Ötenazi iddiasına takipsizlik

Solunum cihazına bağlı olarak yaşatılan 22 yaşındaki Meryem Topçu'nun ailesi tarafından fişi çekildiği iddiasını soruşturan Şişli Cumhuriyet Savcılığı yeterli delil olmadığı gerekçesiyle takipsizlik verildi.

Akşam gazetesinin haberine göre; Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kan kanseri tedavisi gören ve son günlerinde solunum cihazına bağlı olarak yaşatılan 22 yaşındaki Meryem Topçu'nun ailesi tarafından solunum cihazı fişi çekilerek öldürüldü iddiasıyla Şişli Cumhuriyet Savcısı Faruk Bildirici’nin yürüttüğü soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Savcı verdiği takipsizlik kararında fişi çektiği iddia edilen anne Şükriye İsi’nin duyduğu acı nedeniyle kızına sarıldığı anda kızın boğazındaki gazlı bezi gevşetmiş olduğu anlaşılsa da, ölümün şüphelinin bu eyleminden dolayı gerçekleşmiş olduğuna dair yeterli delil olmadığı takipsizlik verdi. Baba Mehmet Emin isi ve Zübeyda Taylan’ın da iddia edilen suçu işlediklerine dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kamu davası açılmasına gerek olmadığına kanaat getirdi.

**ADLİ TIP “FİŞ ÇEKİLMİŞ DE KENDİLİĞİNDEN ÇIKMIŞ DA OLABİLİR”**

Takipsizlik kararında yer alan Adli Tıp’ın raporunda Meryem Topcu’yu hayata bağlayan solunum cihazı fişinin bir başkası tarafından çıkarılabileceği gibi kendiliğinden çıkmasının mümkün olduğu yer aldı. Raporda Topçu’nun yaşam fonksiyonlarının iyi olmadığı, şuurunun kapalı olduğu, kendisi solunum yapamadığı göz önüne alındığında ölüm ihtimalinin yüksek oldu belirtildi.

**BABA “KIZIMI MAKİNADAN ÇEKİN” DEMİŞTİ**

Takipsizlik kararında Dr. Remzi Yıldız’ın savcılıkta verdiği ifadelerde olaya ilişkin ilginç ayrıntılar yer aldı. Baba Mehmet İsi’nin kendisine “hastanın makineden çekilmesini ve fazla ızdırap çekmemesini” söylediğini bende buna karşılık “Dediğinin tıbben ve hukuken mümkün olmadığını” söylediği yer aldı. Yıldız, Mehmet İsi ile aralarında geçen bu konuşmanın ardından kızın ölüm haberinin aldığını söyledi.

**ANNE “KIZIMIN ELLERİNİ, AYAKLARINI ÖPTÜM, KENDİMDEN GEÇTİM”**

Takipsizlik kararında anne Şükriye İsi savcılığa verdiği ifadede “Bana doktor kızımın beyinsel olarak öldüğünü söylediler. Kızımın ellerini, tırnaklarını ve ayaklarını öpüp kokladım. O ana kendimi kaybetmiştim. 9 ay boyunca kemoterapiyle ilgilendim. Hortum ağzında takılıydı. Boğazında gazlı bez vardı. Onu gevşettim. Tüpü çıkarmadım. Hortumun boğazından nasıl çıktığını bilmiyorum” dediği yer aldı.

**“ARTIK ÖLDÜ KURAN GELDİ”**

Takipsizlik kararında Dr. Nurten Arıca’nın verdiği ifadede hastanın yanında iki bayanın olduğunu ve bayanların kuran okurken bulduğunu söyledi. Hastanın yanındaki kadınların Arıca’ya “Hastama dokunmayın, eziyet etmeyin, Artık öldü, kuran geldi” dediğini ve kadınları güvenlik zoruyla çıkarabildiklerini söyledi.