Muğla'da 21 yaşındaki Şerzan Kurt'u öldürmekten 2,5 yıldır tutuklu yargılanan polis Gültekin Ş., son duruşmada suçlu bulundu. 8 yıl hapis cezasına çarptırılan Şahin, içeride yattığı yıllar göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Davayı üstlenen bir grup avukat, davaya itiraz ederek temyize gideceklerini duyurdu.
Davaya bakan avukatlardan bir olan Adnan Kaya, Eskişehir’de görülen dava ile ilgili açıklamalarda bulundu. Verilen mahkeme kararının kamu vicdanına uygun olmadığını dile getiren Kaya, dava sürecini şöyle anlattı:
"Yerel mahkeme karar verdi. Dava sonuçlandı. Bir hukukçunun, ‘Adalete güvenmiyorum’ sözleri bana yakışmaz. Bunu düşünürsem bu işi bırakmam lazım fakat uygulama adaletin tecellisi şeklinde gelişmiyor. Adalet toplumsal düzenin temelidir. Uygulamada mahkeme kararlarında kamu vicdanının mahkeme kararlarına yönelik bir uygulama çıkmıyor. Bizi üzen de o. Üniversitedeki bir kavgaya güvenlik güçleri doğal olarak müdahale ediyor. Hiç gereği yokken kamu görevlisi bir vatandaş kendini o gün resmi görevli olmadığı halde bir polis memuru, hemen kendini olayların içine koyuyor. Ve bir genç oracıkta katlediyor. Olayın failleri kamu görevlileridir.”
Davanın sonucunun rahatsızlık verici olduğunu söyleyen Kaya, “Mahkeme peki nasıl bir karar verdi? 8 yıl. Bir insanın öldürmenin bedeli sadece 8 yıl. Bu bizi rahatsız etti. 8 yıllık özgürlüğünden yoksun bırakma, o kadar. Devlet olarak, kurum olarak herkesin bu karara üzüldüğünü düşünüyorum” diye konuştu.
Davayı temyiz göndereceklerini aktaran Kaya, bunun sadece yerel mahkeme kararı olduğunu bildirerek, “Davanın süreçlerden geçip, üst denetim yollarından geçip tekrardan incelenmesi yolu vardır. Yargıtaya gideceğiz. Temyize gideceğiz. Temyiz sebeplerimizi anlatacağız. Umarım, tahmin ederim, yargıtay bu kararı bozar. ‘Bunu düzeltin, bunu ayaklayın’ der. Kamu vicdanına hitap eden bir sonuç istiyoruz” ifadelerini kullandı.
"BÖYLE DAVALARDA DEVLET ESAS ALINIYOR"
Buna benzer davaların ‘devlet’ esas alınarak sonuçlandığını aktaran Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Yasalarımız bu konuda eksik değil. Uygulayıcı elinde yasalar bu hale alınıyor. Yasalar mahkemelerde ete kemiğe büründüğü için böyle oluyor. Bizim yargı mensuplarımız karar verici hakimlerimiz, ne yazık ki evrensel insan hakları ilkelerini karar verirken göz ardı ediyor. Daha çok öne çektiği devletin bekası. Devletçi bir yaklaşım sergiliyor. Devlet esas alınıyor. Bireyin hakları talepleri değil de devleti koruyucu hesapları birinci planda dikkate alınan hususlardır.”
Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Kurt, 12 Mayıs 2010'da vurularak ağır yaralanmıştı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan genç, 19 Mayıs'ta hayatını kaybetmişti. Kurt'un ölümü ile ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi'nde görevli polis memuru Gültekin Ş. tutuklanmıştı. Sanık hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde "olası kasıtla nitelikli insan öldürme" suçundan açılan dava "güvenlik gerekçesiyle" Eskişehir'e nakledilmişti.
Sanık avukatı Erol Halka, önceki duruşmada müvekkilinin beraatini isterken Uğur Kaymaz davasını kanıt olarak göstermiş, "Mardin Kızıltepe'deki davada dört özel harekat polisi tek gün bile tutuklu kalmadı. Müvekkilim ise 2 yıldır tutuklu" demişti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz