Dehşete düşüren olay, temmuz ayında, Osmangazi ilçesi Kent Meydanı otoparkının yanında meydana geldi. Oto yedek malzemesi satıp, aynı zamanda oto alım-satımı yapan Mustafa Ekşi, kullandığı 16 KM 015 plakalı otomobilde, muhasebecisi Halil Kağan Oğuz'un saldırısına uğradı. Arka koltukta oturan Oğuz'un, boğazını kesip sırtından 2 kez bıçakladığı Ekşi, öldü. Araçtaki çek, senet ve ziynet eşyalarını alan Oğuz, Mudanya'daki sevgilisinin evine gitti. Daha sonra oto tamircisi olan arkadaşı S.Ş.'nin yanına gidip, çek, senet ve eşyalarını bırakan Oğuz, cinayetten 1 gün sonra polise teslim oldu. İfadesinin ardından mahkemeye çıkartılan şüpheli tutuklandı.
Hakkında 'Kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Halil Kağan Oğuz'un yargılanmasına Bursa 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tutuklu sanık ile taraf avukatlarının katıldığı duruşmada öldürülen Mustafa Ekşi'nin eşi Melike Ekşi ve yakınları da hazır bulundu. Mahkemedeki ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul edip, pişman ve üzgün olduğunu söyleyen Oğuz, olay gününü anlatarak, şunları söyledi:
"Patronumun kullandığı otomobille Kent Meydanı'na geldik. Yolculuk sırasında Mustafa, tahsilatında sıkıntı yaşadığımız çekleri çıkartıp hesaplamaya başladı. Şirkette bulunan senetlerle ilgilendiğim için, bana dönerek sinirli bir halde, 'Biz bu araçları neden sattık?' diyerek bağırmaya başladı. Sonra da otomobilden inmemi söyledi. Ben de indim. Bir süre sonra tekrar bindiğimde arka koltukta oturmamı istedi. Öfke problemi olan Mustafa bana bu kez, 'Seni öldürürüm' diyerek tehdit edip otomobilin gizli bölümünde sakladığı silahına doğrulunca, ben de araçta yerde olan bıçağı alıp sağ omzuna sapladım. Boğazından kan geldiğini görünce bıçağın boynuna isabet ettiğini fark ettim. Sonra, ortada kalmaması için otomobilde bulunan çek, senet ve ziynet eşyaları ile cep telefonunu aldım. Bunu panik halinde olduğum için yaptığımı düşünüyorum. Olay yerinden ayrıldıktan sonra bir taksiye binerek önce sevgilimin evine gidip kanlı kıyafetlerimi değiştirdim. Ardından oto tamirhanesi bulunan bir arkadaşımın iş yerine giderek, elimdeki çek, senet ve altınları arkadaşıma teslim ettim. Ardından da polise teslim oldum."
Melike Ekşi ise ifadesinde, Halil Kağan Oğuz ile eşi Mustafa Ekşi'nin ortaklığının bulunmadığını, kendilerine ait olan oto-yedek parça dükkanlarında sabit bir maaşla çalışan işçi olduğunu, araçların alım satımını yaptığını ve görevinin araçlardaki arızaların tamiriyle ilgilenmek olduğunu söyledi. Ekşi, cinayetin ardından eşinin otomobilinden alınan çek, senet ve ziynet eşyalarından, sadece 5 milyon lira değerinde 15 senet ile ziynet eşyasını geri alabildiklerini, 38 milyon lira değerinde 90 adet çekin ise hala kayıp olduğunu belirtti.
Halil Kağan Oğuz ise "Benim teslim ettiğim çekler dışında kayıp çeklerle ilgili bir bilgim yok. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Oğuz'un cinayeti planlayarak işlediğini öne süren Ekşi, "Senetler, Halil Kağan Oğuz'un beyan ettiği gibi hiçbir zaman kendisinde olmadı. Alım satım işlerinde yapılması gereken masraflar bana aitti. Olay günü biz evimizi taşıyorduk. Oğuz o gün dalgınlığımızı fırsat bilerek, taşındığımız günü tercih ederek eşimi öldürdü. Oğuz, olay günü Mustafa'yı boğazından 12 santim kesi açacak şekilde bıçaklıyor. Mustafa, etrafındaki insanlardan yardım istemek için dışarı çıkıyor ve yere yığılınca Halil Kağan Oğuz, arabaya geri binerek 42 milyon değerinde çekleri, bana ait altınları ve paraları alarak kaçıyor. Yani 5 dakika içinde hem paralarımızı aldı, yağmaladı hem canımızı aldı" dedi.
Olaydan 4 ay önce kendilerine ait lüks marka otomobille ilgili arıza sorunu yaşadıklarını belirten Melike Ekşi, otomobili Bursa'da tamir ettiremediklerini, Oğuz'un İstanbul'da tamir ettirebileceğini söylemesi üzerine aracı ona teslim ettiklerini belirterek, "Halil Kağan Oğuz, bozuk olan lüks marka aracımızı olaydan 4 ay önce tamir ettireceğini söyleyip bizden 500 bin lira para almıştı. Eşim vefat ettikten sonra, senetlerin ve çeklerin S.Ş. isimli kişinin tamir dükkanında olduğunu öğrendiğimizde polisle oraya gittik. Bize ait olan lüks aracımızın da orada olduğunu görünce şok yaşadık. Arabanın 4 ay boyunca İstanbul'da olduğunu düşünürken, Halil Kağan Oğuz'un tamir parası diye 500 bin lirayı çaldığını, arabayı da S.Ş.'nin dükkanında sakladığını öğrendik. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Halil Kağan Oğuz'un, tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, oto tamircisi S.Ş.'nin tanık olarak dinlenmesi ve eksik evrakın giderilmesi için duruşmayı erteledi.
(DHA)