Çınar Vakası olarak bilinen durum Sultan IV. Mehmed döneminde yaşandı. 1648 yılında tahta çocuk yaştayken çıkan IV. Mehmed, kendisinden önceki padişahlar Genç Osman’ın katli ve I. İbrahim’in yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle devlet yönetimine getirildi. Osmanlı Devleti’nin o dönemlerde halk ve yönet yıpranmış vaziyetteydi. Çınar Vakası ise padişahın tahta çıkmasından 8 yıl sonra 1656 yılında vuku buldu.
Osmanlı İmpratorluğu’nun en önemli ve güçlü askeri gücü yeniçeri ocağıydı. Ancak 17. yüzyıla gelinirken ocak isyanların çıkış noktası olarak develet yönetimi güçsüzleştirmeye başlamıştı. 1655-1656 yılları arasında Girit seferi nedeniyle yaşanan ekonomik buhrana bir de vezirazam değişiklikleri eklendiğinde devlet yönetimi bütün otoritesini kaybetmişti.
Ekonomik sıkıntılar dolayısıyla akçelerdeki maden miktarı azaltılıyor, bir nevi devalüasyona gidiliyordu. Askerlerin maaşları da düzenli ödenemiyordu. Askerler değeri düşürülmüş akçeler ile esnaftan alışveriş edemiyor, sık sık pazar yerinde kavgalar çıkıyordu. Bütün bu sebeplerin arkasından 1656 yılının Mart ayında sipahiler ve acemi oğlanlar, İstanbul Kaymakamı Zurnazen Mustafa Paşa'nın kışkırtmalarıyla isyanı başlattılar.
İsyan birkaç gün kadar sürdü. Girit seferinden dönen askerler de isyana katıldı. İsyan eden askerler padişahın değil birkaç devlet görevlisinin idamını istiyordu. Yeniçerilerin başında Şamlı Mehmet, Hasan Ağa ve Karakaş Mehmet Ağalar bulunuyordu. Hasan Ağa padişahın huzuruna çıkarak ölümünü istedikleri 30 kişinin listesini bildirdi.
Padişah bu kişilerin idamını kabul etmeyince, isyancılar hem ölümünü istedikleri şahısları hem de padişahı katletmişlerdi. IV.Mehmet bu hadiseyi unutmamış olacak ki isyancılara cevaben istenilen isimleri idam ettirdi. Cesetler Topkapı Sarayının surlarından aşağıya atıldı. İsyancılar ölümünü istedikleri kişilerin bu cansız bedenlerini alarak Sultanahmet'e götürdüler ve burada büyük bir çınar ağacına, baş aşağı vaziyette astılar.
Cesetlerin asıldığı çınar ağacı baştan aşağıya ölü bedenlerle dolmuştu. Bu cesetler sanki ağacın meyvesi gibi sallanıyorlardı. Bunu gören halk, vaziyeti Hint mitolojisinde geçen Vakvak Ağacına benzettiler. Bu ağacın meyveleri de tarif edildiği üzere insan kafalarından oluşuyordu. O günden sonra bu olay Çınar Vakası veya Vaka-i Vakvakiye adıyla anılmaya başlandı.