YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Osmanlı çok eşli miydi?

ABD’de Illinois State Üniversitesi’nde doktorasını yapan ve bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Filiz Barın...

ABD’de Illinois State Üniversitesi’nde doktorasını yapan ve bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Filiz Barın Akman, 18. yüzyılda Osmanlı coğrafyasını gezen seyyahların verdiği bilgilere göre Osmanlı toplumunun sanılanın aksine çok eşli olmadığını söyledi. Barın, nüfus kayıtlarına göre de 1848 yılında Kahire’de evli erkeklerin sadece yüzde 2,7’sinin çokeşli olduğunu, aynı yüzyılda, İstanbul’da ise bu oranın yüzde 2 olduğunu kaydetti.
ABD’de Illinois State Üniversitesi’nde doktorasını yapan ve bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Filiz Barın Akman, aylık kültürel aile dergisi Moral Dünyası dergisinin haziran sayısında yayınlanan yazısında Osmanlı toplumunu izleyen seyyahların izlenimlerini anlattı.
Erkeklerden farklı olarak, kadın seyyahların harem dünyasının içine rahatça girebilmeleri ve Osmanlı kadınının günlük yaşamını birebir gözlemleyebilmelerinin erkeklerin Oryantalist algılama çerçevesinde oluşturdukları ”hareme hapis Doğu kadını” ve diğer Oryantalist “şehvet yuvası Doğu” gibi imgelere karşıt bir argüman oluşturmalarını sağladığını ifade eden Barın şunları belirtti: “Haremleri ziyaret eden Batılı kadın seyyahlar, Osmanlı kadınlarının günlük yaşamlarını ve kıyafetlerini ayrıntılı bir şekilde anlatmalarının yanı sıra günümüzde modern Türk toplumunda bile yanlış bilinen, Osmanlı kadınının evlilik, boşanma, mal edinme ve bunun gibi kanuni durumlardaki konumlarına, kendi toplumlarındaki kadınların durumuyla karşılaştırmalar yaparak değinmişlerdir.”
Batı’da Doğu toplumlarında en fazla eleştirilen konuların başında çokeşliliğin yasal olması geldiğini ifade eden Barın “Aralarında Kırım Savaşı'nda İstanbul’a hemşire olarak gelen Florance Nighthangale’in de bulunduğu bazı Batılı gözlemciler, çokeşliliğin Osmanlı toplumunda oldukça yaygın olduğu kanısına vararak bu durumun Doğulu kadınlar için çok acı sonuçlar doğurduğunu belirtmişlerdir. Öte yandan harem hayatını yakından izleme şansı edinen pek çok Batılı seyyah çokeşliliğin sanıldığı kadar yaygın olmadığını söylerler.” dedi.
İstanbul’da üç yıl süreyle kalan İngiliz asıllı Kolonel Charles White’ın 1845 yılında yayınlanan "Three Years in Constantinople" adlı seyahatnamesinde, Osmanlı’da çokeşlilik konusuna değindiğini ifade eden Barın, “White, seyahatnamesinde ‘Çok az ailede bir adamın birden fazla resmî nikâhlı eşi var. Çok az diyorum çünkü başkentte çokeşliliğin yüzde beş oranına bile yaklaşmadığı inkâr edilemez bir gerçektir. Devlette üst düzey görevliler ve çok zenginler haricinde çok nadir görülen bir olaydır ki hatta bu kesim için bile çokeşlilik bir istisna teşkil eder. Nüfusun devam eden artışını sağlayan orta ve alt sınıfa mensup halklar için ise çokeşlilik tamamen olağandışı bir olaydır. Bu ne kişilerin eğilimlerine ne de maddî kapasitelerine uyar.’ demektedir” diye konuştu.
On sekizinci yüzyıl başlarında İstanbul’da konsolos eşine eşlik eden Lady Montagu’nun ise gözlemlerine dayanarak çokeşliliğin Osmanlı’da yaygın olmadığını belirttiğini kaydeden Barın, şu bilgileri veriyor: “Lady Montagu, haremde bulunan her kadının evin erkeğiyle cinsel bir münasebetinin olmadığını, haremde görevli kadınların evin hanımının hizmetinde olduklarını vurgulayarak Batılı erkek yazarların harem fantezilerini de çürütmüştür. Lady Montagu bu konuda seyahatnamesinde ‘Osmanlı hanımları kendilerine hizmet eden kölelerinin kraliçeleridirler ki bunlara yaşlı kadınlar haricinde, ya da hanımın kendi seçtikleri haricince, kocalarının göz ucuyla bile bakmaya izni yoktur. Kanunun bir Türk erkeğine dört eş edinmesine izin verdiği doğrudur fakat üst sınıftan bir adamın bu izni kullandığı ya da bu sınıftan bir kadının da bu duruma katlandığı bir örnek yoktur.’ demektedir.”
Barın, yerli ve yabancı Osmanlı araştırmacılarının da belgelerden çok evliliğin oranının Osmanlı toplumunda düşük olduğunu belirlediğini kaydederek “Nüfus kayıtlarına göre Kahire’de 1848 yılında evli erkeklerin sadece yüzde 2,7’sinin çokeşli olduğu tespit edilmiştir. Aynı yüzyılda, İstanbul’da ise bu oran % 2’dir.” dedi.

FİLİZ BARIN AKMAN
ODTÜ’deki İngiliz Dili Eğitimi üzerine lisans eğitimini tamamladıktan sonra ABD hükümeti tarafından verilen Fulbright Bursu'yla 2004 yılında Amerika’ya gitti. Illinois State Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı mastırını 2006’da tamamladıktan sonra aynı üniversitede doktorasına başladı. Halen “Batı Edebiyatı’nda Türk, Doğulu Kadın ve Harem Algısı” konulu doktora araştırmalarını yürütmektedir. Aynı zamanda bu üniversitede öğretim görevlisi olarak da çalışan akademisyen-yazar, Batı’da Doğu toplumları ve İslam algısı ile harem ve Müslüman Doğulu Kadın imgesi konularında da dersler vermektedir.
Amerika’da çeşitli üniversitelerdeki makale sunumlarının yanı sıra, Filiz Barın Akman, 2010 Kasım ayında Chicago şehrinde 52.’si düzenlenen uluslararası M/MLA-Dil ve Edebiyat Konferansı’nda Batı Edebiyatı’nda İslam Algısı konulu panelin oturum başkanlığını yapmıştır. Filiz Barın Akman, 2011 yazında, Nesil Yayınları’ndan çıkacak olan, “Osmanlı’da Kadın: 19. Yüzyıl İngiliz Seyyahlarının Gözünden Doğulu Kadın İmgesi: Osmanlı Toplumunda Kadının Yeri ve Hakları, Harem Hayatı, Evlilik, Boşanma ve Mal Edinme” isimli kitabın yazarıdır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler