(özel) Ümit Kocasakal “istanbul Barosu Yönetimi Düştü” İddialarını Yalanladı

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, basında yer alan “İstanbul Barosu yönetimi düştü” iddialarını yalanladı. Kocasakal, “Biz görevimizin başındayız. Bizim düşmemiz gibi bir durum söz konusu değil” dedi.

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve 8 yönetim kurulu üyesi hakkında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istenildiği, Avukatlık Yasası gereği ise İstanbul Barosu yönetiminin düştüğü ileri sürülmüştü. Bunun üzerine açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, basında yer alan “İstanbul Barosu yönetimi düştü” iddialarını yalanladı. Kocasakal görevlerinin başında olduklarını belirterek, “Biz genel kuruldan yaklaşık yüzde 60 oy ile seçildik. Son derece güçlü bir destekle seçildik ve görevimizin başındayız. Avukatlık kanunu 90’ncı maddesine maalesef yanlış bir anlam yükleniyor. Birincisi o madde seçilme yeterliliği ile ilgili ve seçimden önce ortaya çıkan bir hale ilişkin. Kaldı ki seçimden sonra ortaya çıkacak husus avukatlık kanunun 5’nci maddesi. Avukatlığa engel bir suçun işlenmesi yani 2 yıla aşkın bir cezanın söz konusu olması. 90’ncı maddede bir şey söylüyor ‘hakkında son soruşturma açılması karar verilenler’. Bizde öyle bir şey olmadı çünkü son soruşturma denmesi avukatlık kanunun 59’ncu maddesi işletilerek açılan dava demek. Burada avukatlık kanunun 59’ncu maddesi işletilmedi, bu açıdan maddeye uymuyor” dedi.

“Bir mahkumiyet kararı olmadan zaten bu maddeyi tatbik etmek çok mümkün değil” diyen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, “Kaldı ki biz mahkum mu olduk? Hayır. Avukatlığa engel bir suçtan bahsederek madde 5’nci maddeye atıf yapıyor. 5’nci maddede ise 2 yılı aşkın kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olmak diyor, biz daha mahkum olmadık. Var olan maddeye göre dahi 2 yıldan 4 yıla diyor. Neden üst sınır dikkate alınıyor da üst sınır dikkate alınmıyor? Alt sınır dikkate alınır kural olarak. Alt sınır dikkate alındığında da 2 yıl o zaman zaten avukatlığa engel bir suç söz konusu olmuyor. Bizim o müspet fiili işlediğimiz tarihte şimdiki 277’nci madde yürürlükte değil,o temmuz’da yürürlüğe girdi. Önceki halinde maddenin 2 yıldan 4 yıla kadar hapis demek ile birlikte devamında teşebbüs iltibas derecesini geçmemişse 6 yıldan 2 yıla kadar diyor. O durumda üst sınırı dahi alsanız gene 90’ncı maddenin tatbiki söz konusu olmuyor. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde bizim düşmemiz gibi bir durum söz konusu değil. Bir mahkumiyet kararı olmadan zaten bu maddeyi tatbik etmek çok mümkün değil. eğer demokrasiye İstanbul Barosu’nun en üst kurulu olan genel kurul iradesine eğer herkes saygı gösterecekse ona göre davranmak gerekir” diye konuştu.

“BİZ HENÜZ YARGILANMIŞ VE MAHKUM OLMUŞ DEĞİLİZ”

Herkesin sonucu beklemesi gerektiğini ifade eden Kocasakal, henüz yargılanmış ve mahkum olmadıklarını hatırlattı. Ümit Kocasakal, “Dolayısıyla bu mücadele sandıkta yapılır, İstanbul Barosu genel Kurulu’nda yapılır. Bu yola zaten kanuna da uymayan bu yola tevessül edinileceğini düşünmüyorum. Herkes lütfen biraz sonucu da beklesin. Biz henüz yargılanmış ve mahkum olmuş değiliz. Bizim bu davranışımızın tamamen avukatlık kanunu kapsamında kaldığı mahkeme tarafından kabul edildi” şeklinde konuştu.

Duruşmada Mahkeme Başkanının kendilerini sonuna kadar dinlediğini ve “Sizde baro olarak hakkını kullanıyorsunuz” dediğini ifade eden Kocasakal, mahkemenin o anda kendilerini tutuklayabileceğini bile söyledi.

Kocasakal, “Eğer mahkeme bizim yaptığımız davranışı bir suç olarak görseydi bizi dışarı çıkarabileceği gibi bizi o sırada tutuklayabilirdi. Sayın Başkan söz verdi sonuna kadar dinledi. Tutanağa geçirdiği çok önemli bir cümlesi var; ‘sizde baro olarak hakkınızı kullanıyorsunuz gönül isterdi ki avukatlarınız bunu kullansın’. Yani düşününki mahkeme dahi gerek bu tutumuyla bu sözleriyle bizim herhangi bir suç işlemediğimizi orada bir hakkı kullandığımızı bizzat kendisi onaylamıştır. Bunun arkasından bir suç duyurusu ve hani 288’nci madde tartışılabilecekken onun para cezasına dönüşmesi üzerine hapis cezası gerektiren hiçbir unsuru olmayan 277’nci maddeden dava açılması gerçekten düşündürücü ve ilginçtir. Bunun bir sindirme, gözdağı, yıldırma olduğu çok net anlaşılıyor. Biz doğru bildiğimiz şeyi yaptık. Bunlar bizi yıldırmaz, tarihi de böyle şerefimizle geçeriz.