(özel Haber) Barış İçin Semaya El Açtılar

İzmir’de, bayan semazenler, Mevlana’nın ‘hoşgörü’ anlayışını örnek göstererek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde barış diledi. Yüreklerindeki tasavvufla ayrımcılığa geçit vermeyen bayan semazenlerden Bingöllü Pınar Polat; “Kürt kökenli biri olarak atılan adımlarla artık barış olmalı’ çağrısında bulundu.

Yıllardır dünyanın çeşitli yerlerinde farklı etkinliklerle kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün en anlamlı talebi, bayan semazenlerden geldi. İzmir’in tek Türkiye’nin sayılı bayan semazen ekiplerinden İzmir Semazen Grubu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde tek yürek olarak Türkiye ve Dünya için barış çağrısında bulundu. Üniversiteli ve farklı meslek dalları içerisinde yaşamlarını idame ettiren bayan semazenlerden Çankırılı Leyla Arslan, Bingöllü Pınar Polat ve Manisalı Zehra Keskin, aralarında hiçbir farklılığa yeşil ışık yakmadan yüreklerindeki ilahi aşkı semada buluşturmak için yan yana olduklarını söyledi. Birçok değer yargısını içinde barındıran kadınlar gününü hem bayan hem de bayan semazen olmanın kimliği ile yorumlayan bu isimler, ‘barış’ çemberinin genişlemesinden yana oldukları mesajını verdi.

Bursa Uludağ Üniversitesi Maliye bölümünü tamamladıktan sonra özel bir şirkette muhasebecilik yapan Leyla Arslan, bayan semazen olma duygusunun hazzıyla yaşadığını söyleyerek; “İçimdeki Allah, Peygamber ve Mevlana aşkını da semazen olarak buluşturdum. Yaklaşık 3,5 yıldır semazenlik yapıyorum. Türkiye’de bayan semazen olmanın görüntüsü pek alışıldık değil. Ancak, Mevlana, Allah aşkı ile sema yapıyordu. ‘Erkeklerin Allah aşkı olur da kadınların Allah aşkı olamaz’ diye bir ayrımcılık yok. Bu yüzden yaratılmışlar arasında kadınların da kutsal bir varlık olduğunu unutmamamız gerekiyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir bayan semazen olarak bayanlara değer verilmesini umuyorum. Ülkemiz için ise barış temenni ediyorum” dedi.

ARTIK BARIŞ OLMALI

23 yıl önce Bingöl’den İzmir’e uzanan göç hikayesinin mensubu olan bayan semazenlerden Pınar Polat da, zamanında memleketinde kadınların maruz kaldıkları sıkıntıların hafızasında yer edindiğini ifade etti. Ney üflediği sıralarda bayan semazen olmanın peşinden gittiğini söyleyen Polat, şunları söyledi: “Bingöl doğumluyum. 15 yaşında bir oğlum var. Ben ilk etapta ney üfleme kursu ile bayan semazen olma düşüncesinden yola çıktım ve yaklaşık 4 yıldır semazenlik yapıyorum. Bayan semazen olmak gurur verici. Çoğunlukla ‘bayan semazen var mı?’ sorusu karşılaştığımız bir durumlar arasında yer alıyor. Evet, işte varız, buradayız.” Polat, ayrıca, kadınların önemine; ‘ Kadınlarımız peygamber annesidir. Değerlidir, kutsaldır. Cennet annelerin ayağının altındadır” sözleriyle değindi.

‘İstemek başarmanın yarısıdır’ anlayışını hatırlatan Polat, son günlerde atılan barış adımları sürecini desteklediğini dile getirdi. Herkesin barış içinde yaşaması gerektiğini belirten Polat; sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevlana’nın yol haritası hoşgörü felsefesiydi. Ben de Kürt kökenli bir vatandaşım. Yaşadığım yerde gerçekten yaşam şartları kadınlar için çok zor. İlk kez bir kadın sürücü gördüğüm zaman ‘ben de araç süreceğim’ dedim ve yaptım Her şey istemekle beyinde yatıyor. İstedikten sonra olmayacak şey yoktur. Bir bayan olarak, bayan semazen, Doğu kökenli olup Kürt etniğine sahip biri olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde öncelikli olarak ‘barış olmalı’ diyorum. Günümüzde atılan adımlar yaşanan süreç için Türkiye’yi ileride çok iyi yerlere taşıyacağına inanıyorum”