(özel Haber) Asker Babasının “şehitlik” Savaşı

Mart ayında Van’da vatani görevini yaparken hayatını kaybeden Er Ömer Erdoğan’ın intihar haberi ailesini yıktı. Oğlunun intihar edecek birisi olmadığını ifade eden Baba Mehmet Emin Çalağan, “Oğlumun cenazesi ilk geldiğinde kaza kurşunu denmişti. Ama intihar ettiği raporda yazıyor. Benim oğlum intihar etmez. Olayın tekrar gözden geçirilmesi için cumhuriyet başsavcılığına başvuracağım. Benim oğlum şehitse, gerçek unvanını versinler” dedi.

Bursa Osmangazi ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan Ömer Çalağan, geçtiğimiz sene vatani görevini yapmak için askerlik şubesine başvurdu. Aralık ayında Manisa Doğu kışlasında acemilik görevini yapan Ömer Çalağan, ardından Van Merkez Jandarma Komando Bölüğü’nde askerliğine devam etti. Ustalık döneminin 17. gününde bir başka askerle gece nöbetine çıkan Çalağan, nöbet saatinin bitimine kısa bir süre kala başından silahla vurulması sonucu hayatını kaybetti. Kafasında iki kurşun çıkan Çalağan’ın ölümü ile ilgili soruşturma başlatan askeri savcılık, ailesine acılı olayı haber verdi. Oğlunun ölüm haberiyle yıkılan Çalağan ailesi, dualarla gönderdikleri oğullarının tabutunu görünce şok geçirdi. 5 Mart tarihinde havayoluyla getirilen askerin cenazesi Soğanlı Mezarlığında toprağa verildi.

“BENİM OĞLUM İNTİHAR ETMEZ”

Adli raporda oğullarının intihar ettiği bilgisini alan baba Mehmet Emin Çalağan, oğlunun komutanlarının ilk önce kaza kurşunu ile hayatını kaybettiğini söylediğini öne sürdü. Oğullarının ruhsal durumunun gayet iyi olduğunu, intihar edeceğini düşünmediklerini ifade eden Çalağan, olayla ilgili hukuki mücadelesini başlatacağını söyledi. Askeri savcılığının intihar sebebiyle koğuşturmaya gerek duymadığını ifade eden Çalağan, iddiaya göre “Filizlenen bir çocuğu askere gönderiyorsunuz. İnsanlar çocuklarını uğurluyorlar. Ama neticede vatan başka bir şey. Bana ilk önce ‘şakalaşma sonucu oğlunuz şehit düştü’ dendi. Ama askeri adli tıp raporunda ise bu çıkmadı. Benim çocuğum kendi nöbetini tutmuyordu. Bir başka arkadaşının yerine nöbeti tutuyordu. İntihar edecek bir çocuk değildi” dedi.

“BEN TAZMİNAT PEŞİNDE DEĞİLİM”

Ustalık döneminin 17. gününde olayın meydana geldiğini söyleyen Çalağan, “Bana herhangi bir tatmin edici bir açıklama gelmedi. Raporunda darp da var. Ben olayı duyduğumda şok geçirdim. Askeriyeden bilgi alamıyorum. Askeri savcı, hep gizli soruşturma diye bizi oyaladı. Ben tazminat peşinde değilim. Bunlar hoş bir şey değil. Benim istediğim tek şey ilk etapta verilen sözledir. Aylık da istemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum devletimden. Yetkili noter huzurunda bunun sözünü de veririm. Ben bir oğlumu kaybetmedim. İkinci oğlum abisinin ölümünün ardından yıkıldı” diye konuştu.

"GEREKİRSE TEKRAR MEZARI AÇABİLİRİZ"

Olayın tekrar gözden geçirilmesi için cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulanacağını söyleyen Çalağan, “Gerekirse tekrar mezarı açabiliriz. Adli tıp raporu isteyeceğim. Mezarı açmak son çare ise ben bunu yaparım. Bu olayın aydınlanmasını istiyorum. Gidecek başka kapım kalmadı” diye konuştu.

ASKER ÖLMEDEN ÖNCE “ŞEHİT OLACAĞIM” DEMİŞ

Facebook’ta oğlunun askere gitmeden önce “şehit olup tabutumu Türk bayrağıyla gelsin” yazdığını kaydeden Çalağan, “Askere gitmeden önce internetten bir yazı paylaşıyor. Oğlumu askere gitmeden önce sosyal paylaşım sitesinde ‘inşallah şehit olurum’ diye yazısı var. Bu insanlara eziyet çektirmek mümkün değil. Bu dosya tekrar açılmalı. Benim canım yanmış. Ben kime gideceğim. Bu işin peşini bırakmayacağım. Olay yerinin tekrar incelenmesini istiyorum. Şimdi benim buradan konuşmam boş. Biz her zaman buradayız. Hanımım saatlerce burada oturuyor. Ailem artık bitti. Manevi olarak bittik. Yıkılmışız. Bence benim oğlum intihar etmedi. Buna inanmıyorum. Benim oğlum askerden kaçmak için intihar etmişse bana göre vatan hainidir. Peki bu törenler niye yapılıyor. Benim oğluma şehitlik ünvanına layıksa o unvan ona verilsin” ifadelerini kullandı.

Oğlunun kabrinde dualar okuyan Çalağan, hukuki mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini kaydetti.