HABER

ÖSO kimlerden oluşur? SDG'nin amacı nedir? Suriye'de neler oluyor?

Suriye'de çatışan gruplar kim ve birbirlerine hangi bağ ile bağlılar?

ÖSO kimlerden oluşur? SDG'nin amacı nedir? Suriye'de neler oluyor?

Selim Gerçeker / Mynet Haber

Yıllardır devam eden Ortadoğu savaşının son durağı Suriye. Bölgede çatışan, PYD-YPG, SDG, ABD&İsrail destekli ÖSO, IŞİD ve Suriye ordusu gibi farklı kutupların yanında TSK'nın Cerablus operasyonuyla savaşa dahil olması, savaşta yeni bir döneme girildiği iddialarını doğurdu. ABD'nin bir yandan ÖSO'ya destek verirken öte yandan Suriye'nin neredeyse tüm kuzey sınırını kontrol altına alan ve SDG ile ortak hareket eden YPG'ye de yardım etmesi bölgedeki karmaşıklığın, buzdağının su üstünde kalan bölümü misali, çok küçük bir kısmı.

Türkiye'nin Cerablus operasyonu sırasındaki müttefiği ABD ve İsrail destekli ÖSO kimdir?

Özgür Suriye Ordusu veya Hür Suriye Ordusu, Temmuz 2011 tarihinde Riyad el-Esad liderliğinde Suriye'de kurulan, Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı devirmek için savaşan, El-Kaide'nin Suriye kolu El-Nusra gibi terör örgütlerini ve paralı savaşçılarla birçok çeteyi de bünyesinde barındıran bir silahlı örgüt. Siyasi kanadı Suriye Ulusal Konseyi'dir ve ona bağlı olmasıyla bilinir.

ÖSO her ne kadar yayınladığı bildiride hiçbir kaynaktan destek almadığını belirtse de Esad rejimini yıkmak için bazı Arap ülkeleri, batılı ülkeler, İsrail ve ABD'den maddi yardım aldığı biliniyor.

Suriye ordusunun sivillere ateş açmasıyla başlayan ordudaki yaprak dökümünü fırsat bilen Suriye Hava Kuvvetleri albayı Riyad el-Esad görevinden istifa ederek tüm milisleri ve kaçak askerleri bir araya toplayıp ÖSO'yu kurdu.

Peki bu ÖSO'nun içinde kimler var? Yeni Şafak gazetesinin henüz örgütün yeni kurulduğu 2012'deki haberinde ÖSO'daki bazı gruplar tanıtılıyor.

Tevhid Tugayları: Halep ve İdlip kentinde etkin. El Kaide'ye yakın. Yüksek rütbeli Suriye subaylarını kabul etmiyor.

Liva et-Tevhid: ÖSO tarafından destekleniyor. Halep, Şam ve Suriye-Türkiye sınırında etkinler. Tevhid Tugayları ile karıştırılıyor.

El-Nursa Cephesi: Yabancı savaşçıların buluştuğu en etkin grup. El Kaide''nin bir kolu olarak görülüyor. Ancak grup siyasi olarak kendini El Kaide''den ayrı tutuyor. Halep, Şam ve İdlib''te etkililer.

Faruk Tugayları: ÖSO'nun en faal gruplarından biri. Humus'ta etkinler. 7 bin savaşçısı olduğu tahmin ediliyor.

Açık Tabur: Selefi grupların etkin olduğu daha çok yabancı savaşçılardan oluşan bir yapı. Halep''te etkinler. İçlerinde asker ve sivil muhalifler de var.

Özgür Şam: Selefi gruplardan oluşuyor. İçinde ''Türk Osmanlı Karahan'' grubunun da yer aldığı belirtiliyor.

PYD: PKK'ya yakınlığı ile bilinen PYD''nin silahlı gücü de Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerde etkin. Ama Esed rejimine karşı mücadele etmiyorlar. Fakat şu sıralar PYD'nin rolü bir hayli karışık. O yüzden ÖSO'dan demek artık yanlış olur.

Bunlarla birlikte 2013'te ABD'li bir askeri yetkili Pentagon'a ÖSO'yu oluşturan grupların yarısından fazlasının radikal İslamcı olduğunu ve bu sayının gün geçtikçe arttığını iletmişti.

ÖSO, insanları binalardan atmaktan küçük çocuklara ya da tutsaklara yaptıkları işkencelere kadar birçok eylemini videoya çekip internet ortamına aktardı. Birçok uluslararası siyaset bilimciye ve analiste göre OSÖ da en az IŞİD kadar tehlikeli.

Hemen daha örgütün yeni kurulduğu yıllarda Cüneyt Özdemir Radikal'e yazdığı köşe yazısında o yıllarda bölgede bulunan savaş muhabiri arkadaşı Sebati Karakurt'tan aldığı bilgileri okuyuculara aktarıyor. Cüneyt Özdemir'in ÖSO'yu sorma nedeni; internette izlediği bir videodan dolayı dehşete kapılması. Postanede çalışan resmi devlet memurlarının 6 katlı binanın çatısından aşağı atıldığı videoda etrafta toplanmış halktan zafer çığlıkları kopuyor. Özdemir, uzun zamandır böyle bir vahşete denk gelmediğini de sözlerine ekliyor.

Telefonu açtığında Suriye sınırından geçmiş, Gaziantep’ten İstanbul’a dönüyormuş Karakurt. İnternetteki görüntülerden bahsedip “Sence bu görüntüler gerçek olabilir mi?” diye soruyor Özdemir. “Mümkündür...” cevabını alıyor ve Karakurt devam ediyor konuşmasına “Ben gözümle görmedim ama bu izlediğin görüntüleri yapacaklarını söyleyen çok kişinin sözlerini kulaklarımla duydum” diye ekliyor.

Sebati’ye Özdemir'in ikinci sorusu “Peki kim bu insanlar, Özgür Suriye Ordusu dedikleri bu mudur?” oluyor.

Sebati’nin gözlemlerine dayanarak verdiği cevap şöyle;

“Evet, bu... Aralarında canla başla savaşan Türkmenler var. Rocker’lar var. Kolları ciletlenerek çizik çizik psikopat hapçılar var. Hayatta hiçbir şey olamayıp 8 yıl hapiste kalan dünün mahkûmu bugünün savaşçıları var. Radikal İslamcılar var. Kendilerini El Kaideci olarak tanıtanlar var. Yağmacılar var. Gördüğü ilk Alevinin ‘gırtlağını keseceğim’ diyen de var. Rejim yıkıldıktan sonra özgür bir ülke düşleyen de var.”

Ayrıca 2014 yılında IŞİD mevzilerinde 10 gün geçiren Alman gazeteci Jürgen Todenhöfer ÖSO'nun IŞİD'e silah sattığını yazmıştı.

YPG-PYD ve SDG kimdir?

SDG: Açılımı Suriye Demokratik Güçleri olan Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmenlerden oluşan IŞİD'e karşı mücadele için oluşturulmuş ortak bir operasyon gücü olarak biliniyor. ÖSO'ya destek veren bazı gruplar SDG'ye de destek veriyor. El-Nusra Cephesi'nin bazı bileşenleri de bunlar arasında.

Ekim 2015'te IŞİD'i Rakka ve çevresinden çıkarmak amacıyla kurulduğu belirtiliyor. 27 Aralık 2015'te Suriye Demokratik Güçlerinin Fırat'ın batı yakasına geçerek Tişrin Barajı'nı IŞİD'den alması ise tartışma konusu oldu. SDG'nin Suriye'deki son adımı Ağustos'ta Menbiç'i IŞİD'den temizlemek oldu.

SDG ve PYD'ye ABD'de de destek veriyor. Görünürdeki ortak düşman IŞİD. Türkiye IŞİD'i temizlemek için Careblus'a girdi ve müttefiği olduğu ÖSO'ya boşalan yerleri bırakacağını söyledi. Operasyon'dan önce olduğu gibi YPG'nin Fırat'ın batısından çekilmesi isteğini yeniden dile getirdi. YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'ndense yanıt gecikmedi; SDG, bu konuda söz sahibinin kendileri olduğunu açıkladı.

Reuters'a konuşan SDG sözcüsü , Cerablus'taki Fırat Kalkanı Operasyonu'nu da değerlendirerek "Suriye'nin içişlerine bariz bir müdahale" yorumunda bulundu.

Türkiye'ye destek veren ABD, SDG'ye destek veren de ABD, ayrıca ÖSO'ya destek veren de yine ABD. Bölgeye IŞİD'i temizlemek adına operasyon düzenlendi ancak karşılıklı restleşmeler sonucu bölgede sıcaklığın daha da yükselmesi olası. ABD'nin, destek verdiği güçler arasındaki olası bir gerilimde alacağı tavır bölgenin kaderindeki en büyük etkiye sahip gibi görünüyor.

Özellikle PYD-YPG ve Türkiye-TSK arasındaki gerginliğin en büyük sebebi Menbiç.

Suriye’nin kuzeyindeki Menbiç kenti terör örgütü IŞİD’in elindeydi. PYD, SDG ve ABD’nin destek verdiği operasyonlar 1 Haziran’dan Ağustos'un başına kadar devam etti. Yaklaşık iki aydır kentin çevresi SDG tarafından kuşatılmış olsa da IŞİD’in kent merkezinde hazırladığı tuzaklar, sivilleri rehin alması ve güçlerini de kent merkezinde toplaması Menbiç’in alınmasını bir hayli zorlaştırdı. Öte yandan kuşatma altındaki kentteki IŞİD militanlarının dışarıyla bağlantılarının önemli ölçüde kesilmiş olması nedeniyle zaman içinde terör örgütünün direnişi zayıfladı. Ayrıca IŞİD bölgeden kaçarken sivil halkı rehine alıp kendilerine kalkan yaparak Türkiye'nin ÖSO ile operasyon düzenledikleri Cerablus'a kaçtılar.

Amerikan ajansı AP Menbiç'in IŞİD'den alınmasını “SDG’nin Menbiç’i alması, IŞİD için 2015’in Temmuz ayında kaybettikleri (Türkiye sınırındaki) Tel Abyad’dan beri en büyük stratejik yenilgi olacaktır” başlığıyla verdi. AP’nin haberinde Menbiç’i ele geçiren SDG güçlerinin çoğunlukla Kürtlerden oluştuğu bilgisi de yer aldı. Amerikalı yetkililer, Türkiye’nin, PYD’nin silahlı gücü YPG’nin SDG içinde yer alması nedeniyle getirdiği itirazlar üzerine Menbiç’e operasyon yapan SDG birliklerinin çoğunun Arap gruplardan oluştuğunu ifade etmişti.

Menbiç neden bu kadar önemli?

Türkiye sınırına sadece 40 km uzaklıktaki Menbiç, IŞİD’in Türkiye üzerinden Avrupa’ya militan gönderdiği nokta olarak biliniyor. Ayrıca, terör örgütünün Rakka ve Deyr ez Zor’a da militan akışını da buradan sağlıyor. Menbiç’te PYD ağırlıklı SDG’nin hakimiyet sağlaması, bölgenin PYD’nin ilan ettiği batıdaki Afrin kantonuyla Kobani’nin birleşmesinin de önünü açıyor. ABD’nin IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk,Haziran'da “Menbiç, Paris ve Brüksel saldırılarını düzenleyenlerin geçtiğini düşündüğümüz yer” diye açıklamada bulunmuştu.

Menbiç'in alınması ve Türkiye'nin Cerablus operasyonu bölgenin geleceği ile ilgili birçok soru işaretini beraberinde getiriyor.

Suriye içinde çatışan birçok grup olmasına rağmen Suriye'deki savaşın gidişatında bu grupların ideolojik ve siyasi amaçları kadar, bu grupları destekleyen Rusya, İsrail ve ABD gibi güçlerin arasındaki ilişkilerin de etkisi olduğunu söylemek mümkün. Bundan sonra atılacak adımların ve bu adımların doğuracağı sonuçların ne olacağı ise şimdilik cevabı olmayan sorular.

En Çok Aranan Haberler