YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Osmanlı Şerbetleri Genç Girişimcilerle Yeniden Hayat Bulacak

ABDULGAFUR KILIÇ - Kaybolmaya yüz tutan geleneksel kültür ve el sanatlarını gelecek kuşaklara aktarmak için kurulan Adana Olgunlaşma Enstitüsü, şimdi de Osmanlı şerbetlerini

ABDULGAFUR KILIÇ - Kaybolmaya yüz tutan geleneksel kültür ve el sanatlarını gelecek kuşaklara aktarmak için kurulan Adana Olgunlaşma Enstitüsü, şimdi de Osmanlı şerbetlerini yaşatmak için çalışma başlattı. Geçmişten günümüze kadar bilinen maddi kültürümüzü yaşatma ve tanıtıp gelecek nesillere aktarma görevini titizlikle sürdürmeyi amaçlayan enstitü, geçmişte çok fazla tüketilen, hem sağlıklı hem lezzetli hem de serinletici özelliğiyle bilinen Osmanlı şerbetlerinin yapımını öğrenmek ve öğretmek için turizmci gurme Erol Altun'u davet etti. Adana Olgunlaşma Enstitü'sünden eğitim gören genç girişimcilerden gelen talep üzerine Osmanlı şerbetleriyle ilgili bir çalışma yapmak istediklerini belirten Altun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin, öz kültürümüzde bulunan fakat kaybolan Osmanlı şerbetleriyle ilgili talebi çok yerinde bulduğunu söyledi. Altun, burada eğitim gören öğrencileri şerbet yapımının ince teknikleri ve geleneksel teknikler konusunda bilgilendirmenin kendisini de heyecanlandırdığını ifade etti. İlk olarak gül, yeşil elma şerbetleri ve demir hindi, zencefil, karanfil, hibuskus, tarçın gibi yaklaşık 10 çeşit baharattan oluşan bir şerbet yapımını öğreteceğini belirten Altun, şunları söyledi: "Yeşil elma şerbetinde malzeme olarak 2 yeşil elma, yarım kilogram toz şeker, 2 litre su ve nane kullanılır. Elmalar kabuğu soyularak dörde bölünür. Çekirdekleriyle birlikte derin bir tencereye atılır. Sırasıyla su, elma kabuğu ve şekeri kaynadıktan sonra da nane ilave edilir. 10 dakika kaynadıktan sonra ocaktan alınan şerbet, soğuyuncaya kadar tencerenin kapağı kapalı şekilde bekletilir. Daha sonra ince delikli bir tülbentten süzülür. Osmanlı mutfak kültüründe baharat çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin, demir hindi dediğimiz baharat, aslında Hindistan ve Arap yarımadasında yetişen bir erik ağacı. Osmanlı toprağında yetişen erikler ve meyveler var. Bunlardan da şerbet, şurup ya da reçel yapmak mümkün. Vücudun ihtiyacı olan glikozu ya da şekeri o günlerde, taze meyve ve çiçeklerden, kuru meyve ve çiçeklerden, baharatlardan yapılan bir içecek olan şerbetten alırlardı. 300 çeşidin üzerinde Osmanlı şerbeti var fakat şimdi bunların çok azı biliniyor, içiliyor ve yapılıyor." Altun, burada şerbet konusunda bilgi sahibi olan kursiyerlerin öğrendikleri tarifleri evlerinde pratik olarak rahatlıkla yapabileceklerini ve bu kültürü de yaşatacaklarına inandığını dile getirdi. Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İkbal Kalın ise kurumlarının, her zaman ilklere imza atan, yenilikçi ve araştırmacı bir kurum olduğunu kaydetti. Daha önceki dönemlerde de hep ilklere ve "en"lere imza attıklarını anlatan Kalın, "Şimdi de Osmanlı şerbetlerini dillendirmek, öğrenmek ve öğretmek istedik. Osmanlı şerbetlerinin farklı tarzlarda, kadehlerde ve zarflarda sunumları yapılıyordu. Bu şerbetin orijinal kadehlerini de hazırladık ve o şekilde sunmaya çalıştık" diye konuştu. Kalın, burada aynı zamanda, insanları sağlıksız asitli içecekler yerine sağlıklı bir içecek olan geleneksel kültürün bir parçası Osmanlı şerbetleriyle buluşturmak istediklerini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler