CHP Grup Başkanı ve genel başkan adayı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Saraçhane’deki makam odasında ziyaret etti. Saraçhane’ye gelirken heyet olarak bir dilek tuttuklarını belirten Özel, “Saraçhane'ye doğru yaklaşırken dedik ki, ‘1 Nisan (2024) günü, İBB’de Meclis çoğunluğunu da sağlamış, bugüne kadar elini, kolunu bağlayan bütün engellerden kurtulmuş, İstanbul'u büyük bir farkla kazanmış Ekrem İmamoğlu'nun, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak bir kahvesini içmeyi’ dilek olarak tuttuk. Ümit ediyoruz, 1 Nisan'da o ziyareti gerçekleştirme imkanımız olur” ifadelerini kullandı. İstanbul İl Kongresi sonrası yaşanan gelişmelere değinen İmamoğlu da “Benim tek arzum var; Kurultay, halkımızın istediği ne var ise, A'dan Z'ye onun sonucunu bize gösterecek. Ve o bizi daha güçlü kılacak. O güçle, yerel seçimi çok güçlü bir biçimde kazanacağız. Ve ardından gerçekten sağlıklı bir menzil planı yaparak 2028’i, 2029’u, yani 5-6 yıllık bir planla, Türkiye'nin çok daha iyi noktalarına, yerelden genele kavuşacağını arzu ediyorum” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. İmamoğlu tarafından İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde bulunan makam odasında ağırlanan Özel, “15 Eylül günü, önümüzdeki kurultayda genel başkan adaylığı noktasındaki irademizi açıkladığımızdan beri illeri ziyaret ediyoruz. İl kongrelerine katılıyoruz. Katılamadığımız il kongrelerine de daha sonra, ‘Hayırlısı olsun’ ziyaretlerini gerçekleştiriyoruz. İstanbul İl Kongremize katılamamıştık. Bütün Türkiye'nin çok dikkatle izlediği bir kongreydi. Biz de çok dikkatle izledik. Biraz önce de değerlendirdik; sonuçları açısından da çok mühim. Ben, sayısal ve yarattığı Türkiye'deki psikolojik sonuçlarının dışında ortaya koyduğu profili çok önemsiyorum” dedi.
İmamoğlu ile görüşmesinden önce İstanbul İl Başkanı seçilen Özgür Çelik’i, makamında ziyaret ederek tebrik ettiğini aktaran Özel, “Daha önce Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki görevini büyük bir başarıyla yapmış, takdir toplamış, 40’lı yaşlarında, yeni bir göreve talep açan ve kampanyasında da bu görevi nasıl yapacağını ve İstanbul'u, İstanbul İl Başkanlığı’nı nasıl iyi yöneteceğini anlatan bir aday seçildi. Bu, çok kıymetlidir. CHP kongrelerinden gerilim bekleyenlerin, CHP kongrelerinden farklı sonuçlar bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı. Genç, dinamik bir ekip seçildi” diye konuştu. İl başkanları ziyaretleri sonrasında CHP’li belediyelere de misafir olduklarını belirten Özel, “İBB’ye ziyarette bulunmak hem aday sıfatıyla hem CHP Grup Başkanı sıfatıyla benim için de büyük bir keyif” ifadelerini kullandı.
Beraberindeki heyetin en yaşlısının kendisi olduğunu kaydeden Özel, şunları söyledi:
“Kamuoyundaki beklentilerle uyumlu bir heyet teşkil etmiş oldu. Gelirken dilek tuttuk yolda. Ne dileyelim? Saraçhane'ye doğru yaklaşırken dedik ki, ‘1 Nisan (2024) günü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis çoğunluğunu da sağlamış, bugüne kadar elini, kolunu bağlayan bütün engellerden kurtulmuş, İstanbul'u büyük bir farkla kazanmış Ekrem İmamoğlu'nun, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak bir kahvesini içmeyi’ dilek olarak tuttuk. Ümit ediyoruz, 1 Nisan'da o ziyareti gerçekleştirme imkanımız olur. Biz, sizin İBB’yi aldığınız günden beri İstanbul'da yaptıklarınızı,zaman zaman Meclis’te övünerek anlattık, zaman zaman size yapılan haksızlıklara, buradaki kadrolardan aldığımız hızlı bilgilerle verdiğimiz yanıtlarda hiç mahcup olmadık. Geçtiğimiz günlerde İBB hakkında bir raporlama çalışmasını yaptığını söyleyen bir arkadaş şöyle bir şey söyledi. ‘Yarı bütçeyle iki katı iş yapmışlar. Nasıl yapmışlar; bilemedik’ dedi. Tabii bu anlamda hem sizi hem İstanbul'a vaat ettiğiniz gibi, İstanbul'u israfsız, İstanbul'u yolsuzluktan uzak, İstanbul'u İstanbul'un çıkarlarına yönelik olarak yönettiniz. Birilerini bu çok rahatsız ediyor. Ama biz biliyoruz ki, bu hem İstanbullu tarafından takdir görüyor hem de sizinle aynı partide siyaset yapan bizlerin göğsünü kabartıyor. Biz bir kez daha bütün ekibimiz adına size teşekkür ediyoruz.”
CHP Genel Başkan adaylığını açıklayan Özel ve beraberindeki heyetin İstanbul İl Başkanı Çelik’i tebrikinin ardından kendisini ziyaret ettiklerinin altını çizen İmamoğlu da şöyle konuştu: “Sayın Başkanımı; istişare halinde olan, fikirlerimizi paylaştığımız ve birbirimizi bu anlamda beslediğimiz, güçlendirdiğimiz, dönem dönem özellikle genel seçim sonrası da yoğun bir temas yaşadığımız yol arkadaşımız. Elbette daha öncesinde de benzeri yoğunlukta her konuyu tartışan, müzakere eden bir yakınlığımız ve dostluğumuz söz konusuydu. Ama daha da ötesi; partimizin çok değerli Grup Başkanvekiliydi. Son dönemde de Sayın Genel Başkanımızın genel seçim sonrası konumu gereği Grup Başkanımız Meclis’te. Bu bakımdan, İstanbul Büyükşehir Belediyemizi ziyareti bizi oldukça mutlu etmiştir. Bugün binamız oldukça yoğun. Biraz önce TÜRK-İŞ Genel Başkanı buradaydı. Çünkü bütün üç sendikayla da bütün toplu iş sözleşmelerimizi biz bitirdik şükürler olsun ki bir sorun yaşamadan. Türk-İş de bunu teşekkür amaçlı ziyaretimize geldi. Yine bir kısım yabancı misyon şefleri ziyaretimizdeydi. Aynı zamanda bugün Meclis günü. Dolayısıyla yoğun bir meclis trafiği var. Malum Sayın Başkanım, İBB Meclisi, Türkiye'nin en büyük ikinci meclisi. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden sonraki en büyük Meclis. Dolayısıyla onun da yoğunluğu var. Böyle bir yoğun trafiğin içinde sizi burada ayrıca görmek bizi mutlu etti.”
Konuşmaların ardından Özel ve İmamoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel ve İmamoğlu, gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:
- Sürekli, ‘İYİ Parti'yle İstanbul'da bir araya geldiğimizde neler başarabildiğimizi gördük’ diyordunuz. Şimdi ‘İstanbul İttifakı’ diyorsunuz. İYİ Partisiz bir İstanbul ittifakı, sizin kafanızda nasıl oluşuyor? Nelerden oluşuyor? Genel başkanlık için sizin adayınız kim?
İmamoğlu: “Bir kere Millet İttifakı kurulduğu an itibariyle de İstanbul İttifakı’yla seçimi kazanacağımızı duyurarak yola çıkmıştım adaylık açıklamama dönük bakarsanız. İlk andan itibaren bir İstanbul İttifakı mottosunu İstanbul'da çalıştırmıştık ve ondan hiç vazgeçmedik. İstanbul İttifakı, daha sonra seçim özelinde ‘İmamoğlu Gönüllüleri’ne, daha sonra ‘İstanbul Gönüllüleri’ne evrildi ve hala devam ediyor. Devam edeceğini düşünüyorum her daim. O bakımdan, benim bugün İstanbul İttifakı’nı yaptığım savunun içinde aslında hala Millet İttifakı da var, İYİ Parti de var ya da İYİ Parti'ye oy verenler var. Tabii ki bugün siyasi partilerin kendi iç mekanizmalarını nasıl işleteceği yönünde verdiği kararlara, benim buradan yorum yapmam asla yakışmaz. Ama ‘Son ana kadar her türlü ittifak kurulabilir’ inancını tekrar dile getiriyorum. Siyasetin, son karar verilene kadar kendi içindeki değişkenlere göre birtakım kararları organize etme gücüne sahip olduğunu, en iyi basın mensubu olarak sizler bilirsiniz. Ben, o ihtimal bitmeden, sanki tekrar İYİ Parti'yle ittifak yapılmayacakmış gibi vesaire gibi yorumlara asla girmem. Benim bahsettiğim İstanbul İttifakı da devam ediyor. Diğer ittifakların, İYİ Parti'ninde içinde olmak kaydıyla, oluşabilme ihtimali de halen canlılığını koruyor. İBB Başkanı olarak, CHP ailesinin güçlü bir ferdi olarak, CHP’nin başarılı olması noktasında da her zaman en doğruyu yapma konusunda vazifeli sorumlu bir kişisi olarak söylüyorum ki, ‘Bu iktidarı hem yerelde hem genelde elde etmemiz için, bizim ihtiyacımız olan şey, bu önümüzdeki Kurultay’da değişimdir ve ona dönük atılan adımlardır. Süreci birlikte takip ediyoruz. Şu an adaylığını açıklayan ve bu sürece talip olduğunu söyleyen Sayın Özgür Özel Grup Başkanımız var. O güne kadar adaylıklar nasıl oluşur; bakarız, ederiz, inceleriz. Günü geldiğinde oturur, en doğru kararı Kurultay, delege olarak hep beraber veririz.”
- Sayın Cemal Canpolat'ın açıklamaları hakkında neler söylemek istersiniz? Gökhan Günaydın, daha önce bir televizyon kanalında, Cemal Canpolat'ın size, değişimcilerin adayı olmak istediğini söyledi. Siz Cemal Canpolat'la görüştünüz mü? Ondan size böyle bir talep geldi mi?
İmamoğlu: “Sayın Cemal Canpolat'la, Haziran’ın ortasından itibaren, belki 30’a yakın görüştük. Yani bir defa değil, 30 defa görüştüm. Madem sordunuz, şunu söyleyeyim: O mikrofonda dile getirdiklerinin 1000’de birini bana söyleseydi o 30 toplantının içerisinde, ‘Zaten söylemişti’ diye belki makul karşılardım. Bu kadar cevap.”