(özel Haber) Çözüm Süreci İle Birlikte Siirt Dağlarına Bahar Geldi

Çözüm süreci ile birlikte silahların susması dolayısıyla, Siirt'teki köylüler uzun yıllar sonra ilk defa yaylalara çıkarak hayvanlarını otlattı.

Yıllarca terör olaylarıyla birlikte, ölüm korkusuyla dağlara çıkamadıklarını, hayvanlarını da yaylalara götüremediklerinden yakınan Eruh ilçesi Yerliçoban ve Bozatlı köylüleri, çözüm süreci ile birlikte bölgeye huzur ortamının tesis edildiğini ve rahat bir şekilde dağlara ve yaylalara çıktıklarını söyledi. Bozatlı köyü sakini Resul Aslan (65), köyde 5 yaşından beri çobanlık yaptığını ifade etti. Terör olayları ve güvenlik kaygısıyla dağlara ve yayalara çıkamadıklarını kaydeden Aslan, "Uzun namlulu silah ve top seslerinin eksik olmadığı bu dağlarda ölüm tehlikesi yaşıyorduk. Hayvanlarımızı yaylaya çıkaramadığımız için yeterince beslenemiyordu, hatta bizim karşı köyde hayvancılıkla uğraşan çok sayıda köylü, terör olayları yüzünde hayvancılığı bırakarak büyük şehirlere göç etti. Eruh’un Mişar Ovası bereketli yayla ve dağlarıyla bölgede hayvancılık yapılabilecek en ideal yerlerden biri olmasına rağmen, terörün getirdiği şiddetle yıllarca yaylaya cesaret edip de kimse çıkamadı. Fişek ve mayınlar yüzünden bu bölgede çok sayıda köylü ve çoban hem yaşamını yitirdi, hem de sakat kaldı" dedi.

Son birkaç aydır bölgede silah seslerinin susması ve huzur ortamının tesis edilmesiyle yaylalara çıkışların başladığını dile getiren Aslan, şöyle devam etti: "Şu an rahatlıkla dağlara ve yaylalara çıkarak hayvanlarımızı otlatabiliyoruz. Bu dağlarda eksik olmayan barut kokusunun yerine kır çiçekleri kokusu hakim olmaya başladı. Çözüm süreci barış ile sonuçlanırsa bir dönem hayvancılıkta cazibe merkezi olan Mişar Ovası, eski bereketli günlerine geri döner, hatta göç eden çok sayıda kişi köylerine dönerek yeniden hayvancılıkla uğraşır."

"SÜT ARTIŞI YÜZDE 400 ARTTI"

H. Mehmet Güneş (49) adlı köylü ise, uzun yıllardan beri hayvancılıkla uğraştığını söyledi. Güneş, "Uzun yıllar sonra ilk kez yaylaya çıkıyoruz. Bu bölgede bütün köyler tarımın yanında hayvancılıkla uğraşırlardı. 1990 yılında artan terör baskısı ve zorunlu göçle birlikte kimse korkudan dağlara ve yaylalara çıkmadı. Hayvanları köy içinde ve ahırda beslemek zorunda kaldığımızdan dolayı, beslenemeyen hayvanlar süt de veremiyordu. Barışın gelecek olmasıyla birlikte bereket geldi, süt artışımız yüzde 400 oranında arttı" şeklinde konuştu.

Nafiye Aslan (30) da, çözüm sürecinin en fazla kendilerine katkı sağladığını bildirdi. Aslan, "Köyde tek geçim kaynağımız hayvancılıktır. Olaylar yüzünden dağlara, yaylalara çıkamıyorduk. Süt olmadığı için peynir ve yoğurt sıkıntımız da vardı. Son 5 ila 7 aydır bizim gibi çok sayıda köylü hayvanlarını bu bölgelere getirerek, sabaha kadar yaylada kalıyor. Şehir hayatına alışkın değiliz, hayatımız zorlu koşullarda geçiyor. Koyunları sağıp süt içiyoruz, odun ateşinde çay demliyoruz. Hatta, gündüz gelemediğimiz bu bölgelere şimdi gece bile kalabiliyoruz. Çözüm süreci ile bölgeye barış ve huzur geldi, inşallah devam eder" diye konuştu.

TEK KORKU DAĞLARDAKİ KÖR MAYINLAR

Köylülerden Resul Aslan, bir korkularının olduğunu da aktararak, "Biz daha önce bu bölgelerde genç ve yaşlı çobanların mayına basarak ölüp ya da sakat kaldıklarına şahit olmuştuk. Bu bölgede silah ve top sesleri sustu, ancak hala kör bir mayına basabileceğimiz korkusunu taşıyoruz. Dağların ne kadar güvenli olduğunu bilmiyoruz, örgüt tarafından dağlara ve yaylalara yerleştirilen kör mayınların her an üzerimizde patlayabileceği korkusu bizi tedirgin ediyor, inşallah bunlar da temizlenir ve huzur tamamıyla bu bölgeye gelir" ifadelerini kullandı.