(özel Haber) Kalp Hastalıklarında Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Serdar Günaydın, Türkiye’de en çok görülen hastalıkların başında kalp hastalıklarının geldiğini belirterek, kalp cerrahisinin korkulan bir durum olmaktan çıktığını ve gelişen teknolojiyle ameliyat risklerinin çok az olduğunu söyledi.

Türkiye’de kalp cerrahisinin gelişmiş ülkelerle aynı standartlarda yapıldığını anlatan Günaydın, yılda yaklaşık 65 bin civarında kalp ameliyatının yapıldığına dikkat çekti.

“KALP CERRAHİSİ KORKULAN BİR DURUM OLMAKTAN ÇIKTI”

Günaydın, kalp cerrahisinin artık korkulan bir durum olmadığını ve ameliyat riskinin yüzde 2’lere kadar düştüğünü belirterek, “Kalp cerrahisi, eskiden olduğu gibi hastalarımızın kendilerini strese sokmalarını gerektiren bir durum değil. Sonuçlar eskiye nazaran çok daha iyi ve yüz güldürücü. Kalp ameliyatlarında artık, ameliyattan derlenme süresi çok daha hızlı, hastanelerde yatış süreleri 5-6 gün civarında ve ameliyat riski yüzde 2’lerin altındadır. Bu standartlarda hastalarımızın her türlü konforla ve rahatlıkla ameliyat olmaları mümkündür” dedi.

Çocuk kalp cerrahisinin Türkiye’de önemli bir yol kat ettiğini de aktaran Günaydın, “Türkiye’de çok fazla çocuk hasta var. Bunların ameliyatlarında da üst standartlar yakalanmış durumda. Gerek hastane hizmeti gerekse cerrahi başarı açısından hastalarımızın korkusuzca kendilerini emanet edebilecekleri bir yer haline geldi” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE EN ÇOK GÖRÜLEN HASTALIKLARIN BAŞINDA KALP HASTALIKLARI GELİYOR”

Günaydın, kalp hastalıklarının Türkiye’de en çok görülen hastalıkların başında geldiğini kaydederek, şöyle devam etti:

“Kalp hastalıkları, Türkiye’de en çok görülen hastalıklardan birici sırada yer alanı ve çok sayıda hastayla karşı karşıya kalıyoruz. Artık hastalıkların görülme yaşı oldukça düştü. Çünkü teşhis yöntemleri çok gelişti. Eskiden birçok hastanın yolda yürürken kaybedildiği söylenirdi ve bunun nedeni de çok fazla bilinmezdi. Oysa şimdi çok erken zamanda, bütün teşhis olanakları yaygın ve netlikle cevap verdiği için hastalarımızı çok erken yakalayabiliyoruz. Dolayısıyla hastalıkların sayısı artmış gibi görünüyor. Halbuki bu durum teşhis yöntemlerinin bir başarısıdır.”

"HİÇBİR ŞİKAYETİ OLMAYANLAR BİLE KALP HASTASI OLABİLİR”

Kalp hastalığının hiçbir şikayeti olmayan hastalarda bile görülebildiğini ifade eden Günaydın, “Kalp hastalıkları, erkeklerde 40 yaş civarına kadar indi. Kadınlar ise bu sıkıntılarla daha çok 50’li yaşların devamında karşılaşıyorlar. Ama kadınlarda da oran gittikçe artıyor. Eskiden kadınlar, hormonal açıdan kendilerinin korunduklarını düşünüyorlardı ama kadınlar arasında da sigaranın çok fazla yaygınlaşması, kalp hastalıklarının 50’li yaşların altına inmesine yol açtı. Kalp hastalıklarının bir diğer özelliği de pek çok hastamızı inandırmakta zorlandığımız ‘hiçbir şikayetim yoktu, bu teşhise nerden geldi’ diye. Kalp hastalığı için hiçbir şikayet olmaması sürpriz bir durum değil, zaten şikayet olması durumunda kalp hastalığı komplike yani zor hale geliyor. Önemli olan şikayet olmadan bu teşhisi koyabilmek. Dolayısıyla anjiyo tekniklerinin gelişmesiyle, artık şikayet olmadan yapılan tetkiklerde şüphe ortaya çıktığı zaman bile teşhis etmek mümkün. Bu tabi daha sonra yapılacak girişimlerin avantajlarını çok arttırıyor ve tedavide çok büyük başarı sağlıyor” şeklinde konuştu.

40 yaşını geçen erkeklere ve 50 yaşını geçen kadınlara, yılda en bir kez tetkikten geçmelerini tavsiye eden Günaydın, şuan ki teşhis yöntemleriyle tanıyı hemen koymanın mümkün olduğunu da dile getirdi.