YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

(özel Haber) Zararlı Böceklere Karşı Yerli Proje

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)’nün Ar-Ge desteğiyle, Prof.Dr....

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)’nün Ar-Ge desteğiyle, Prof.Dr. Kazım Sezen liderliğinde iki yıldır yürütülen proje kapsamında çevre dostu dostu organik bir zirai mücadele ilacı ’biyopreparat’ üretildi.Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi kampusündeki Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren, KAR-BİYOSİT Biyoteknoloji Ar-Ge Şirketi, TAGEM’in de katkısıyla, Türkiye’de ilk defa Kınkanatlılar (Coleoptera) grubu fındık zararlısı böceklerin fındık bahçelerinde yaptıkları zararı engelleyen, çevre ve insan dostu organik bir zirai mücadele ilacı ’biyopreparat’ üretildi.Projede formüle edilen ve bir toprak bakterisi olan Bacillus thuringinsis ssp. tenebrionis" içeren biyolojik preparat laboratuvar ve arazi denemeleri başarıyla sonuçlandı. Fındık kurduna karşı yerli ilaç ürettiklerini belirten Sezen, “Dört yıl önce şirketi kurduk. Şirketimizin kuruluş amacı biyolojik ilaç geliştirebilmek. Önceki projemiz, ormanlarda özellikle çamlarda çok zarar yapan bir böcek var adı çam kesen böceği. Buna karşı geliştirmiş olduğumuz ilacımız vardı. Bu projemiz kapsamında ülkemiz için çok önemli olan fındık, ihracatımızın yüzde 75’ini gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu durumda hedefimize fındık zararlısını koyduk. Adı fındık kurdu. Bu proje kapsamında da fındık kurduna karşı bir ilaç geliştirdik. Gelişme süreci tamamlandı. Çalışmalarımız tamamlandı, araziye uygulayabileceğimiz ürünümüz var. Şu anda her şeyi ile beraber kullanıma hazır."İLACIN İÇİNDEKİ BAKTERİLER BİZE AİTİlacın içindeki bakterinin tamamının kendilerine ait olduğunu kaydeden Sezen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ürün iki yılımızı aldı. Bu süreçte Tarım Bakanlığının desteğini aldık. Bunun en güzel yanı şu. İlacın içinde bakteri var ve bu bakteri tamamen bize ait. Hiç kimse bunun üzerinde bir hak iddia edemez. Dolayısıyla elimizde bulunan bu bakteriden neden bir ürün geliştirmeyelim diyerek yola çıktık ve sonuçta özellikle bugün en başta fındık kurdu olmak üzere çeşitli kınkanatlılar grubuna ait zararlı böceklerde çok büyük bir öldürücü etkiye sahip ama biyolojik bir ilaca sahip durumdayız şu an. Fındık kurtlarının erginleri fındıklarının içine yumurtalarını bırakıyor. Bu da fındıkta Türkiye genelinde yüzde 30’luk bir zarara yani çok büyük bir zarara yol açıyor. Mesela İspanya, İtalya gibi fındık üretiminde geri kalmış ülkelerde bile dekardan alınan ürün konumunda Türkiye’den daha iyiler. Çünkü iyi mücadele ediyorlar iyi kültür şartlarında fındıklarını geliştiriyorlar. Biz de maalesef ülke olarak evet fındık bizde çok önemli ama zararlı böceklerle mücadele edemiyoruz. Mücadele ettik yıllarca ama nasıl ettik kimyasallarla ettik. Kimyasallar herkes tarafından çok iyi biliniyor insan üzerinde hayvan üzerinde çevre üzerinde müthiş olumsuz etkileri var ve gıdalarda katkı olarak özellikle suya karışıyorlar ve direk olarak bünyemize alıyoruz. Bu yüzden bütün dünyada son yıllarda özellikle çok büyük gelişmeler oldu bu konuyla ilgili Türkiye’de bizim açımızdan güzel tarafı şu bir ilk bu."ÇEVREYE OLUMSUZ ETKİSİ YOKÜretilen ilacın çevreye hiçbir olumsuz etkisi olmadığını belirten Sezen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çevreyi hiçbir şekilde olumsuz etkilemez. Çünkü içerisinde bir bakteri var ve bu bakterinin tek görevi böceği hastalandırmak. Ne insana, ne diğer organlara, ne diğer canlılara hiçbir zararlı etkisi yok. Dünya Sağlık Örgütünün şu anda tek onay verdiği bakteri bu bakteri. Bu özel bir bakteri. Özel bir toksit, protein üretiyor. Toksit protein sayesinde zararlı böceklerin ölmesine sebebiyet veriyor. En azından zararlı böceklere fındık kurdu başta olmak üzere bütün zararlı böceklere karşı etkili olabilecek bir ilaç. Tabi iyi bir şekilde kullanılırsa çiftçimize iyi bir şekilde anlatılırsa kimyasalların zararına karşı bunun zararsız olduğu fikrini inandırmamız lazım. Burada önemli olan bunu halka inandırabilmek. Halk buna sahip çıkmalı ki ticaret edilebilsin, ruhsat alınabilsin yani geleceği olabilsin. Bu araştırma aşamasında kalırsa bizim çalışmamız laboratuvarımız da kalır. Bunun önce laboratuvar aşamasını tamamladık. Laboratuvar aşamasından sonra önce zararlı fındık böcekleri ile laboratuvarda deney yaptık. Onlar üzerinde çok olumlu sonuçlar aldık. KTÜ Tıp Fakültesinde Cerrah Araştırma Fakültesinde fareler üzerinde 3 farklı şekilde test yaptık. Orada da gördük ki kesinlikle memeliler üzerinde yan etkisi yoktur. Ondan sonra araziye çıktık. Hem kendi fındık bahçemde hem de bir üreticimizin bahçesinde uygulamalar yaptık. Üreticilerle sonradan gidip görüşme fırsatımız oldu. Bunu sonuç raporunda da aynı şekilde belirttim. Arazi de çok başarılı. Yeter ki zamanında etkili bir şekilde müdahale yapılsın. Benim için burada önemli olan kimyasalların kullanılmadığı bir üretim amaçlıyoruz. Hepimiz sahip çıkmalıyız geleceğimiz adına çocuklar adına iyi temiz bir çevre adına. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor."SPONSOR DESTEĞİHedefinin artık ilacı ruhsatlandırmak olduğunu belirten Sezen, “Benim yapacağım tek bir şey kaldı. Tarım Bakanlığına ruhsat başvurusu yapmak ve ilacımızı ruhsatlandırmak. Ruhsatlandırdıktan sonra umuyorum ki Bakanlığımız tarafından veya kişisel bu anlamda bize sponsor olabilecek bir kişi olsun yetkili firma olsun bunu ticarileştirebilmek” dedi.Öte yandan TAGEM Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Doç. Dr. Birol Akbaş da proje çıktılarını yerinde görmek için Trabzon Teknokenti ziyaret etti. Akbaş, ziyareti esnasında; Türkiye’nin dünya fındık üretimi ve ihracatının yaklaşık yüzde 75-80’ini karşıladığını, Dünyada fındık üretimi açısından 1. sırada olan Türkiye’nin dekar başına alınan verim açısından diğer ülkelerin gerisinde olduğunu belirtti.Akbaş, bu sebeplerin arasında, fındıkta zarar yapan Kınkanatlılar grubuna ait zararlı böceklerin de etkisi olduğunu, fındık kurdu ve mayıs böceğinin fındıkta en çok zarara neden olan zararlılar olduğunu kaydetti. Akbaş, bu zararlılar ile daha etkili ve güvenilir mücadelenin, toksik etki göstermeyen, direnç problemi olmayan, çevre dostu ve selektif etkili biyolojik bir preparat ile mücadele edilmesini hedeflediklerini, bu Ar-Ge projesinden beklentilerinin de bu yönde olduğunu sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler