YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

(özel) Kadın-erkek Ayrımcılığına Karşı Bir Yazım Rehberi

erkek eşitliği konusunda farkındalık sağlamak amacıyla hazırlanan ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bir Yazım Rehberi’, günlük hayatta...

(özel) Kadın-erkek Ayrımcılığına Karşı Bir Yazım Rehberi

erkek eşitliği konusunda farkındalık sağlamak amacıyla hazırlanan ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bir Yazım Rehberi’, günlük hayatta kullanılan ötekileştirici söylemleri gözler önüne serdi. Rehberde en çok ‘kadın’ kelimesinin ötekileştirildiği dikkat çekerken, ötekileştirmeyi en sert yapan alanların ise siyaset ve spor olduğu görüldü.Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi, ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bir Yazım Rehberi’ yayımladı. Merkez Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil ve Türk Dili Koordinatörü Öğr. Gör. Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek’in girişimleriyle öğrencilerin duyarlılık kazanmaları için hazırlanan rehber, geniş kesimlerden yoğun ilgi gördü. Toplumdaki eril dili değiştirmek, kadın-erkek eşitliği konusunda farkındalık sağlamak ve daha eşitlikçi bir toplumsal iletişim alanı oluşturmak amacıyla hazırlanan rehberde dikkat edilmesi gerekenler derlendi. Türkçe ve İngilizce konuşma ve yazı dillerinde toplumsal cinsiyete daha duyarlı ifadelerin yer aldığı rehber, günlük hayatta kullanılan ötekileştirici söylemleri de gözler önüne serdi.EN ÇOK ‘KADIN’ ÖTEKİLEŞTİRİLİYORTürkiye toplumunda en çok kadın kelimesinin kullanımında ötekileştirme yaşandığına dikkat çeken Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil, “Kız ve kadın kelimesindeki kullanımında yaşanan farklılıklar rahatsız edici oluyor. Kadın rektör deyince oradaki rektör kelimesini erkek olarak tanımış oluyoruz. Aslında rektör kelimesinin cinsiyeti yok ama kadın rektör deyince ona bir cinsiyet atfediyoruz. Erkek rektör denmiyor ama kadın rektör deniyor. Erkek futbol takımı denmiyor ama bayan futbol takımı kullanılıyor. Bu da kelimeleri cinsiyetçi hale getiriyor” dedi.EN ÖTEKİLEŞTİRİCİ DİL SİYASET VE SPORDAEn çok siyaset ve spor alanında ötekileştirici dil kullanıldığına dikkat çeken Mary Lou O’Neil, “Söylediklerimiz düşünce tarzımızı ve hayata bakışımızı belirliyor. Bu nedenle ne kadar eşitlikçi bir dil kullanabilirsek o kadar eşit bir toplum oluşturabiliriz. Toplumsal cinsiyete duyarlı olmayan ötekileştirici dil, siyasette ve sporda çok kullanılıyor. Ayrıca atasözlerinde, deyimlerde, türkülerde ayrımcı ve cinsiyetçi söylemler yer alıyor. Daha eşitlikçi bir dil oluşturmamız için toplumsal bilinci arttırmalıyız” dedi.“EŞİTSİZLİĞİ KADINLAR DA ÜRETİYOR”Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini erkekler kadar kadınların da yeniden ürettiğine dikkat çeken Kadir Has Üniversitesi Türk Dili Koordinatörü Öğr. Gör. Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “İnsanları şekillendiren en temel toplumsal olgu dil ve biz de bu nedenle değişime dilden başladık. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini erkekler kadar kadınlar da yeniden üretiyor. Bu nedenle herkesin kendi örneklerini de dahil edip geliştirilebileceği sade bir kılavuz hazırladık. Amacımız kavramları hep birlikte yeniden düşünebilmek ve farkındalık oluşturabilmek. Değişimi, dilimizden başlayarak davranışımızda ve zihnimizde gerçekleştireceğiz” ifadelerine yer verdi.“TÜRKÇE DAHA AVANTAJLI”Türkçe’de eril ve dişil kelimeler olmadığı için toplumsal cinsiyet anlamında Almanca, İngilizce ve Yunanca gibi dillerden daha avantajlı olduğuna dikkat çeken Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “Türkçe daha nötr bir dil. En basitinden biz de ‘He, She, It’ yok. Sadece ‘O’ var. Fakat yine de örtük olarak birçok eşitsizlik dilde üretiliyor. Türkçe’de eril ve dişil kelimeler yok ve bu açıdan Almanca, İngilizce ve Yunanca gibi dillerden daha avantajlı” diye konuştu.BAYAN VE KADIN FARKIErkeklerin, genellikle daha kaba olduğunu düşündükleri için kadın kelimesinin kullanımından uzak durduklarına dikkat çeken Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “30’lu yıllarda üretilen Bay ve Bayan hitapları insanları çağırırken kullanılan unvanlardır. Erkek cinsiyetinin karşılığı ise bayan değil kadındır. Fakat özellikle erkekler, daha kaba olduğunu düşündükleri için kadın kelimesini kullanmaktan uzak duruyorlar. Oysaki erkek dediğimiz her yerde kadın da diyebilmeliyiz” dedi.ANAOKULUNDAN İTİBAREN TOPLUMSAL CİNSİYET EĞİTİMİAnaokulundan itibaren toplumsal cinsiyet eğitiminin gerekliliğine vurgu yapan Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “Ötekileştirmenin önüne geçmenin en önemli yolu anaokulundan itibaren toplumsal cinsiyete dayalı bir eğitim modeli uygulamak. Bu konuda eğitim tek başına yeterli değil. Hatta çevremizdeki eğitimli insanlar, kırsala göre daha fazla ötekileştiriyor. Toplumsal cinsiyet eğitimini anaokulundan itibaren vermek çok önemli” diye konuştu.“MEDYAYA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”Ötekileştirmenin olmadığı bir iletişim biçimi için medyada çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “Dil, haber bültenlerinden, sosyal medyaya kadar geniş yelpazesi olan bir alanda üretiliyor ve sunuluyor. Kullanıcılar da çoğu kez düşünmeden kopyalıyor ve kullanıyorlar. Bazı kanallarda kadın, çevre ve nefret söylemi konularına dair programlar yer alıyor. Fakat bunları ana akımlaştırmak gerekiyor. Özellikle feminizmin kazanımlarını, daha kitlesel medyaya yaymalıyız. Medya, bunu bir yayın politikası olarak benimsemeli” ifadelerini kullandı. (özel) Kadın-erkek Ayrımcılığına Karşı Bir Yazım Rehberi

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler