"Oyuncularımız hiçbir zaman işin disiplinini bozmadılar"

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, "Sıkıntılı maçlarda, hakem kararlarının etki ettiği maçlarda dahi oyuncularımız hiçbir zaman işin disiplinini bozmadılar. Bunlar görmeyi arzu ettiğimiz Trabzonspor görüntüleri." dedi.

Ağaoğlu, bordo-mavili ekibin, Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında 2-1 kazandığı Evkur Yeni Malatyaspor maçının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Ligin 30. haftasındaki Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak Ağaoğlu, "Yeni Malatyaspor maçı ne ise deplasmanda oynayacağımız Konyaspor maçı ne ise hiçbir maçı biz diğerinden ayırt etmiyoruz. Rakip kim olursa olsun saygı duyuyoruz. Sadece futbolumuzu ve oyunumuzu oynamaya özen gösteriyoruz. Fair play sıralamasında yanılmıyorsam ikinci sıradayız. Bugüne kadar tek bir kırmızı kartımız dahi yok. Sıkıntılı maçlarda, hakem kararlarının etki ettiği maçlarda dahi oyuncularımız hiçbir zaman işin disiplinini bozmadılar. Bunlar görmeyi arzu ettiğimiz Trabzonspor görüntüleri. Fenerbahçe maçını Malatyaspor maçından ayırmamak lazım. Bu bir futbol müsabakası, biz bugüne kadar kimseyle uğraşmadık, çizgimizi de bozmadık. Sakın kimse abartmasın. İlk yarı buradaki maç nasıl oynandıysa, Ülker Stadı'nda da aynı şekilde oynanacak. Gideceğiz, oynayacağız ve geleceğiz." ifadelerini kullandı.

"Takımın usta ayakları neticeyi tayin ettiler." diyen Ağaoğlu, "Nwakaeme de bugün sanırım 19 asisti tamamladı. Primi hak etti, helal olsun. Öz güveni çok yüksek bir futbolcu kendinden çok emin zaten. Anlaşma yaparken o maddeyi oraya koydurdu. Dördüncülük perçinlendi gibi bir şey. Bugün pek iyi bir futbol sergileyemememize rağmen takımın ortaya koyduğu performanstan biz yönetim olarak mutluyuz, taraftarlar da mutludurlar." şeklinde konuştu.

İlk dakikalarda yakalanan pozisyonlar gole çevrilseydi durumun biraz daha farklı olacağını aktaran Ağaoğlu, "Şampiyonlar Ligi'nden önce göz ardı etmememiz gereken bir gerçek var. UEFA önümüzdeki hafta içerisinde Fenerbahçe ve bizimle alakalı bir karar alacak. Umarım aleyhimize bir karar çıkmaz." dedi.

Ağaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üçüncülük olabilir. 3'üncü olmak istiyorsan 3'üncüyü de yenmek zorundasın. Beşiktaş'ın olası bir puan kaybı ve buradaki maçta galip gelmemiz gerekiyor. Matematiksel olarak ikincilik de mümkün. Olmaması için bir neden yok. Realist olmak gerekirse üçüncülük daha yakın gözüküyor. Dördüncülük garanti gibi. 6-7 aydır izlediğimiz oyuncular var. Bunların içerisinde yabancı futbolcular var. Türkiye'de izlediğimiz oyuncular var. Kadroya direkt katkı sağlayacak oyuncularımız var. Bunların hepsi sezon bittikten sonra şekillenecek. Yabancı transfer yapıp kulübede bekletmek gibi bir planımız yok. Kadroyu önümüzdeki sezon biraz daha genişleteceğiz. Yönetime geldiğimiz zaman söylediğimiz Trabzonspor'un şu anda temelleri atılıyor."

Taraftara sitem eden Ağaoğlu, "Ortalamamız çok iyiydi, 29 bin civarındaydı. Son 2 maçtır 21-22 bin civarında seyirci toplayabiliyoruz. Bu da fena değil ama Trabzonspor'a yakışmıyor. Bugün gelmiş olduğumuz noktada taraftarın ve camianın katkısı çok büyük." değerlendirmesinde bulundu.

Ağaoğlu, sezon başına göre iyi bir noktada olduklarını belirterek şunları kaydetti:

"Bilinen sıkıntılar vardı. Bir de bilinmeyen sıkıntılar vardı. Bazı sıkıntıları da avantaj olarak görenler vardı. Çünkü neyin ne olduğunun farkında değillerdi. Sadece ekonomik disiplinin bozulması değil. Ekonomik disiplin bozuktu, mali disiplin bozuktu, sportif disiplin bozuktu tabii ki her şeyin ötesinde takım içerisinde birlik ve beraberliğin sağlanması çok önemliydi. Ligin ilk 6-7 haftasında yaşadık fakat alınan radikal kararlar ve kadrodaki değişikliklerle birlikte bir takım ruhu ortaya çıktı. Hocamız bu noktada çok zorlandı. Herkes fedakarlık yaptı. Yanlışları tekrarlamayınca sonuçlar olumlu oluyor. Sakın kimse dördüncülüğü ve üçüncülüğü Trabzonspor gibi bir takım için başarı olarak değerlendirmesin. Başarısızlığın bir tık üzerindeyiz. Başarı olarak da algılanmamalı. Uygulamaya çalıştığımız bir sistem ve program var. Ligin ilk yarısındaki maç, dönüm noktası ve bazı radikal kararlar almamız gereken bir maçtı. O maçı bir anlamda dönüm noktası olarak adlandırmak yanlış olmaz."