HABER

Özbekistan’dan Türkiye’ye şifa yolculuğu

Ablasına böbrek gerekti; ‘yüreğimi bile veririm’ dedi.

Özbekistan’dan Türkiye’ye şifa yolculuğu

52 yaşındaki Özbek Svetlana Voynova polikistik böbrek hastasıydı yani doğuştan genetik olarak böbrek yetmezliği vardı. Ancak bu sinsi hastalık yıllarca hiç belirti vermedi. İkinci çocuğunun doğumu sonrasında karşısına çıktı. 2 yıl önce de diyalize girmeye başladı ama diyaliz süreci çok zahmetli geçiyordu. Böbrek nakline umut bağladı ve kendisine ‘’bağışçı olur mu’ diye erkek kardeşini aradı. Son derece duygulandırıcı bir cevap aldı erkek kardeşinden ‘Sana değil böbreğimi, karaciğerimi, yüreğimi bile veririm’ diyordu telefonun diğer ucundan gelen sevgi dolu ses. İki kardeş internetten yaptıkları araştırmalar sonucu böbrek nakli için Türkiye’de Acıbadem International Hastanesi’nde karar kıldılar. Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Berber ve ekibinin gerçekleştirdiği böbrek nakli ameliyatı son derece başarılı geçti ve Özbekistan’a yeniden doğmuş bir şekilde döndü Voynova. Yıllardır yorgun bakan gözlerinin içi gülüyor artık, üstelik abla-kardeş ikinci evleri olarak bakıyor ilk kez geldikleri İstanbul’a. En kısa zamanda tatile gelmeyi planlıyorlar… Birbirine ‘canını verecek’ kadar bağlı bir kardeşlik dersi olduğu kadar, adeta ‘bir oya gibi’ ince ince işlenen böbrek nakli ile yeniden doğuşun öyküsü onların ki… Mynet.com okurları için anlattılar…

Oğlu da genetik polikistik böbrek hastası

Özbekistan’da yaşayan Svetlana’nın bugün 33 yaşında olan oğlunda da polikistik böbrek yetmezliği hastalığı var. İkinci çocuğu henüz 4 yaşındayken vefat etmiş. Voynova’nın doğuştan genetik polikistik böbrek hastası olduğu da ikinci çocuğunun doğumunda ortaya çıkmış. İlerleyen dönemde kusma, yemek yiyememe, tüm vücudu ağrıdığından uyku uyuyamama, titreme, bayılma derken 33 yıllık muhasebecilik hayatına son vermek zorunda kalarak emekli olmuş. 2 yıl önce de diyalize mecbur kalmış. Ancak diyaliz süreci çok sıkıntılı geçtiğinden canına iyice tak edince, böbrek naklini araştıran Voynova’ya eşi böbreğini vermek istemiş önce. Ama böbrek uymayınca Rusya’da çalışan kendisinden 6 yaş küçük olan erkek kardeşini aramış. Kardeşinin telefonun diğer ucundan gelen sesi duygu seli yaşatmış adeta; “Ben sana değil böbreğimi, karaciğerimi, yüreğimi bile veririm”. Bunun üzerine iki kardeş araştırmaları sonucu rotalarını Türkiye’ye Acıbadem International Hastanesi’ne çevirmişler.

Çocukluğunda da ablasına sıkı sıkıya bağlıymış

46 yaşındaki erkek kardeşi Alexender, böbreğini vererek bir hayat hediye ettiği ablasına, çocukluk döneminde de sıkı sıkıya bağlıymış. “Annemle babam ablama ceza verdiklerinde ben de hep onun yanında duruyordum ve ağlıyordum cezası bitene kadar” derken iki kardeşin yürekten bağlılıkları öylesine belli oluyor ki. Kader onların yıllar sonra yeniden bu sevgilerini ve bağlılıklarını ortaya koymalarına fırsat tanıyor adeta. Ameliyattan sonra yeniden çalışmak için Rusya’ya dönecek Alexender. Bir böbreğinin ablasında olmasının manevi mutluluğunu yaşayacak. Nakli ise son derece başarılı geçtiği için böbreğinin yokluğunu veya herhangi bir sıkıntı hissetmeyecek. Her insanın böbrek sağlığı için dikkat etmesi gereken; sigara içmemek, fazla tuz tüketmemek, yeterince su içmek gibi temel kurallara dikkat etmesi yeterli. Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır “Abla kardeş ikisi de çok pozitif insanlar. Son derece başarılı geçen böbrek nakli ile Voynova’nın diyalize giren hastalara mahsus yüzündeki kirli pas rengi ilk günden düzeldi. Çok fayda gördü. Kardeşi de son derece titiz bir nakil ile hiçbir şekilde olumsuz etkilenmedi” diyor.

Organ nakli şart

Voynova da artık, her sağlıklı insanın yaptırması gerektiği gibi yılda bir kez rutin kontrolünü yaptıracak, beslenmesine dikkat edecek, yağlı yememeye, kilo almamaya, enfeksiyonlardan korunmaya özen gösterecek. Diyaliz hastalarının kaçınılmaz olarak böbrek nakli olmak zorunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çakır, “Diyalize girdiklerinde haftada üç gün sadece kanlardaki zehrin belli bir bölümü temizlenir ama vücutta hep kalıcı zehir olur. O da hızla kalp-damar hastalığı, koroner kalp hastalığı, enfarktüs ve kalp yetmezliği gibi insan hayatını ciddi riske atan ve insan ömrünü kısaltan hastalıklara yol açar. Diyalizde sürekli kanın temizlenmesi işlemi de kalbi yorar” diyor. Üstelik özellikle 50 yaş üzerinde diyalize giren kişide bir de diyabet hastalığı varsa hastaların yaşam riski çok daha artıyor.

Oya gibi işlenen bir böbrek nakli

52 yaşındaki Svetlana Voynova çok şanslıydı; gerek kardeşinde genetik polikistik böbrek yetmezliği olmaması gerekse Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Berber ve ekibinin gerçekleştirdiği başarılı nakil ona yeniden yaşam fırsatı sundu. Prof. Dr. Berber, ameliyata hazırlık sürecinde büyük bir titizlikle hareket ettiklerini, bu sayede nakil sırasında hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını belirtiyor. Vericinin ameliyatı laparoskopik (kapalı) yöntemle yapıldığından böbrek 15-20 santimlik kesikle değil, sadece 5-6 santimlik kesikle kasık bölgesinden çıkarılabildi ve hemen alıcının sağ kasık bölgesine yerleştirildi. Prof. Dr. Berber “Böbrek hemen ameliyat masasındayken çalışmaya başladı ve hastanın genel değerleri hemen ertesi gün çok hızlı şekilde iyileşme gösterdi” diyor. Böbrek naklinde en küçük sıkıntı yaşamamasına azami önem gösterilen verici, işlemin yapıldığı akşam ayağa kalkarken, aynı titizlikle yeni böbreğine kavuşturulan Voynova da ertesi gün ayağa kalktı ve birkaç gün sonra da sağlığına kavuşmuş olarak taburcu edildi. Prof. Dr. Berber laparoskopik ameliyatla böbrek çıkarma konusunda ekip olarak çok ciddi tecrübeleri olduğunu ve bu yöntemle en çok nakil yapan merkezlerden biri olduklarını vurguluyor.

Kalpleri İstanbul’da kaldı

Ablasına “Senin için kalbimi bile veririm” diyen Alexender ve kardeşinin böbreği ile Türkiye’de yeniden doğan Özbek Svetlana Voynova, sağlıklı bir şekilde ülkelerine döndüler. Ama kalplerinin İstanbul’da kaldığını söylüyorlar. İkisi de Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi için “Çok yüksek profesyonellikle gerçekleştirilen işlemle bize yaşam hediye ettiler, birbirimize sarılacağımız nice güzel yıllarımız olacak. Üstelik bu klinik başlı başına bir megapolis. Bu, Türkiye’ye ilk gelişimizdi ancak artık inşallah turist olarak tatile geleceğiz. İstanbul’a aşık olduk” derken, içten gülümseyişleri ve minnetle hastaneden ayrılıyorlar.

En Çok Aranan Haberler