HABER

Osman Kavala'ya destek açıklaması yapan ülkeler, Erdoğan'ın 'istenmeyen adam' açıklamasına ne yanıt verdi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye Osman Kavala hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma çağrısı yapan 10 ülkenin büyükelçilerini istenmeyen kişi ilan etme açıklamasına söz konusu ülkelerden ilk tepkiler gelmeye başladı. Norveç hukukun üstünlüğüne uyması için Türkiye'ye çağrı yapmaya devam edeceklerini açıklarken Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli "Sindirilmeyeceğiz. Osman Kavala'ya özgürlük" dedi.

Osman Kavala'ya destek açıklaması yapan ülkeler, Erdoğan'ın 'istenmeyen adam' açıklamasına ne yanıt verdi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye Osman Kavala hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma çağrısı yapan 10 ülkenin büyükelçilerini istenmeyen kişi ilan etme açıklamasına söz konusu ülkelerden ilk tepkiler gelmeye başladı.

Norveç hukukun üstünlüğüne uyması için Türkiye'ye çağrı yapmaya devam edeceklerini açıklarken Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli "Sindirilmeyeceğiz. Osman Kavala'ya özgürlük" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında aralarında ABD, Almanya ve Fransa'nın da yer aldığı 10 ülkenin büyükelçileri için "Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler" demişti.

Reuters'a konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi haberleri takip ettiklerini ve konuya netlik getirmesi için Türkiye Dışişleri Bakanlığı'yla iletişime geçtiklerini söyledi.

Ajansa bilgi veren bir Alman Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, 10 ülkenin bu konu hakkında iletişim halinde olduğunu açıkladı.

Norveç: Türkiye'ye çağrı yapmaya devam edeceğiz

Norveç Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Trude Maaseide, "Büyükelçimiz istenmeyen kişi ilan edilmeyi hak edecek hiçbir şey yapmadı" dedi, Türkiye'den henüz kendilerine bir mesaj iletilmediğini söyledi ve ekledi:

"Türkiye'yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalayarak uymaya taahhüt ettiği demokratik standartlar ve hukukun üstünlüğüne uymaya davet etmeyi sürdüreceğiz."

Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli de Twitter hesabından "10 büyükelçinin istenmeyen kişi ilan edilmesi Türk hükümetinin otoriterleşmesinin bir işareti" paylaşımında bulundu.

Sassoli "Sindirilmeyeceğiz. Osman Kavala'ya özgürlük" ifadelerini kullandı.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye'den resmi bir bildirim almadan konuyla ilgili yorum yapmayacaklarını söyledi. Bakanlığın açıklamasında Yeni Zelanda'nın Türkiye ile ilişkilerine değer verdiği aktarıldı.

2017'den beri tutuklu bulunan Osman Kavala, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından savunma yapmasının anlamsızlaştığını söyleyerek bundan sonraki duruşmalara katılmayacağını duyurdu

Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod da henüz resmi bir bildirim almadıklarını, konu hakkında müttefik ülkelerle iletişim içinde olduklarını söyledi ve ekledi:

"Ortak açıklamamızda da yer alan ortak değerlerimizi ve prensiplerimizi savunmaya devam edeceğiz."

Alman diplomat ve Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Woflgang Ischinger, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye'nin böyle bir adım atması durumunda AB'nin ortak bir tutum alarak Avrupa Birliği'ndeki tüm Türk diplomatları sınır dışı etmesini önerdi.

Ischinger'in paylaşımına bir yanıt yazan Alman Yeşiller Partisi'nin kıdemli siyasetçilerinden Cem Özdemir de "Batılı demokrasilerin, Ankara'da net bir şekilde anlaşılacak ortak bir ortak yanıt vermesine ihtiyacımız var" dedi.

Özdemir'in adı, Almanya'da devam eden koalisyon görüşmelerinde dışişleri bakanı adayları arasında geçiyor.

Muhalefetten tepkiler

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "mahvettiği ekonomiye suni gerekçeler yaratma çabasında" olduğunu söyledi.

Gelecek Partisi lideri ve eski başbakan Ahmet Davutoğlu ise böylesi bir adımın Türkiye tarihinin en büyük diplomasi krizi olacağını söyledi.

Söz konusu ülkelerin Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Hukuku ayaklar altına alarak, dış politikayı at pazarlığına çeviren bu iktidar, ülkemizin itibarını yok etmiştir. Kavala'ya her vatandaşımızın hak ettiği bağımsız ve adil yargılanma hakkını verdiğinizde başka başkentleri de susturursunuz" dedi.

Açıklamada hangi ifadeler yer almıştı?

10 ülkenin 18 Ekim'deki ortak açıklamasında şu ifadeler yer almıştı:

"Bugün, Osman Kavala'nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor.

"Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz."

Açıklamaya ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda imza atmıştı.

Erdoğan'ın 'Soros artığı' sözü sonrası Kavala'dan savunma yapmama kararı

21 Ekim'de de Erdoğan, Afrika seyahati dönüşü uçaktaki gazetecilerin sorularını yanıtlarken "Bakın şimdi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye'yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz." demişti.

Ardından da Osman Kavala yazılı bir açıklama yaparak artık duruşmalara katılmayacağını ifade etti:

"Bana yöneltilen suçlamalar herhangi bir delile dayanmıyor olmasına rağmen dört yıldır tutukluyum. Cumhurbaşkanı'nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır.

"Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum.

"Hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum."

En Çok Aranan Haberler