Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta uzun yıllar forma giyen, ardından Türkiye vatandaşı da olan Mert Nobre'yle kariyeri ve Gençlerbirliği'deki günleri hakkında konuştuk.
2003 yılında Türkiye’ye adımınızı attınız ve futbolculuk kariyerinizin büyük bir bölümünü burada geçirip, Türk pasaportu da aldınız. Gençlerbirliği de sizin Türkiye’deki 6. takımınız oldu. Sezona da harika bir başlangıç yaptınız. Önümüzdeki sene Süper Lig’e yükseldiğiniz takdirde Gençlerbirliği formasıyla Süper Lig’de yer almak ister misiniz?
Var, kesinlikle var. Türkiye’de çok zaman geçirdim. Gençlerbirliği’nin 6. takımım olduğunun farkında bile değildim. Bu seneye de çok iyi başladık. Yolumuz daha çok uzun, hiçbir şey bitmedi. Çok önemli bir avantajımız olduğu doğru. Evet, 8’de 8 yaptık ama bu hiç kolay değildi. Şu an için tek hedefimiz şampiyonluk. Bu sene Süper Lig’e çıkıp bir sonraki sezon da Gençlerbirliği forması giymeyi tabii ki isterim.
Brezilyalı futbolcular Türkiye’de oldukça başarılı oluyor. Türkiye ve Brezilya futbol ikliminin böyle bir uyum yakalamasını neye bağlıyorsunuz?
Bence Türkiye ve Brezilya’da yaşayan insanlar aynı. İki ülkenin insanları da çok sıcak. Hiçbir fark olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de forma giyen tüm Brezilyalı arkadaşlarım çok mutlular. Türk insanının da her şeye rağmen mutlu olabilmesi tabii ki çok olumlu etki yaratıyor. Bunlar da futbol iklimini etkiliyor.
Futbolu bıraktıktan sonra da Türkiye’de kalmayı düşünüyor musunuz?
Evet, yüzde yüz. Ailecek ortak kararımız Türkiye’de yaşamak. İki çocuğum var, ikisi de burada çok mutlu. Benim de zaten bir planım var. Türkiye’de hocalık yapmak istiyorum.
Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş forması giydiniz. Hangi camiaya kendinizi daha yakın hissediyorsunuz? Birlikte oynadığınız özel oyuncuları saymak isteseniz kimleri listeye alırsınız?
Çok zor bir soru bu (Gülüyor). İki takım da çok büyük ve iyi takımlar. Doğrusunu söylemek gerekirse, benim zamanımda Fenerbahçe çok daha iyi bir takımdı. Ama Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş her daim çok özel camialar.
Oynadığım oyuncular arasında en özeli tabii ki Alex’ti. En iyisi oydu. Tuncay Şanlı, Nicolas Anelka, Stephen Appiah, Marco Aurelio, ah pardon! Marco değil Mehmet Aurelio (Gülüyor). Fenerbahçe’de değerli bulduğum isimlerdi. Beşiktaş’ta ise Matias Delgado, Bobo ve Ricardo Quaresma çok iyi oyunculardı.
İstanbul’da yaşamak ile Ankara’da yaşamak arasında ne gibi farklar var?
Deniz (Gülüyor). Ankara çok güzel bir şehir. Tabii ki ben 14 sene içinde Ankara’ya çok defalar geldim ama sadece maçlar için gelmiştim. Otel, stadyum, havalimanı dışında gezme fırsatı bulamamıştım. Ama şimdi daha çok gezmeye çalışıyorum. Bana göre iki şehir arasındaki tek fark İstanbul’da boğazın bulunması.
Sosyal medyada Dele Alli’nin hareketini gayet güzel bir şekilde yaptığınız videoya rastladık. Sizin de kendinize has bir hareketiniz var mı?
Jaja ile çektiğimiz video mu? O çok kötü yapıyordu, hatta yapamıyordu. O zaman ona öğretmiştim ama şimdi de ben unuttum o hareketi nasıl yapacağımı (Gülüyor). Benim kendime has bir hareketim ise maalesef hiçbir zaman olmadı.
Kariyeriniz boyunca sizi en çok zorlayan stoper kimdi?
En zorlayan stoper kesinlikle Egemen Korkmaz’dı. Birçok maçta onunla karşılaştık ve hakikaten iyiydi. Ayrıca Brezilyalı Cris çok zorlardı. Bir dönem Galatasaray ve Lyon formaları da giydi hatta. Bu ikisi beni ne kadar zorladı sizlere anlatamam. Tabii bir de unutmadan Diego Lugano’yu da listeye ekleyeyim.
Süper Ligi takip ediyor musunuz? Şampiyonluk favoriniz kim?
Tabii ki takip ediyorum. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş son sezonlarda yine yukarılarda bulunuyorlar. Bu sezona Fenerbahçe çok kötü başladı. İyi bir durumda değiller. Beşiktaş ve Galatasaray şampiyonluk yarışı için daha avantajlı görünüyorlar. Fakat Fenerbahçe çok büyük bir takım ve Süper Lig’de her an her şey olabilir.