(özel Haber) Kurban Bayramınız Zehir Olmasın

Kurban Bayramı’nda aileniz ve kurban etini paylaştığınız kişilerin sağlığını riske atmamak için uzmanlar, özellikle kesim alanlarından kaynaklanan hastalıklara dikkat edilmesi uyarısında bulunuyor.

M-Onep Nişantaşı ve Etiler Klinikleri Beslenme Uzmanı Banu Eroğuz Demirözü, gerekli kontrolleri yapılmadan satın alınmış ve hijyenik koşullara uygun olarak kesilmemiş hayvanlardan başta salmonella ve şarbon olmak üzere birçok hastalığın insanlara bulaşması riski olduğunu belirterek, bakteri bulaşmasını engellemek açısından kesim yapılacak yerlerin temizliği ve hijyenine azami dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Demirözü, “Özellikle kesim alanının zemininde kan birikmemesi önemli. Ayrıca et kesiminde kullanılan tüm aletlerin ve etleri kesip parçalayan ve hazırlayan kişilerin temizlik ve hijyen kuralları çerçevesinde özel kıyafetler giymiş olmaları gerekir” dedi.

KURBAN ETİ NASIL SAKLANMALI?

Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlikten dolayı kurban etlerinin bekletildikten sonra yenilmesi gerektiğini ifade eden Demirözü, “Yağları temizlenen ve kullanım alanına uygun küçük parçalara ayrılan etler önce serin, güneş almayan, hava sirkülasyonu olan temiz bir yerde 5-6 saat bekletilmeli daha sonra temiz poşetler içinde ağzı hava almayacak şekilde buzdolabına veya derin dondurucuya kaldırılmalıdır” diye konuştu.

Etlerin bu şekilde buzdolabında 3-4 gün, derin dondurucuda ise (-18) 6 aya kadar saklanabildiğini vurgulayan Demirözü, kıyma olarak saklanma süresini buzdolabında 2-3 gün olduğunu belirterek, “Dondurma işleminde dikkat edilecek nokta etlerin küçük porsiyonlar halinde dondurulmasıdır. Çünkü çözdürülen etlerin tekrar kullanılması sağlık açısından doğru değildir. Sakatatlar ise kurban kesildikten sonra aynı gün içinde tüketilmesinde fayda vardır. Eğer buzdolabına konulacaksa da en fazla 1-2 gün içinde tüketilmelidir.

Donmuş etler kullanılmadan 24 saat önce buzdolabına alınarak veya mikrodalga fırınlarda uygun programla çözdürülmelidir. Donmuş et asla oda sıcaklığında veya sıcak bir ortamda çözdürülmeye çalışılmamalıdır. Bu durum et hücrelerinin parçalanmasına, etin özsuyunu kaybetmesine ve sertleşmesine sebep olur. Ayrıca oda sıcaklığında çözülen etin dış kısmı çözülürken iç kısmı henüz buzludur ve tamamı çözülene kadar dış kısımda mikro organizma üremesi başlar” dedi.

SAĞLIKLI PİŞİRME YÖNTEMLERİ

Etleri pişirirken dikkat edilecek en önemli noktanın etin iç ısısının, içerebileceği bakteri ve parazitleri öldürecek düzeye çıkması olduğu dile getiren Demirözü, “Bu sebeple de haşlama ve fırınlama yöntemlerinin tercih edilmesinde fayda vardır. Kızartma sağlıksız bir pişirme yöntemi olduğundan mecbur kalınmadıkça tercih edilmemelidir” dedi.

Etlerin pişirilirken hayvanın beyaz katı yağları, tereyağı ve margarinin kesinlikle kullanılmaması gerektiğini söyleyen Demirözü şunları kaydetti:

“Eğer kömür ateşi ile mangal yapılacak ise kömürlerin tamamen yanıp kor haline gelmesi beklenmelidir. Bu sayede alevin ete gelmesi engellenecektir. Bundan sonrasında ise etin damlayan suyundan ve yağından alevlenme olabilir ona da alevin değmesinin mümkün olmayacağı bir seviyede etleri pişirerek çözüm bulunabilir. Alevde pişen ette kanserojen etkili maddeler açığa çıktığı gibi önemli vitamin kayıpları da oluşmaktadır.”

KALP-DAMAR HASTALARI, DİYABET, TANSİYON VE KOLESTEROL SORUNU OLANLAR ETİ DİKKATLİ TÜKETMELİ

M-Onep Klinikleri Beslenme Uzmanı Demirözü, kırmızı etin faydalarından dolayı beslenme önerilerinde ete yer verdiğini ancak kimi hastalıklarda bu tüketimin risk taşıyacağını belirtti. Demirözü, “Kırmızı et zengin bir protein kaynağı olmanın yanı sıra B vitaminleri, çinko, magnezyum, fosfor ve demir yönünden de iyi bir kaynaktır. Özellikle kırmızı ette bulunan demir, vücudun diğer besinlere göre kolay ve fazla oranlarda kullanabileceği yapıdadır. Ette bulunan demirden daha fazla yararlanabilmek için yanında C vitamininden zengin yeşilliklerden bir salata veya taze sıkılmış meyve suyu tüketilmesinde fayda olacaktır. Bu sebeplerle kırmızı et beslenmede önemli bir yere sahiptir. Ancak hayvansal kaynaklı besinlerde olduğu gibi kırmızı ette de doymuş yağ ve kolesterol yüksek miktarlarda bulunmaktadır. Bu sebeple de özellikle kalp ve damar hastalığı, kolesterol ve lipit yüksekliği, hipertansiyon, diyabet ve obezite sorunu olanların dikkatli tüketmeleri gerekmektedir. Kırmızı etin yüksek protein içeriğinden dolayı böbrek ve gut hastaları tarafından da dikkatli tüketilmesi gerekir. Günlük et tüketiminin 1 öğünle sınırlandırılması 2’nci öğünde sebze ağırlıklı beslenilmesi daha doğru olacaktır. Bayram ziyaretlerinde ikram olarak meyve suları ve gazlı içecekler yerine şekersiz çaylar; ağır şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları tercih edilmelidir” tavsiyelerinde bulundu.

BAYRAMDA FAZLA ET VE TATLININ ZARARLARINDAN KORUYACAK ÖNERİLER

Uzmanlar, bayramda sağlıksız beslenilmesinin ardından 2 gün uygulanacak bir beslenme programıyla hem fazla etin hem de şeker ve hamur işinin vereceği zararların en aza indirilebileceğini kaydetti. 2 günlük beslenme programı şöyle:

“Sabah 300 mililitre taze sıkılmış meyve suyu (elma,nar,kivi ve kibrit kutusu kadar taze zencefil, ara öğünde 1 kase light yoğurt (200 gr), 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi, 1 yerli muz, öğle saatinde 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı konulmuş mevsim salatası (mutlaka mor lahana bulunsun), 1 çukur tabak dolusu etsiz sebze yemeği, 1 kase light yoğurt (200 gr), ara öğünde 1 büyük elma, 3 tam ceviz, akşam saatinde 1 kase mercimek çorbası, 1 çukur tabak sebze yemeği, yarım kase light yoğurt (100 gr) ve akşam saati ile uyku arasındaki ara öğünde ise 2 küçük mandalina yenilebilir.”