Mersin’de, 50 yaşındaki Nazmiye Turan, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezinde aldığı eğitim ve destekle sadece yaşam biçimini değiştirerek 8 ayda 30 kilo verdi. Hiçbir tedavi ve reçete uygulamadan 88,5 kilodan 58 kiloya düşmeyi başaran Turan, “Ben aynalara küsmüştüm. Şimdi gençleştim. Kendimi seviyorum. İsteyince başarılabiliyormuş” dedi.
Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde yaklaşık 1 yıl önce kurulan Obezite Merkezi, obezite hastalarına cerrahi tedavi uygulamadan; diyetisyen, spor hekimi, psikolog, fizyoterapist ve yaşam koçunun verdiği eğitimlerle kilo verdiriyor. Vücut kitle endeksi 30 ve üzeri olan herkesin, bir değerlendirmenin ardından başvurabildiği programdaki uygulamalarla başta beslenme olmak üzere tüm yaşam biçimini değiştirmeyi başaranlar, hem diledikleri her şeyi yiyebiliyor hem de sağlıklı kilo veriyor. Bugüne kadar merkeze başvurarak programa dahil olan birçok kişi, 7-8 ayda kilo vermeyi başardı.
Randevu sistemi ile çalışan Obezite Merkezinin kapıları bu kez İHA için açıldı. Sorumlu Hekim Uz. Dr. Yiğitcan Karanfil, koordinatör ve birer diyetisyen, psikolog, yaşam koçu ile fizyoterapistin görev aldığı merkezde, obezite hastalarına eğitim verilerek, yaşam ve beslenme tarzlarını değiştirmeleri sağlanıyor.
Merkezden yararlanarak yaşam biçimini değiştiren ve bu sayede fazla kilolarından kurtulan hastalardan biri de 50 yaşındaki Nazmiye Turan. Turan, hastanedeki kilo verme yolculuğunu anlattı. Fazla kiloları nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladığını belirten Turan, “88,5 kiloydum ve yürüyemiyordum, diz ağrılarım başlamıştı, uyuyamıyordum, rahat merdiven çıkamıyordum. ‘Artık bu kilolardan kurtulmam lazım’ dedim ve hastaneye geldim. Hastanede Obezite Merkezinin yazısını gördüm ve hemen merkeze başvurdum. Buraya geldiğimde şiddetli diz ağrılarım vardı, yaşlılar gibi bastonla yürüyordum. Merkezdeki hocalarımın hepsinden faydalanarak, onların anlattıklarına birebir uyarak bu kiloyu verdim” diye konuştu.
Merkezde uygulanan programla ilgili bilgi veren Turan, öncelikle insan vücudu ile ilgili ders aldıklarını, daha sonra nasıl beslenmeleri ve spor yapmaları gerektiğini öğrendiklerini söyleyerek, “Biz de öğrendiklerimizi harfiyen uyguladık. Tamamen yeme şeklimi değiştirdim. Yemeklerimi eskiden bol yağla yapardım, şimdi ölçerek yapıyorum ve ölçerek yiyorum. Aslında her şeyi yiyorum. Tatlı da yiyorum ama ölçerek ve gündüz yiyorum. Bir tane baklava yediysem evin içinde ya koşuyorum ya bir merdiven çıkıp iniyorum. Tamamen yaşam tarzımı değiştirdim. Hocalarımızın söylediklerini birebir uyguladığınız zaman gerçekten kilo veriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Kiloları nedeniyle küstüğü aynalara bugün baktığında artık çok mutlu olduğunu vurgulayan Turan, duygularını şöyle anlattı:
“Gençleştim. Kendimi seviyorum. Ben aynalara küsmüştüm. Kızım ve eşimle kıyafet almaya giderdik, denemek istemezdim, moralim bozulurdu. Şimdi her şeyi almak istiyorum, her şeyi deniyorum. 8 ayda bu hale geldim. İsteyince başarılabiliyormuş. Daha önce ben çok denedim ama illaki yardım almak gerekiyormuş. Burada psikolog, fizyoterapist, diyetisyen desteğimiz var. Hemşirelerimiz dahil hepsinin ayrı ayrı bize destekleri oldu. Spor hekimime çok şey borçluyum. Dizimin ağrısından merdiven çıkamıyordum, şimdi koşa koşa çıkıp iniyorum.”
Programa başladığında kendisine bir hedef koyduğunu ve 88,5 kilodan 60 kiloya düşmeyi beynine yazdığını ifade eden Turan, "Hedefimin iki kilo daha altına inerek 58 kiloya düştüm. Beni gören şaşırıyor. Burada öğrendiklerimi komşularıma ve çevreme de anlatıyorum. ‘Bir dünya para ödemeyin, hastaneye gidin. Ben 5 kuruş vermeden bu kadar kilo verdim’ diyorum. Komşularımı yürüyüşe alıştırdım. Günlerimizde, ‘kısırın yağını az koyun, az yiyin’ diyorum. Onlar da uyguluyor. Yemeklerimi keyfini çıkara çıkara yiyorum. Hedefime ulaştım ve zayıfladım. Sağlığım da gayet iyi. Önceden çok horlardım, kendi horlamama uyanıyordum, şimdi hiç horlamıyorum” şeklinde konuştu.
Obezite Merkezi Sorumlusu Spor Hekimi Uz. Dr. Yiğitcan Karanfil ise merkezde hastaları 6 modül üzerinden takip ettiklerini söyledi. Hastaları bilinçlendirme amaçlı yoğun bir ders programına aldıklarını, sonrasında derslerde öğrendiklerini uygulattıklarını belirten Karanfil, “Artık bu bilişsel farkındalığı davranışsal farkındalığa çevirip, hastalarımızın bu davranışlarını düzeltmeye çalışıyoruz. Çünkü obezite çok yönlü bir hastalık; sadece beslenme değil, düşünsel problemler ve hareketsizlik de var. Bunların hepsini bir arada hastalara davranışsal olarak yaptırmaya çalışıyoruz. Daha sonra da hasta kilo verdiyse bunu geri almalarını önlüyoruz” dedi.
Hastalara ezberlenmiş reçeteler vermediklerinin altını çizen Karanfil, besin gruplarından ne kadar yemeleri gerektiğini söylediklerini dile getirerek, “Hastaları serbest bırakıyoruz. Böylece hastalar daha çok sevdikleri yiyecekler üzerinden kendi besinlerini ayarlıyorlar. Bunun takibini yapıyoruz. ‘Hastalar, ‘yiyerek kilo veriyorum’ geri bildiriminde bulunuyorlar. Hastalara tek bir reçete değil, nasıl beslenmeleri gerektiğini öğretiyoruz. Bizim için bir birey vücut ağırlığının yüzde 10’unu kaybettiği zaman başarılı müdahaledir. Bizim, vücut ağırlığının yüzde 15-20’sini verdirdiğimiz hastalar var” diye konuştu.
8 ayda 30 kilo vermeyi başaran Nazmiye Turan’ın azimli ve pozitif bir hasta olduğunu vurgulayan Karanfil, “Tüm eğitimlerimize ve sonrasındaki takiplerine çok düzenli katıldı. 30 kilo ciddi bir rakam. 8 ay gibi sürelerde ancak bu tarz kilolar verilebiliyor. Bir-iki ayda bu rakamlara ulaşılmasını sağlıklı bulmuyoruz. Kendisi, her gördüğümüzde bizi çok mutlu ediyor. Neredeyse obezite cerrahisi kadar bir kilo verdirdik kendisine. Sadece yaşam biçimini değiştirdik, herhangi bir cerrahi müdahale olmadı bu hastaya ama cerrahi müdahaleymiş gibi de kilo verdi. Böyle bir pozitif başarımız oldu kendisiyle” ifadelerini kullandı.