Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı önemli bir eğitim ve kültür projesini hayata geçirdi. Protokol Türkiye’nin 900’ü aşkın merkezinde Osmanlı Türkçesi kurslarının açılabilmesine imkân sağlıyor. 1997 yılında Kültür Bakanlığı ile benzer bir işbirliği ile binlerce insanın Osmanlıca öğrenmesine vesile olan Hayrat Vakfı, şimdi yeni ve daha büyük bir hizmeti gerçekleştiriyor. Aydında 2. Dönem kursları hala devam etmekte olup, ilk dönem kursunu bitirenlerin sertifika töreni dün akşam Aydın Lisesinde gerçekleştirildi. Kursiyerlerden bir üst kura geçenler kayıtlarını yenilediler.
Konuyla ilgili İl koordinatörü, Hayrat Vakfı Aydın Temsilcisi Ahmet Coşkun Bulut kursların devamlı olduğunu ve isteyen herkesin kayıt yaptırabileceğini söyledi ve sorularımızı cevapladı.
Projenin kapsamı ve amacı nedir?
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Hayrat Vakfı arasında Nisan ayında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde tüm Türkiye’de Osmanlı Türkçesi kurslarını başlattık.
Protokolün amacı şudur: “Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı işbirliği ile Milli kültürün en önemli kaynaklarını teşkil eden kütüphaneler, arşivler ile diğer şahıs ve kurumlarda mevcut olan Osmanlıca basma ve yazma eserleri okuyup anlayacak kişileri yetiştirmektir. Bu eserlerdeki bilgi ve belgelerden azami derecede faydalanarak bunları kültür hayatına kazandırmaktır.
Kurs ücreti ne kadar?
Kurslarımız ücretsizdir. Bu hizmetle halkımızın geçmişiyle, milli ve manevi değerleriyle irtibat kurabilecek bir donanıma sahip olmasını istiyoruz. Aslında gayet kolay olan gerek Osmanlıca öğrenimi gerekse Kur’an okumasını daha da kolaylaştırmak istiyoruz. Bununla birlikte kurslardaki eğitim disiplinini sağlamak adına kursiyerlerimizin devamlılığını temin etmeye gayret edeceğiz.
Kursların sonunda sertifika verilecek mi?
Kurslarımız tamamen uzman öğreticiler tarafından verilecek ve kurs sonunda devamlılık sorunu olmayan ve yapılacak imtihanda yeterli puan alan her kursiyerimize sertifika vereceğiz. Elbette burada amaç sertifika değil, Osmanlı Türkçesi öğrenmektir. Sertifika ile de bu başarıyı belgelemek istiyoruz.
Niçin Osmanlı Türkçesi?
Milli kültürümüzün temelini teşkil eden eserlerimizin hemen hemen tamamı Osmanlıcadır. Hâlbuki yeni neslimiz kim bilir hangi dedesinden kalmış bir kitap veya eski bir tapu senedinin, bir paranın, bir çeşme kitabesi, tarihi bir çarşı girişi, ya da belki hergün altından geçtiği üniversite giriş kapısında yazılı olan Osmanlıca metnin gerek muhteva gerekse estetik zevkini yudumlamaktan mahrumdur.
Kendi memleketimizde ecdadımızın her zaman şeref duyduğumuz bin yıllık şanlı bir tarih koridorundan bizlere armağan ettikleri sayısız güzide eserler bugün fikri ve estetik boyutta çoğumuza maalesef bir turiste olduğu kadar uzak, anlamsız ve yabancıdır.
Buna rağmen ne gariptir ki tamamen bize ait olan ve günümüzde artık Osmanlıca olarak tabir edilen Tarihi Türkiye Türkçesi’ni biz yazı dili olmaktan öte ayrı bir lisan zannedenlerimizin sayısı maalesef hiç de az değildir.
Ve yedi asır cihana hükmetmiş bir milletin çocukları artık önüne konulan çevirilerin dışında atalarının bugüne kadar ki kültür birikiminden istifade edememektedirler. Bu çevirilerin birçoğunun eksik ya da hatalı olduğu ise ayrı bir vakadır.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde yüzlerce kişilik kadroyla yıllardan beri üstelik sadece belgelerin tasnifine yönelik daha çok yıllara muhtaç çalışmaların da gösterdiği gibi her biri başlı başına birer değer olan bu güzide eserlerin, tarihi metin ve evrakların teker teker şimdiki yazıya çevrilmesine ne yeterli sayıda teknik elemanımız vardır ne de zaman buna müsaittir.
Üzüntüyle belirtelim ki batılı araştırmacıların hem konuşma dili cihetiyle Türkçeyi hem de bir yazı dili olan Osmanlı Türkçesini öğrenerek yaptıkları derli toplu araştırmalardan bugün Osmanlının torunlarından ancak İngilizce bilenler istifade edebilirken bilimsel çevirileri yapılan bu yabancı kaynaklar da ne gariptir ki bir sokak ötede ki kendi milli kütüphanelerimizi referans göstermektedir.
Osmanlıcayı öğrenmek öz yurdunda kendi kültürüne yabancı kalmış bir neslin vicdan muhasebesinde ecdadına ve tarihine karşı vadesi çoktan dolmuş bir fikir borcudur.
Kayıt olmam için ne yapmam gerekiyor?
En yakınımızda bulunan bir Halk Eğitimi Merkezine müracaat etmek yahut www.osmanlicaegitim.com sitelerine girerek online olarak istenilen bilgileri doldurmak yeterli olacaktır.
Hayrat Vakfı’nı tanıyabilir miyiz?
Hayrat Vakfı, 1974 yılında Üstad Bedîüzzaman Hazretleri’nin talebesi ve kendisinden sonra vazifesini devrettiği en yakın dava arkadaşı Ahmed Husrev Altınbaşak tarafından İstanbul Küçükçekmece’de kuruldu.
Vakfımızın ana gayeleri, kuruluş senedinde şöyle tanımlanmıştır:
“Orta ve yüksek dereceli mekteplere, bütün meslekî okul ve enstitülere devam eden talebelere yurtlar açmak, yiyecek ve yatacak yerler temin etmek, onların daha bilgili, faziletli, ahlâklı, vatansever birer insan olarak yetişmeleri için meslekî ve kültürel kurslar, dershaneler, kütüphaneler ve eğitim kurumları açmak,
İhtisas için yurt dışına talebeler göndermek, gitmiş olanlara burs vermek, Mütevelli heyetinin ittifakı ile her türlü ilmî, tarihî, dinî eserleri basmak, neşretmek, Kur’ân-ı Kerîm basmak ve baskı işleri için dâhilden ve hariçten kâğıt ve matbaa makinaları temin etmek, matbaa kurmak,
Vakfa bağışlanacak menkul ve gayrimenkulleri vakıf gayesi istikametinde kullanmak, idare etmek, vakıf kaynaklarını geliştirmek,
Fakirlere ve hastalara, dul ve yetimlere vakfın imkânları nispetinde her türlü yardımda bulunmak.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz