gelecekte internet üzerinden yayınlanan içeriklerin arttığını göreceğiz” diyor.
Cynthia Fuchs da aynı görüşte. Çeşitliliğe yer veren, küçük bütçeli filmler yayınlayan şirketlerin sayısı artıyor. Aboneler, aylık ödedikleri düşük ücret karşılığında gerek mobil cihazları üzerinde gerekse konforlu evlerinde dünyanın dört bir yanından sinema içeriği izleme imkanı buluyor.
İnsanlar artık daha farklı yollardan film izliyor. Film yapımcıları da öyle. Artık herkes sinemaya gitmiyor. Netflix, Amazon Prime, Hulu, Disney bunun farkında. Herkes bu gerçeği görüyor.
Fuchs'a göre Hollywood sistemi dışında daha fazla film yapıldıkça Hollywood'un sinema endüstrisinin geleneksel merkezi olarak önemi giderek azalıyor. Uzman, yeterince hızlı reform yapmadığı sürece aynı akıbeti Oscar Ödülleri'nin de paylaşmasının mümkün olduğunu söylüyor.