Shadowlands, Battle for Azeroth sonrasında geçen hikayeyi anlatıyor. Sevgili Sylvanas Windrunner, Horde’u bırakmış ve şu anki Lich King olan Bolvar Fordragon‘un peşine düşmüştür. İkisi arasında geçen çetin mücadele sonunda Sylvanas kazanır ve hiç tahmin edilmeyeni yaparak, Lich King’in kaskını parçalar. Bu da Azeroth ve Shadowlands arasındaki dengenin bozulmasına neden olur. Buradaki en önemli detay ise Sylvanas’ın özgürlük feryatlarıdır.
Lidersiz kalan Scourge kontrol çıkar, Stormwind’in kralı Anduin dahil, Jaina, Thrall ve birçok kahramanımız karanlık kanatlı varlıklar tarafından kaçırılır. Ardından Bolvar tarafından çağırılır ve kaçırılan kahramanları kurtarmak için Shadowlands’e dalış yaparız.
İlk senaryo görevi başlangıcı bizi birtakım Death Knight grubu ile The Maw‘a sürükler. Burası kurtarılması imkansız ruhların yer aldığı korkutucu bir mekandır. Kısa sürede Jaina, Thrall’ı ve diğer belli kahramanları bulduktan The Maw’ın lideri Jailer ile tanışırız. Ardından Bane ve Andruin’i kurtarırız. Ne yazık ki çok zaman geçmeden Jailer ve ordusu tarafından köşeye sıkıştırılırız. Uzun süredir aktif olmayan bir geçitten geçebilmemiz için kahramanlarımız (özellikle Anduin) kendini feda eder ve ardından kendimizi Oribos‘ta buluruz.
Oribos, ölen ruhların geldiği ilk yerdir ve burası Arbiter tarafından hüküm sürülmesi gereken bir şehirdir. Arbiter, ölen ruhların hangi diyarlara gitmesi gerektiğine karar verir. Buna bağlı olarak ruhlar, Bastion, Maldraxxus, Ardenweald ve Revendreth arasındaki bir diyara giderler ve kefaretlerini öderler. The Maw ise kefaretlerin hiçbir şekilde ödenemediği ve kurtarılamayan ruhların atıldığı bölgedir (mesela Arthas).
Bu arada Arbiter tarafından diyarlara gönderilen ruhların elbette çok önemli bir görevi vardır: anima kaynağına yardımcı olmak. Aslında yardımcı olmak yanlış bir terim, ruhların varlığını devam etmesi için anima kaynağına ihtiyacı var. Arbiter, yediği bir darbe yüzünden işlevini gerçekleştirememektedir. Bu da düzeni bozar ve ruhların kendini The Maw’da bulmasıyla sonuçlanır. E bizim Jailer buna dünden razı. Zaten Sylvanas’ın bu süreçte Jailer ile bir anlaşma yaptığı da ortaya çıkar.
The Maw’dan çıkınca, adımız Maw Walker olarak dillere düşer, çünkü oradan çıkmayı başaran ilk varlığız. Arbiter’ın hizmetkarları ile konuşmamızın ardından eğer seviyeniz 50 ise (Shadowlands’e ilk girdiğinizde seviyeniz 120 olsa bile 50’ye düşüyor) ilk maceramız olan Bastion’a doğru yola çıkarız. Eğer ilk karakterinizin seviyesini maksimum yapacaksanız, tüm bölgelerin hikayelerini sırayla bitirmeniz gerekiyor. Alt karakterleriniz için aynı durum geçerli değil. İsterseniz hikayeyi geçip, sadece yan görev, world quest tadında takılabilirsiniz (Threads of Fate). Bu konuya ayrıca değineceğim.
Hikayede ilerledikçe tüm Covenant’ları tanımaya başlarsınız: Kyrian (Bastion), Necrolords (Maldraxxus), Night Fae (Ardenweald) ve Venthyr (Revendreth). Aynı sırada hikayeye devam ederken, her bir Covenant size özel notlar sunuyor. Spoiler olmasın, özellikle Night Fae kısmında (oynayanlar bilirler) itiraf edin hepinizin gözlerinde mutluluk yaşları belirdi.
Blizzard, hikaye konusunda oldukça genelde başarılı adımlar atmıştır. Özellikle Shadowlands’in “şimdiye” kadar başarılı gittiğini itiraf etmem gerek. The Maw’ın yapısı, giriş görevleri, Covenant’ların kendisine has havası ve oyuncuyu da o moda sokması çok tatlı olmuş. Yan görevlerde de boş durmamış ve onlara da ayrı tatlar katmış.
Bir yandan Kyrian’ların içerisinde neler yaşadığına şahit oluyor, diğer taraftan Necrolord’ların uğradığı ihanetin kaynağını çözmeye çalışıyor, aynı anda Night Fae’lerin hayatları pahasına korudukları minnacık ruhun kalp atışlarını hissediyor ve Venthyr’lerin dramına şahitlik ediyorsunuz. Her bölge, ayrı ayrı işlenmiş.
Diğer tatlı güzellik ise karakter yaratma ekranındaki temiz tasarım ve sonunda belli değişimlerin gelmesi. Yeniden elden geçirilen ırklara eklenen farklı aksesuarlar, yara izi ve yeni görünümler oldukça hoş görünüyor.
Shadowlands ile birlikte seçeceğiniz Covenant, sınıfsal yeteneklere kavuşmanızı sağlıyor. Her bölge onlara yardım ettikten sonra sizi aralarına alabilecek, güçlerini sizinle paylaşacak ve tabii ki seçim yine sizin olacak. Dilerseniz gelecekte seçiminizi değiştirebilirsiniz. İlk defa taraf değiştirdiğinizde bolca World Quest yapmak ve seçtiğiniz tarafın güvenini kazanmanız gerekiyor. Eğer tekrar eski Covenant’ınıza tekrar dönmek isterseniz, şimdiden kolay gelsin. Oyundan soğumanız mümkün.
Covenant’lar dört gruba ayrılıyorlar: Kyrian (Bastion), Necrolords (Maldraxxus), Night Fae (Ardenweald) ve Venthyr (Revendreth).
Her Covenant’in özellikleri ve sınıfınıza kattığı değerleri farklı. Örneğin Shaman olarak Kyrian’lara katıldığınızda, 30 saniyeliğine bir totem (Vesper Totem) çağırabiliyorsunuz. Bir sonraki hasar veren 3 büyü ya da yetenek, totemin yakınındaki düşmanlara arcane hasarı verir. Aynı şekilde 3 iyileştirme yeteneğiniz, 6 ekip arkadaşınızı iyileştirir. Restoration Shaman olarak Necrolord’lara katıldığınızda Primordial Wave yeteneği kazanırsınız. Kendinize veya partiden birine Primordial Wave kullanırsanız, iyileştirme yapar ve Riptide’ı o hedefe uygularsınız. Bir düşmana Primordial Wave uygularsanız, hasar verir ve hedefe Flame Shock uygular. Her iki durumda da buff kazanırsınız. Her Covenant farklı özellikleri sınıfınıza katar ve seçim yaparken dikkatli olmanızda fayda var.
Her Coveant sınıf yetenekleri (class combat ability) dışında imza yetenekleri (signature ability) de mevcut. İmza yetenekleri, sınıf ya da ırk fark etmeksizin tüm oyuncuların bölgeleri tamamladıkları zaman elde edeceği yeteneklerdir.
Her Covenant, üç Covenant üyesini barındırıyor ve bunlardan biriyle Soulbind yapıyorsunuz. Bu Soulbind mantığı tank, healer veya dps durumunuza göre değişiyor. Yanınıza gelen bölgenin halkı yani Soulbind yaptığınız karakterler, sizin koruyucunuz gibi değil de Warlords of Draenor veya Legion’daki follower görevini üsteniyor. Kendi pasif özellikleri, silah sistemleri mevcut. Bir Restoration Shaman oyuncusu olarak Necrolord’lardan örnek vermeye devam edeyim. Maldraxxus’taki hikayede ilerledikçe belirli üyelerin Soulbind’ları açılıyor. Bunlar: Plague Deviser Marileth, Emeni ve Picking. Bu durum diğer Coveant’lar için de geçerli, her birinde farklı bir Soulbind üyesi mevcut.
Restoration Shaman olarak aslında istediğimi seçerek o Soulbind’ın bonuslarını kullanabilirim. Ancak diğer tarafta daha iyi healer performansı göstermek için doğru seçim Emeni olacaktır. Bunun nedeni ise Emeni, “Lead by Example” yeteneğine sahiptir. Bununla birlikte parti üyelerinize % 2 primary stat verir ve siz de % 15’e kadar primary stat kazanırsınız. Bu da Primordial Wave’i ekstra güçlü hale getirir. Ek olarak Emeni, “Emeni’s Magnificent Skin” özelliğine ulaşmanızı sağlar. Bu da Fleshcraft kullandığınızda az miktarda ekstra HP kazanmanızı sağlar.
Her Soulbind’ın özel olduğunu ve seçtiğiniz specialization yani uzmanlık alanınıza göre (Tank, Healer, DPS) farklı bonuslar kazandırdığını unutmayın. Zaten özellikleri okudukça en iyisini kendiniz rahatça anlarsınız.
Covenant seçiminizle gelen imza ve sınıf yetenekleri dışında, binekler, zırh setleri, farklı pelerin görünümleri gibi kozmetikler de kazanıyorsunuz. Covenant’larınızda ayrıca belli miktarda anima ve haftalık olarak görevlerden kazandığınız redeemed soul ile Sanctum Reservoir adı verilen bir geliştirme açarsınız. Her Covenant’ta farklı bir Sanctum Reservoir temsilci NPC yer alır. Draenor’daki Garrison ve Legion’daki Class Hall’lara benzer şekilde, Covenant Sanctums, maksimum seviye karakterleriniz için bir operasyon üssü olarak tasarlanmıştır.
Sanctum Reservoir: Command Table (BFA ve öncesindeki gibi follower’ları göreve gönderme ve çeşitli ödüller kazanma), Anima Conductor (her gün bir bölgeyi işaretleyerek oradaki özel görevi yaparak “grateful offering” elde etme. Bu eşya ile çeşitli çoğu kozmetik de olsa “özel” eşyalar alabiliyorsunuz), Transport Network (bölgenin belli yerlerine hızlı seyahat etme) ve her Covenant’a özel bir alan.
Bu özel alanın her biri, Covenant’ın yalnızca o Covenant üyelerine erişilebilen benzersiz bir oynanışa sahip farklı bir yönüdür. Mini oyunda ilerlemek, binek ve transmog silahları dahil özel ödüllerin kilidini açar. Necrolord için Abomination Factory, Kyrian için Path of Ascension, Night Fae için Queen’s Conservatory ve Venthyr için Ember Court.
Her Covenant özel demiştik. Ayrıca her Covenant sınıfınıza farklı özellikler kazandırıyor. Onların da kendisine has hikayeleri var elbet. Her ne kadar sınıfınızın daha çok işine yarayacak olan Covenant’ı seçmek isteseniz bile eğlenmek istediğinizi unutmayın. Seçeneceğiniz Covenant, eviniz olarak ve karakterinizin gelişi için ona iyi bakmanız, geliştirmeniz gerekecek. Bu da her gün “Calling” adı verilen özel günlük Covenant görevinizi yapmanız gerektiği anlamına geliyor.
Tek günlük görev Covenant’ınız için geçerli değil. Her gün The Maw’a atlamalı, orada da günlük görevleri tamamlamalısınız.
Shadowlands ile yeni günlük görevler ve World Quest’ler haritamızın bir parçası haline geliyor. Son seviyeye ulaştığımızda oyunda zamanınızı çalabilecek yığınla içerik var.
Shadowlands’in en tatlı özelliği (sonunda yani) alt karakter ile aynı şeyleri tekrar yapmak zorunda kalmamak. Bir karakterle tüm Covenant görevleri yapıp hikayeyi güncele getirdiğinizde (her hafta yeni hikaye görevi gelmeye devam ediyor), alt karakterinizle aynı şeyleri yapmanıza gerek yok. Direkt bunları geçip (Threads of Fate), Covenant seçiminizi yapabilirsiniz. Böylece direkt Covenant özelliklerinize ulaşabiliyor ve istediğiniz bölgede, istediğiniz görevleri yapabiliyorsunuz.
Shadowlands’i sadece seviye atla, günlük görev yap, dungeon ve raid kovala olarak düşünmeyin. Her sınıfa özel legendary eşyalara ulaşabilmek için “soul ash” isimli özel malzemeye ihtiyacınız var. Bu malzeme sadece Torghast’ın son kattaki boss’larından ve belli bir seviyeye gelen follower’larınız varsa Command Table’dan elde edebiliyorsunuz. Bu kısmı birazdan detaylıca yazacağım.
The Maw, ilk girişte bana bildiğiniz Mordor kafasını yaşattı. Her tarafta zırhlı yaratıklar, bazıları inanılmaz güçlü ve “bineğe binemiyorsunuz”. Doğru okudunuz. Shaman, priest, rogue veya druid vs. belirli sizi hızlandıracak özellikleriniz yoksa yandınız. The Maw’a ilk girdiğinizde bir dostunuz oluyor, Ve’nari. Kendisini her gün ziyaret edip ilişkinizi yükseltiyorsunuz. Bu NPC özel eşyalar satıyor, bu yüzden her gün The Maw’daki günlük görevleri ihmal etmemek önemli.
The Maw’daki her yaratık Stygia isimli bir malzeme düşürüyor. Bu malzeme ile Ve’nari’den çeşitli eşyalar satın alabiliyorsunuz ve The Maw içerisinde bayağı işinize yarıyorlar. Hatta kendini bir adet legendary eşya bile satıyor.
Önemli bir uyarı, The Maw’da bütün gün kalmanız “imkansız”. The Maw’a girer girmez ekranınızın tepesinde rune’larla çevrili yuvarlak, gri bir simge göreceksiniz. Buna Eye of the Jailer deniliyor. Her günlük görev yaptığınızda veya güçlü bir yaratık (rare elite ve dahası) kestiğinizde Jailer’ın dikkatini çekiyorsunuz. Bu da gördüğünüz rune seviyelerinin yavaş yavaş artmasına neden oluyor. Seviye 5 olduğunuzda The Maw’daki işiniz bitiyor. Çünkü seviye 5 demek, Stygia ve Ve’nari Reputation’ın %100 azaldığı anlamına geliyor, ayrıca korkunç hasar almaya başlıyorsunuz, heal atma özellikleriniz de aynı oranda azalıyor. Bu da o ekranın tepesindeki gözün kırmızı olduğunda The Maw’daki işinizin bittiği ve ertesi güne kadar beklemeniz gerektiği anlamına geliyor.
Ayrıca Eye of The Jailer, her arttığında yani seviyesi yükseldiğinde, Jailer peşinize suikastçiler takıyor. Yani görev ortasında aniden ensenize bir ok saplanabiliyor ya da koca kanatlı bir yaratık sizi yukarıya çekip öldürmeye çalışıyor. Ek olarak The Maw’da her öldüğünüzde öldüğünüz noktada belli miktarda Stygia düşürüyorsunuz. Yani öldüğünüzde gidip, Stygia’ları toplamanız gerekebiliyor.
The Maw’daki en büyük sıkıntı binek kullanamama. Bir Worgen değilseniz, Priest gibi yere tüy bırakıp hızlanamıyorsanız, Druid gibi Travel formunu kullanamıyorsanız, Warrior gibi bir şeylere charge atamıyor veya zıplayamıyorsanız, Shaman gibi Ghost Wolf formunuz yoksa ve dahası yüzünden hayatta kalmak zor. Bazı sınıflar sadece The Maw için yaratılmış gibi. Blizzard’ın kesinlikle bu duruma bir şekilde denge getirmesi gerek.
Gelelim fasulyenin faydalarına; Lanetliler Kulesi Torghast. Torgast, bazı oyuncuların nefret ettiği, bazılarının severek zaman geçirdiği bir mekan. Ben olarak nötr bakıyorum ancak bazı layer’ların gereksiz zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Torghast, The Maw’ın çekirdeği. Zor ancak korkunç derecede imkansız da değil. Her layer yani katman (şimdilik 8 layer mevcut), 6 kat barındırıyor. Katmanların kendisine özel isimleri de mevcut (Coldheart Interstitia, Mort’regar ve dahası) ve her hafta iki katman açılıyor. Legion’da zaman harcayanlar Mage Tower’ı hatırlarlar. Torghast, benzer yapıda ilerliyor. Ancak kendi içerisinde değişebiliyor ve çeşitli buff’larla şekilleniyor.
Burada zamanlama yok, yani isterseniz 3 saat takılabilirsiniz. Ancak kule tırmanışı yaptığınızı, belli ölüm sayısıyla sınırlı kaldığınızı, mekanın tuzaklarla kaplı olduğunu ve her seviyede daha zorlu düşmanlarla karşılacağınızın altını çizeyim. Ayrıca partinizdeki oyuncu sayısına göre ölme hakkınız değişiyor.
Torghast, karakterinizi geliştirmek istiyorsanız mecbur olarak her hafta uğraşamanız gereken mekanlardan. Çünkü legendary yani efsanevi eşyanızı craft’lamanızı sağlayan Soul Ash’in kaynağı burası. Tabii o efsanevi eşyaları yapabilmek için önce Runecarver’ı serbest bırakmanız gerekiyor.
Oyuna şimdilik tek bir yeni raid eklenmiş durumda: Castle Nathria ve içerisinde 10 boss bulunuyor. Zindan olarak ise 8 yeni isimle karşılaşıyoruz: De Other Side, Halls of Atonement, Mists of Tirna Scithe, Plaguefall, Sanguine Depths, Spires of Ascension, The Necrotic Wake ve Theater of Pain.
An itibariyle Mythic+‘ın da gelmesiyle, oyundaki zindan eğlencesi ikiye katlanmış durumda. Ayrıca Mythic+ seviyesi arttıkça yeni Affixe’ler de eklenmiş. Buna Prideful, Spiteful, Storming dahil. Ancak bunların bazılarının fazla ayarsız ve bug’lı olduğunu belirtmeliyim. Bu da bazı Mythic+’ların belli haftalarda tamamlanmasını imkansız hale getirecektir. Buna da umuyoruz Blizzard bir dengeleme getirecek. Mesela normalde Storming, Volcanic ile oldukça benzer. Düşman yaratıkların etrafında ortaya çıktığı için yakın mesafedeki oyuncuları oldukça etkiliyor. Maksimum storming sayısı, çekmede bulunan yaratıkların sayısına göre ölçeklendiriliyor. Ancak 5 yaratık çektiğinizde kimi zaman 10 tane storming etrafınızı sarabiliyor ve bu da çok can sıkıcı bir durum.
Raid Castle Nathria’nın ise Mythic ve ilk 3 boss’unu barındıran LFR zorluğu da açılmış durumda.
World of Warcraft: Shadowlands, şimdilik oyuncuları meşgul edecek çok sayıda içeriğe sahip. Tek karakterde sıkılıp yenisini oynamak istemek artık o kadar zor değil ve zamanın nasıl geçtiğini anlmadan birçok şeyi keşfetmek isteyeceksiniz.
Shadowlands’in harita tasarımı, hikayesi, müzikleri (Torghast hariç. Kimi zaman zorluğu nedeniyle 2 saat kaldığımız bir mekanın bari müziklerini daha ilginç yapsaydınız. Aynı notaları tekrar etmesi bayıyor), yeni yaratık ve karakter tasarımları, “kısmen” düzeltilmiş mini sinematikler, rahat seviye atlama sistemi, Covenant’lar ve dahası.
Şahsen oyunu ilk çıktığı günden beri oynayan biri olarak Shadowlands’te keyif alarak vakit geçiriyorum. Hre hafta Normal ve Heroic zorlukta raidimi yapıyor ve biricik Shaman’ımın eşyalarını güzelleştirmeye devam ediyorum. Tek sorun, Blizzard’ın şu Mastery takıntısı o kadar. Özellikle stat konusunu bir türlü dengeleyemediler ancak hiç yoktan Great Vault sistemi bayağı işe yaradı. Hazır konusunu açmışken onu da yazayım: Her hafta belli hedefleri tamamlamak (yüksek M+ key yapmak, PvP’de belli rating’e ulaşmak veya raidin belli zorluktaki belli sayıda boss’unu kesmek) Büyük Kasanıza potansiyel bir öğe ekler. Haftada bir kez, haftalık sıfırlamadan sonra, Great Vault’u açıp önceki hafta kasanıza eklenen öğelerden bir eşya seçmenizi sağlar. Bu, kesinlikle rastgele eşyalardan oluşur, ancak belirli loot parçalarını ve yükseltmeleri önemli ölçüde kolaylaştırır. Mesela Castle Nathria raidinde 3 boss’u heroic seviyede kestiğinizde Great Vault ise random olarak 213 ilvl bir eşya sunar. Diğer bir örnek ise Mythic+ 8 seviyesinde bir zindan yaptığınızda Great Vault ise 216 ilvl bir eşya sunar.
Şahsen Legion’a tapmıştım. Evet Lich King ve öncesi de efsaneydi ancak Legion, süper yenilikleri veya devasa haritası, hikayesiyle gerçek bir başyapıttı. Shadowlands, Legion kadar başarılı değil ancak Battle for Azeroth’daki hatalardan ders çıkarılması tatlı olmuş. Tabii hala düzeltilmesi ve dokunulması gereken birkaç dengelemeye de ihtiyaç duyuyor.
Eski veya yeni bir World of Warcraft oyuncusu olun fark etmez, Shadowlands eğer amacınız sürekli gelişmek değilse ve eğlenceyse kesinlikle oyuncu dostu bir paket olmuş. Raid, dungeon, PvP kovalarım her türlü gelişmek için elimden geleni yaparım diyorsanız sizi yine meşgul edecek yığınla yenilik mevcut. Eğer eski bir oyuncuysanız ve Battle for Azeroth, Cataclysm gibi paketler sizi hayal kırıklığına uğrattıysa, şimdi dönmenin tam zamanı.