HABER

Oyun, otizmi hafifletiyor

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melda Akçakın, oyunun otizmi hafiflettiğini belirtti.

Oyun, otizmi hafifletiyor

Samsun Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Otizm ve Otistik Çocuklar" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Melda Akçakın, anne-babaların sıkı işbirliğiyle otistik çocukların gelişimlerinin hızlanacağına dikkat çekerek, "Anne-babalar otistik çocuklara 3 yaşına kadar oyun kurma becerisi kazandırmalı ve vakit kaybetmeden özel eğitim kurumlarının yolunu tutmalıdır" dedi.

Otizmin, bireyin duyduklarını, gördüklerini doğru algılamaktan alıkoyan, genelde erkeklerde görülen, ömür boyu süren, iletişim ve sosyalleşme bozukluğuna neden olan bir hastalık olduğuna değinen Prof. Dr. Melda Akçakın, "Otistik çocuklar göz göze gelmede, adına bakmada, işaret parmağıyla işaret etmede, selamlaşmada, el sallama ve komutlara uymada, taklitte, zamirleri karıştırmamada, program yapma ve farkındalık konusunda, beden becerilerinde, çatal-kaşık kullanma ve yemek yemede, kalem tutmada, paylaşmada, para kullanmada, duygularını belirtme veya göstermede zorluk çekerler. Zorlandıkları konularda anne-babaları içtenlikle yardımda bulunmalıdır. Bu çocuklar sağlıklı görünürler, ince ve zariftirler" diye konuştu.

Anne babaların, otistik çocuklara ilgi göstermesini isteyen ve oyunlara mekanik katılımların doğru olmadığına değinen Akçakın, "Anne-baba keyifle, içtenlikle oyuna katılmalı. Ödev gibi yapılan oyunlara çocuklar katılmaz. Oyunda çocuğun önünde ve gerisinde olunmamalı. Oyun oynama otizmi hafifletir. Oyun oynayabilen otistik çocuklar zaman içinde yaşıtlarından fark edilemez hale gelir. Aileler, 'Oynuyoruz, oynuyoruz ne oluyor?' dememeli. İstenenleri yapan otistik çocuklar ödüllendirilmeli. Mükemmel anlayan ancak hiç konuşmayan otistik çocuklar olabilir. Çocuklar işaret ve sese özendirilmeli. Öğretilenler basite indirgenmeli. Otistik çocukların hepsi ana-babalarının kalplerinden geçenleri okur. Söylenenlerle içten geçenler birbirine paralel olmalı. Uğraşları eleştirilmemeli ve köreltilmemeli. Çünkü yaptıkları ileride meslekleri olabilir. Otistik çocuklar, 3 yaşına kadar oyun ve iletişim becerisi kazandırıldıktan sonra hemen özel eğitim kurumları veya yoksa kreşlere gönderilmelidir" şeklinde konuştu.

Samsun Özel Eğitim Merkezi Müdürü M. İrfan Yetik ise Türkiye'de 10 merkez bulunduğunu, son 20 yılda otizm konusunda büyük ilerlemeler kaydedildiğini dile getirdi. Prof. Akçakın'a plaket veren Yetik, "Samsun'da 400 otistik çocuk olduğu tahmin ediliyor. Aileler çocuğunun otistik olduğunu fark eder etmez Rehberlik ve Araştırma Merkezleri'yle irtibata geçip çocuklarını bize getirebilir. Şuanda 20 öğrencimiz var ve 2 çocuğumuzla 1 öğretmen ilgileniyor" bilgisini verdi.
Konferansa öğretim üyeleri ve otistik çocuğu olan aileler dinleyici olarak katıldı.

En Çok Aranan Haberler