HABER

Oyunculuğa gönül verenler artıyor!

Televizyon, dizi, sinema ve reklam sektörü büyüdükçe, oyunculuk, seslendirme, spikerliğe ilgi 'hayal' olmaktan çıktı!

Oyunculuğa gönül verenler artıyor!

Artık oyunculuk, seslendirme, dublaj ve spikerlik için eğitim alanların içinde farklı meslek grubundan kişiler de bulunuyor. Başkent İletişim Bilimleri Akademisi yöneticisi Selin İnce artan ilgiden memnun olduklarını belirterek, “Armatörden, mankene, politikacıdan subaya, şef aşçıdan kuyumcuya, öğretim üyesinden üniversite öğrencisine kadar her meslek grubundan öğrencimiz bulunmakta.” dedi.

Kadrosunda usta hocaları ve verdikleri farklı eğitimlerle dikkatleri üzerine çeken Başkent İletişim Bilimleri Akademisi yöneticisi Selin İnce’ye başka sektör alanlarında görev yapan kişilerin spikerlikten, sunuculuğa, oyunculuktan, dublaja olan ilgilerinin artmasının sebeplerini sorduk.

Türkiye’nin önde gelen dilbilimcileri arasında bulunan Levent İnce tarafından kurulan Başkent İletişim Bilimleri Akademisi bugüne kadar birçok kişiyi eğiterek mesleğe kazandırdı. Akademinin en büyük özelliği, mezun ettiği birçok öğrencisini gelen taleplere göre yönlendirmesi…

POLİTİKACILAR VE SANATÇILARA ÖZEL DERS
Birçok televizyon kanalında, spikerlik, sunuculuk, seslendirme, dublaj ve oyunculuk alanında öğrencilerinin olduğunu belirten Başkent İletişim Bilimleri Akademisi yöneticilerinden Selin İnce, “Eğitimlerimizde öğrencilerimize nitelikli eğitim vermek için Rüştü Asyalı, Altan Erkekli, Ali İpin, Özlem Ersönmez, Cem Emüler, Haluk Cömert, Cevdet Arıcılar gibi Devlet Tiyatroları Sanatçıları; Bülent Özveren, Elçin Temel, Bilgi Gökçeer, Nuran Kutlubay, Müge Oruçkaptan, Bülent AY gibi TRT Spikerleri ve Sezai Aydın, Sungun Babacan, Ahmet Şahin Aksoy gibi seslendirme sanatçıları kadromuzda bulunmaktadır. Başvuru yapanların almak istediği eğitimlerde, konuşmasında ağız ya da şive kullanımı bulunanlar ve fizyolojik nedenlerden kaynaklanan konuşma bozukluğu olanları hocalarımızın değerlendirmeleri sonucu birebir özel derslere alabiliyoruz. Bunun dışındaki herkes grup derslerine katılabiliyor. Ama işadamları, üst düzey yöneticiler, politikacılar, sanatçılar gibi yoğun çalışma temposu içinde olanlar ağırlıklı olarak özel dersleri tercih ediyorlar.’’dedi

SELİN İNCE: ‘‘AİLELER ÇOCUKLARININ DOĞRU TÜRKÇE KONUŞMASINI İSTİYOR’’

İnce, her geçen yıl öğrenci sayılarında bir önceki yıla oranla önemli ölçüde artış olduğunu da belirterek, ‘‘Artan ilginin toplumumuzun iletişim konusundaki duyarlılığının artışı olarak değerlendiriyorum. Artık anneler, çocuklarının daha güzel konuşabilmeleri için diksiyon dersi alarak çocuklarına örnek olmak istiyor. Ayrıca her meslek grubunda başarılı olmanın ilk şartı, etkili konuşmak ve kendini doğru ifade edebilmek.’’ dedi.

EMEKLİ SUBAY HAYALİNE KAVUŞTU

Son zamanlarda sektöre her meslekten ilginin olduğunu da ifade eden Selin İnce,‘‘Subaydan armatöre, politikacıdan şef aşçıya, kuyumcudan öğretim üyesi ve üniversite öğrencisine kadar her meslek grubundan öğrencimiz bulunmakta. Binbaşılıktan emekli olmuş bir öğrencimiz, çalıştığı dönemde ayrıca Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş. Emekli olduktan sonra hukuk bürosunu açmış. Fakat çocukluğundan beri en çok istediği meslek seslendirme yapmakmış. Seslendirme programlarımıza katıldı ve TRT’de belgesel seslendirdi. Bazı Televizyon kanalları çalışmak istedikleri program sunucularını eğitim aldırmak için bize gönderiyorlar. Tülin Şahin, Serdar Önal gibi mankenler TV programlarına başlamadan önce geldiler ve şu anda eğitimleri hala devam ediyor. İmaj değişikliği yapan bazı televizyon kanalları da, spiker ve sunucularını, değişen imaja uyum sağlamaları için bizden eğitim almaya gönderiyorlar. Eğitim almadan bu işlere başlayanlar, bir süre sonra eksikliklerini kendileri de fark ediyorlar ve eğitim almaya geliyorlar. Zaten bunu kendisi fark etmiyorsa, kanal yöneticileri mutlaka fark ediyor. Ya eğitime gönderiyor, ya da daha kolayı eğitim almış kişileri tercih ediyor.’’şeklinde konuştu

İşte Başkent İletişim Bilimleri Akademisine hala devam eden farklı sektörler de çalışan kişiler ve yorumları;

6 yıldır üniversitede İngilizce okutmanlığı yapan Bahar Sönmez, ‘‘Öğrettiğim dili anadilimden daha sık kullandığım için, bir süre sonra, yabancı dil aksanlı Türkçe konuşmaya başladığımı fark ettim. Öğrencilerim yabancı uyruklu olup olmadığımı sordukları zaman doğru ve güzel Türkçe konuşmak için alabileceğim eğitimlerin arayışı içerisine girdim. Eğitime diksiyon dersi alarak başladım. Türkçe kelime dağarcığımın gelişmesine ve telaffuz hatalarımı düzeltmeme yardımcı oldu. Eğitimime seslendirme dersiyle devam etmekteyim. Sebebi ise verdiğim İngilizce dil eğitiminin dinleme ve konuşma odaklı olmasından kaynaklanıyor. Farklı aksan ve duyguları öncelikle orijinal seslerden dinleyip daha sonra taklit yoluyla öğrencilerimle birlikte oyunlaştırıyoruz. Bundan öğrencilerim kadar ben de keyif almaya başladığım zaman, akademide seslendirme dersiyle devam etme kararı aldım. Sinema ve televizyonda izlediğim karakterlere bürünüp ses ve oyunculuk katmak zor, ama bir o kadar da keyifli.’’dedi

‘‘HEM MANKEN HEM HABER SPİKERİ OLMAK İSTİYOR’’
Öte yandan akademide eğitim alan kişilerden biri de kısa bir süre önce mankenliğe başlayan Pınar Taştepe. Taştepe, mankenlik dışında spikerlik eğitimi almak istemesinin sebebini şöyle açıkladı. ‘‘Bir süredir mankenlik mesleğindeyim. Bulunduğum yerden ve konumdan çok memnunum. Başkent İletişim Akademisi’nde sunuculuk ve haber spikerliği eğitimi alıyorum ve bu konuda uzman eğitmenlerle bir aradayız. Çok iyi bir eğitim alıyoruz. Ayrıca, Açık Öğretim Fakültesi, Radyo ve Televizyon Programcılığı 1.sınıftayım. Mankenliğin dışında bir iş hayatımın da olması gerektiğini düşündüm ve bana en yakın meslek televizyon programcılığı ya da haber spikerliği olduğuna karar verdim. Ayrıca bu eğitim sırasında bir şeyi fark ettim, ne kadar kültürlü olursak olalım gerçekten doğru konuşuyor muyuz ve düşüncelerimizi doğru aktarabiliyor muyuz? Şahsen birçok kelimeyi yanlış kullandığımı fark ettim. Bence medya önünde olan ya da olmayan herkesin diksiyon eğitimi alması gerektiğinin farkına vardım. Sertifikalı manken sayısı o kadar az ki sektörde eğitimsiz kimse önemsenmiyor. Meslekteki eğitimsiz kişiler eksilerini görmüyorlar.’’ dedi

EĞİTİM ALANLARIN İÇİNDE BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DE VAR

Diksiyon eğitimi alanların içinde bulunan Beden Eğitimi Öğretmeni Tahsin Nuroğlu ise, ‘‘Bir eğitimci olarak birey yetiştirdiğimiz için konuşmanın ve anlaşılır olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Dolayısıyla yetiştireceğim insanların beni çok iyi anlaması, onlara en güzeli, en doğruyu anlatabilmek için, etkileyebilmek için, mükemmel bir şekilde konuşmam, Türkçeyi en doğru, en güzel biçimde uygulamam gerektiğini düşündüm ve akademiye başvurdum. Bir öğretmen olarak onların gözünde örnek olmak gibi bir misyonumuz var. Türkçeyi iyi kullanmak, öğrencilerimizi etkilediğimizi görmek onların da merak etmelerine neden oluyor. Kendiniz eğitimli iseniz, eğitimi en güzel şekilde verebilirisiniz.’’

Zeynep Özneşeli Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 3.sınıf öğrencisi. O da akademide diksiyon eğitimi almasının büyük faydalarını gördüğünü belirterek, ‘’İlkokuldan liseye kadar bale ile ilgilendim. İstanbul’a geldikten sonra da bu ilgim çeşitli dans, enstrüman ve dil kursları ile devam etti. Farklı hobilerle uğraşmak her zaman ilgi alanım olmuştur. Özellikle ailem taklit yeteneğimin bulunduğunu, arkadaşlarım da sesimi çok iyi kullandığımı ve bunu bir tiyatro ya da seslendirme sanatı olarak değerlendirmem konusunda öğütlerde bulundu. Bunu söyleyenlerin sayısı bir süre sonra artınca, ben de küçük bir araştırma sonucu bir arkadaşımın da tavsiyesi üzerine bu konuda iyi bir eğitim alabileceğim Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’ne başvurdum. Akademiye kayıt için gittiğim ilk gün kurs hakkında duyduklarımın karşılaştıklarımla örtüşmesi bana ayrı bir şevk verdi ve başka bir arayışa gerek duymadan o gün diksiyon ve seslendirme kursuna kaydımı yaptırdım. Kendi ülkesini gezmeden yurtdışına merak duyan insanlar gibi, Türkçemi düzgün kullanmadan yabancı dil kursuna gitmenin utancını Diksiyon Programı’nın ilk dersinde fark ettim. Doğru kullandığımı sandığım birçok kelimeyi nasıl yanlış kullandığımı fark ettim. Şimdi arkadaşlarım ve ailemle konuşurken herkesi uyarıp yanlışlarını düzeltiyor düzgün bir Türkçeye hakim olmaktan mutluluk ve gurur duyuyorum. İlerde sesimi televizyonda duyabilir, beni spiker olarak haber programlarında ya da oyuncu olarak tiyatro, dizi veya filmlerde görebilirsiniz.’’dedi.

Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Doktor Fikriye İnanç Baş akademide diksiyon eğitimi almasının sebebini şöyle açıkladı, ‘‘İnsan yaşamının hem çok önemli bir boyutu, hem çok önemli bir evresine hizmet eden bir mesleğim var. Gerek profesyonel çalışmamda gerek gönüllü çalışmalarımda bilgilerimi paylaşırken anadilimi doğru ve etkili konuşabilme becerimin daha nitelikli olacağını umuyorum.’’dedi.

En Çok Aranan Haberler