Yüzyıllar önce Türk kahvesi, zeytinyağı, ipek dokumacılığı, cam eşya üretimi ve halıcılık gibi iş kollarında oluşturulan markalar Osmanlı’dan günümüze marka değerini korumaya devam ediyor.Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde kurulan Sultan II. Abdülhamid Uygulama ve Araştırma Merkezi, Yıldız Saray Sohbetleri ile her ay yeni bir konu ve konukla kapılarını aralıyor. Müdürlüğünü Prof. Dr. Ayşe Melek Özyetgin’in yaptığı Merkez; Sultan II. Abdülhamid’in ve döneminin araştırılması, bilinmeyen yönlerinin ortaya çıkarılması, bu alanda yapılacak akademik çalışma ve projelerin desteklenmesi, teşvik edilmesi, ulusal ve uluslararası platformlarda duyurulması gibi önemli bir misyonu üstlenecek. Yıldız Saray Sohbetlerinin bu ayki konuğu önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Nükhet Vardar oldu. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e markalaşma konulu söyleşiye Yüzyıllık Markalar Derneği ile ünü ülke sınırlarını aşan markaların temsilcileri katıldı.Türkiye’nin markalaşma yarışına kendine özgü nedenlerle geriden katıldığını ve bu yarışta küçük, çekingen adımlarla ilerlediğine dikkat çeken Prof. Dr. Nükhet Vardar şunları söyledi:" Türkiye’de, 1800’lerden bu yana markalaşmaya önem verildiğini ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yabancı firma ve marka sahiplerinin Osmanlı topraklarındaki pazar potansiyelini erken fark ederek, kendi markalarını ülkemizde üretebilmek, pazarlayabilmek ve satabilmek için marka tescili konusunda çok hızlı davrandıklarını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra, o tarihlerde faaliyet gösteren bazı tüccarların ve girişimcilerin de marka tesciline karşı duyarlı olduklarını gözlemleyebiliyoruz."" EN İYİ YAPTIKLARI İŞLERDE MARKALAŞTILAR"Osmanlı’dan bugüne yüzyıllardır markalaşmalarını kesintisiz sürdürebilen kuruluşların , en iyi yaptıkları işlerde markalaşarak günümüze dek varlıkları koruyabildiklerini söyleyen Prof. Dr. Vardar , "En köklü markaları incelediğimizde, bu şirketlerin ana işkollarındaki odaklarını kaybetmeden hep yeniliklerin peşinde koştuklarını görmekteyiz.Bizim de yapmamız gereken, yüzyıllardır ürettiğimiz ve üretim teknolojilerindeki gelişmelere aşina olduğumuz işkollarında, günümüz teknolojisinden yararlanarak, zaten öteden beri varlık gösterdiğimiz alanlardaki gücümüzü pekiştirmek ve öncelikle bu sektörlerde marka yaratmak olmalıdır. Örneğin Türk kahvesi, zeytinyağı üretimi, ipek dokumacılık, cam eşya üretimi, halıcılık, seramik gibi daha pek çok işkolunda ülkemiz yüz yılı aşan geçmişe sahiptir. Bu markalar sadece bize aittir - yani bunlar endemik markalardır" diye konuştu.Türkiye’nin Dünya üzerinde bu iş kolları ile bilindiğini söyleyen Vardar, "Kimse bu işkollarında bizden daha iyi olamaz. Dünyada da bu işkolları anıldığında, Türkiye hatırlara gelmektedir. Geçmiş demek, bir konuda uzmanlık demektir. Üretim tekniğinde tüm dünyada üstünlük yakaladıktan sonra, bu markalara yatırım yapıldığında, markalarımızın hem ulusal hem de küresel boyuttaki başarılarında hızlı bir artış gözlemlenecektir. Bu doğrultuda atılacak adımlar ülkemiz verilerine dayalı bir araştırma ile ortaya konmalı ve bu araştırma sonuçlarına göre hareket edilmelidir" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz