CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in istifasını istedi.
Kılıçdaroğlu buna, “Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Cumhurbaşkanı’nı yanılttı. Bu ağır ahlaki suçtur. 1.7 milyon gencin gelecek umudunu kararttı. Acemiliğini itiraf etti. Etik denen bir şey var” diye 4 gerekçe sıraladı. Kılıçdaroğlu, Hürriyet’in sorularını yanıtlarken şu değerlendirmelerde bulundu:
Bir de savunuyorlar
“Yıllarca herkesin güven duyduğu bir kurumun, ÖSYM’nin nasıl tahrip edildiğini hep beraber gördük. Toplumu derinden sarsan bir olay. Bizi şaşkınlığa uğratan durum, yargıya intikal eden bir konudan Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Milli Eğitim Bakanı’nın, AKP sözcüsünün ‘Hayır, burada bir şey yok’ demeleridir. Kaldı ki sınavdan birinci derece sorumlu kişiler, hata olduğunu zaten kabul ediyorlar. Hata olduğu bilindiği, itiraf edildiği halde nasıl olur da hâlâ bu çarpık düzen savunulur?
Siyasallaştırmadık
Bu konuda çok dikkatli davrandık. Olayı siyasallaştırmak istemiyoruz. Çünkü bu olay 1.7 gencin yüreklerini hoplatan bir konu. Bu gençlerimizin, ailelerinin beklentileri var, gençler isyan ediyorlar. Bunu siyasi ranta dönüştürüp milletin önüne çıkma kolaycılığına girmek istemedik. Bu tür kurumlar güven kurumudur, oraya seçilecek insanların topluma güven vermesi, birikimi, liyakati olması şart. Bütün bunları ters yüz ediyorsunuz, sırf benim yandaşım, diye birilerini getiriyorsunuz, o da sizin istediğiniz gibi bir sonucu ortaya koyuyor. İdeali olan gençlerin gelecek umudunu karartmak ÖSYM Başkanı’nın görevi midir Allah aşkına?
Kesinlikle ayrılmalı
Hâlâ o koltukta oturuyor. Etik denen bir kavram var. İtiraf ediyorsunuz, eğer bunu yapıyorsanız oradan çekileceksiniz. Kesinlikle oradan ayrılmalı. Ayrılmalı ki o kuruma güven duyulsun. Orası, sadece yüksek öğretime öğrenci seçmiyor, hakimin, kamu görevlisinin sınavını da yapıyor. Neden; çünkü güven duyulan bir kurumdu, şimdi güven duyulmuyor. Güvensizlik zinciri kendiliğinden oluşmadı, bilinçli bir sürecin sonunda ortaya çıktı. Sınav kitapçıklarını, istediğiniz gibi düzenleyin diye nasıl bir özel kuruma verirsin, sizin göreviniz ne?
Yanlış bilgi verdi
Cumhurbaşkanı geri adım attı; çünkü itiraf ortaya çıktı, geri adım atmak zorunda kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı yanıltan ÖSYM Başkanı’dır. Bir ülkenin cumhurbaşkanını yanıltmak ağır suçtur, ahlaki olarak ağır bir suçtur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor, nasıl yanıltırsınız? Hem yanıltıyor hem de yerinde kalıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı kendiliğinden çıkıp konuşmadı ki, ÖSYM Başkanı ile konuştuktan sonra ‘İkna oldum’ dedi. Nasıl Cumhurbaşkanı’na yanlış bilgi verir?”