Devletin, halka daha iyi sağlık hizmeti sunmak amacıyla, özel sağlık kuruluşlarından hizmet alımına başlamasının ardından art arda açılan tıp merkezlerinden bazıları çeşitli nedenlerle kapanırken, ayakta kalmayı sürdürenler, SGK’nın uyguladığı SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) nedeni ile zor durumda kalmaktan yakınıyor.
Maya Göz Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İbrahim Taşkın, hükümetin sosyal devlet özelliğinin gereği olarak vatandaşına hizmet için özel sağlık kuruluşlarından hizmet aldığını anımsatarak, ‘’Ancak, sağlık sisteminde özelleşme kontrolsüz başladı, bunun sancıları da halen yaşanıyor’’ dedi.
Taşkın, başlangıçta, bir şekilde herkesin sağlık merkezi ya da tıp merkezi açmasına müsaade edildiğini ve bu merkezlerin faturalandırılmalarının yeterince denetlenemediğini vurgulayarak, ‘’ Dolayısıyla, devletten ciddi manada haksız kazanç elde edildi. Şimdi denetim yapılıyor ancak, suiistimalciler yüzünden dürüst çalışanlar zor durumda kalıyor. Daha önceki taviz ne kadar yanlış ise bunaltır derecede denetim de o kadar yanlış’’ diye konuştu.
Devletin vatandaşına sunduğu sağlık hizmetinden hiç kimsenin haksız kazanç elde etmemesi gerektiğini vurgulayan Taşkın, ‘’Devletin görevi; suçluyu tespit edip, cezalandırmaktır. Suçsuza, suçlu muamelesi yapmak değildir. O halde, diyelim ki birisi adam öldürmüş, o zaman herkese cani diye bakılmalı. Böyle bir şey olabilir mi? Bazı sağlık kuruluşları suiistimal yapması nedeni ile tüm özel sağlık kuruluşlarına aynı gözle bakmak doğru mu?’’ diye sordu.
Op. Dr. Taşkın, şöyle devam etti:
‘’ Şu anda Adana’da benim bildiğim, işi iyi olan bir özel hastane, özel tıp merkezi ya da özel dal merkezi yok. Herkes bir şekilde ayakta durmaya çalışıyor ve sabrediyor bu işler ne zaman düzelecek diye bekliyor. İşin doğrusu bizler de bekliyoruz.
Türkiye’de tüm KOBİ’ler (1 ile 250 işçi çalıştıran ve sermayesinin %25’ten fazlasının büyük sermayenin elinde olmayan küçük ve orta büyüklükte işletmeler) belli oranda Devletin desteği sağlanırken, sağlıkta KOBİ durumunda olan Küçük hastaneler (50 yatağın altında), dal ve tıp merkezlerine herhangi bir destek verilmediği gibi getirilen yeni yükümlülük ve fizik şartlarla adeta kapanmalarına zemin hazırlanıyor.
Özellikle tıp ve tıp dal merkezleri 2013 yılı sonunda uymaları zorunlu olan fizik şartlar nedeni ile kapanmanın eşiğine gelmiş durumda. Biz hibe istemiyoruz. İstediğimiz yeni şartlara uygun bina yapabileceğimiz arsa verilmesi ve bunun rayiç bedel üzerinden bize satılması. Bu yapılırsa tıp ve tıp dal merkezlerinin önü açılacak ve bulundukları çevrenin önemli sağlık sorunlarını çözmeye devam edeceklerdir. Ayrıca bu kuruluşların tamamının sahibi doktor olmak zorunda olduğundan, hekimlerin kendi işini özveri ile yapmalarının önü açılmış olacak ve daha sağlıklı hizmet vermeleri sağlanacağı kanaatindeyim.
Bundan 10- 15 yıl önce sağlık sektörünün çok kötü olduğunu hatırlatan Op. Dr. Taşkın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
‘’Ama bu daha da güzel olabilir. Bu nedenle suiistimalcilerin faturasını hekimlere, sağlık sektörüne kesmemek lazım. Yanlış yapanlar mutlaka cezalandırılmalı, ancak hekimlerin kendi işini kurmalarının önü mutlaka açılmalıdır. Bunun da yolunun küçük hastane ve tıp merkezlerinin önü açılarak yapılabilir. Bu ayrıca sağlıkta tekelleşmenin de önüne geçecek ve sağlığın önemli ölçüde milli sermayenin elinde kalmasına neden olacağını düşünüyorum.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz