Otoimmünite, bağışıklık sisteminin düzgün bir şekilde işlemeyerek kişinin kendi öz hücrelerine zarar verdiği tıbbi bir durumdur. Bağışıklık sistemi, bakteriler ve virüsler gibi mikrobik istilacılara karşı vücudumuzu korumak üzere tasarlanmıştır. Gerektiği gibi çalıştığında, bağışıklık sistemi bu mikrobik yabancıları algılar, onları çevrelemek ve öldürmek için savaşçı hücrelerden oluşan bir savunma gücü gönderir. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, yabancı istilacılar ile vücudun kendi hücreleri, organları ve “iyi” mikroorganizmaları arasındaki farkı bilir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Aşkın Nasırcılar, bağışıklık sisteminin vücuda savaş açması olarak tanımlanan otoimmün hastalıklar hakkında bilgi verdi.
SAĞLIKLI HÜCRE VE DOKULARI TEHDİT EDİYOR
Otoimmün hastalık durumunda, bağışıklık sisteminin vücudun bir parçasını yanlışlıkla yabancı bir istilacı olarak (bir organ, kıkırdak, kas, cilt veya sinirler gibi) algılandığını belirten Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar, “Bu olduğunda, otoantikor olarak adlandırılan proteinler, sağlıklı hücrelere, dokulara sanki zararlı mikroplar veya organizmalarmış gibi saldırmaya başlar.” dedi.
KADINLARDA GÖRÜLME OLASILIĞI DAHA YÜKSEK: ÇEVRESEL FAKTÖRLER VE BESLENME ETKİSİ
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Aşkın Nasırcılar, tıp biliminin bağışıklık sisteminin neden birdenbire vücutta öz hücrelere saldırdığı konusunda kesin bir cevaba sahip olmadığını belirtti. Bazı kişilerin otoimmün hastalığa daha yatkın olduğunun bilindiğini belirten Nasırcılar “Örneğin, otoimmün rahatsızlıklar kadınlarda erkeklere göre 2’ye 1 oranında daha fazla görülmektedir. Bu, kadınların % 6,4’ünün ve erkeklerin % 2,7’sinin otoimmün bir hastalık ile teşhis edileceği anlamına gelmektedir. Ayrıca, otoimmünite ile doğurganlık çağındaki kadın arasında ilişki olduğu görülmektedir. Sıklıkla kadınlar, 14-44 yaşları arasında teşhis edilirler.” dedi.
Bazı otoimmün rahatsızlıkların belirli etnik grupları veya aileleri etkileme olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar “Çevresel tetikleyicilerle ilgili olan bir diğer şey, “Batı” beslenmesi olarak bilinen yağı yüksek, şekeri yüksek, yüksek oranda işlenmiş ve ısıl işlem görmüş gıdalarla beslenme şeklidir. Bu kategorideki birçok gıdanın bağışıklık tepkisi oluşturarak ve/veya bağırsaklarda zararlı bakterilerin ve mikropların artmasına neden olarak otoimmüniteye ve inflamasyona (iltihap) giden yolu açtığını düşünüyoruz.” dedi.
14 YAYGIN OTOİMMÜN RAHATSIZLIK
80'den fazla otoimmün hastalık bulunuyor. En yaygın 14 tanesi olarak şunları sayılabilir:
Tip 1 Diyabet, Romatoid Artrit (RA) (Eklem İltihabı), Sedef Hastalığı (Psöriyazis/Psöriyatik Artrit), Multipl Skleroz (MS), Sistemik Lupus Eritematozus, İnflamatuvar Bağırsak Hastalığı (İBH), Addison Hastalığı, Graves Hastalığı, Sjögren Sendromu, HaşimatoTiroiditi, Myasthenia Gravis, Vaskülit, Pernisiyöz Anemi, Çölyak Hastalığı
OTOİMMÜN HASTALI
Otoimmün hastalıklarda ortak olan bazı belirtiler olduğunu belirten Nasırcılar, bu ortak belirtileri şöyle sıraladı:
Yorgunluk, ağrıyan kaslar, şiş ve/veya kızarmış eklemler veya dokular, düşük ateş, konsantrasyon zorlukları, eller ve/veya ayaklarda karıncalanma ve/veya uyuşma, saç dökülmesi ve deri döküntüleri
Her hastalıkta olduğu gibi otoimmün hastalık belirtilerinin de bireysel farklılıklara sahip olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Nasırcılar, “Bazı otoimmün rahatsızlıklarda belirtiler, sedef hastalığı, eklem romatizması veya multipl skleroz vakalarında olduğu gibi ara ara gelip gidebilir. Bu artış ve gerileme döngüleri, alevlenme ve hafifleme olarak bilinir.” dedi.
NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Özellikle alevlenen ve hafifleyen türde otoimmün bir hastalıkta “büyütülecek bir şey olmadığına” dair hastanın kendisini ikna etmesinin kolay olduğuna dikkat çeken Nasırcılar, bu durumun hastalığın ilerlemesine sebep olacağını belirtti. Otoimmün rahatsızlıkların tek bir test ile teşhis edilemeyeceğini belirterek, “Tanıyı koyabilmek için muayene bulgularının profesyonelce değerlendirilmesi gerekir.
Çoğu zaman kullanılan ilk test, antinükleer antikor testidir (ANA). Bu test, bir otoimmün hastalığınızın olması olasılığını belirlemenize yardımcı olurken, hangisine sahip olduğunuzu ortaya çıkarmayacaktır.” dedi.
OTOİMMÜN RAHATSIZLIKLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Otoimmün rahatsızlıkların genellikle tedavi edilebilir olarak kabul edilmediğini ancak, çoğunun etkin bir şekilde yönetilebildiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Aşkın Nasırcılar, “Amaç, büyük çaplı bağışıklık yanıtlarını kontrol etmek ve alevlenmelerin sıklığını ve ortaya çıktıklarında belirtilerin şiddetini azaltmak için iltihabı hafifletmektir.” dedi.
Bilinen geleneksel tedaviler şunlardır:
İbuprofen ve naproksen gibi steroid olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar
* Alevlenmeyi önleyen diyetlerin yanı sıra belirtileri azaltmak için düzenli egzersiz yapmayı teşvik eden yaşam tarzı değişiklikleri
Daha kronik durumlarda, geleneksel olarak bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar kullanılmaktadır.
Uzm. Dr. Nasırcılar, “Günümüzde dünyada yeni olarak kök hücre tedavisi ve trombositten zengin plazma (PRP) tedavisi gibi rejeneratif tıp teknikleri, otoimmün hastalık belirtileriyle mücadelede yeni bir seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde bu tedaviler henüz tam anlamıyla başlamamış olup, Sağlık Bakanlığı’ndan özel proje izinleri gerektirir.” diye belirtti.