HABER

Özkan "Anayasa Kitabı" krizini anlattı

İSTANBUL (İHA) - Bir televizyon programına katılan eski Başbakan Yardımcısı ve Yeni Türkiye Parti (YTP) Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırasında yaşanan "Anayasa Kitabı" kriziyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bu konunun siyasi malzeme yapılmasını doğru bulmadığını söyleyen Özkan, "Anayasa kitabı nasıl geldiyse iade ettim. Tamamen istem dışı olan bir iştir. Yine aynısı olsa yine yaparım. Pişman mı olurum, olmaz mıyım? bilemiyorum." dedi.
Hüsamettin Özkan, Rahşan Ecevit'le son 3 yıldır hiç görüşmediklerini ve Bülent Ecevit'le de helalleşerek ayrıldıklarını ifade etti.

CNN Türk'te Gazeteci-Yazar Taha Akyol'un hazırlayıp sunduğu "Eğrisi Doğrusu" isimli programa katılan Hüsamettin Özkan ilginç açıklamalar yaptı. 28 Şubat krizinde yaşanan olayları ilk kez anlatan Özkan, bu olayın siyasi malzeme yapılmasını çok çirkin bulduğunu ifade ederek "Anayasa kitabını nasıl geldiyse iade ettim. Bu böyle olmuştur. Bunu burada kesmek lazım. Seçimlerin arifesinde devletin pek çok problemi olduğu bir yerde devlet açısından bunun gündeme getirilmesinin doğru olduğunu zannetmiyorum. 'Nankör kedi, sizi biz seçtik' gibi sözlerin bazıları doğru. Bu olayın gerçekleşmesine hepimiz şaşırdık. Salonda bulunan herkes şaşırdı. Oradaki tavrımdan hiçbir pişmanlığım yok. Başbakanımıza yapılmaması gereken bir harekete tepki koydum. Pazarlıklı, planlı bir tepkim değildi. Tamamen istem dışı olan bir iştir. Pişmanım desem olmaz, pişman da değilim. Yine aynısı olsa pişman mı olurum, olmaz mıyım bilemiyorum." dedi.

DERVİŞ İLE İLİŞKİLER Ekonomiden Sorumlu Devlet Eski Bakanı ve CHP İstanbul Milletvekili Adayı Kemal Derviş ile ilişkilerini de anlatan Özkan, "Derviş'in ekonominin başına getirilmesine karşı olduğum doğru. Ancak ekonomik krizi 28 Şubat'ta yaşanan olaylara bağlamak doğru değil. Bence bu birikimin bir patlaması oldu. Başbakanımız, Derviş'i Türkiye'ye davet edeceğini söyledi. Bunu, Bahçeli ve Yılmaz'a söyledi ve davet etti. Başbakan da davet ederken bakanlık için değil Hazine Müsteşarı veya Merkez Bankası için çağırdı. Ulaşmakta güçlük çekildi ve özel olarak görüşmeye geldi.
Sayın Başbakan görüşme sonrası beni çağırdı ve Derviş'in bakan olmak istediğini söyledi. Ve alınan kararla bakan oldu. İlk zamanlarda herkes gibi o da beni 'öcü' olarak gördü. Benim hakkımda bir çekincesi vardı. Bakanlar kurulu çalışmasından sonra, birlikte hergün bir çalışma içinde olduk. Kavgalarımız oldu. 'Hayır'ı' çok kuvvetliydi.
Bu programda hayır demese olmazdı. Bakan olması gerekirmiş. Haklıymış." ifadeleri kullandı.

ECEVİT'İN SAĞLIĞI
YTP Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Başbakan Bülent Ecevit'in sağlık probleminin basına yansımasından tarihten önce herhangi bir bilgiye sahip olmadığını ifade ederek "Başbakan'ın rahatsızlığı. Mayıs ayında hastaneye yattığı zaman hissedildi. Hindistan gezisi vardı. Orada ufak bir rahatsızlık geçirdi ve kısa sürede geçti. Başbakan'ın meşhur hastalandığı döneme kadar göz ve diş dışında bir rahatsızlığını görmedim.
Başbakanımızın özel kalemi bana hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Bana söylediğinde hastaneye kaldırılmıştı. Başkent Hastanesi'nde tedavi doğru ve kendilerinin tercihidir. Yanlış tedavi ile ilgili iddialar yanlıştır ve Başbakanımız böyle birşey söylememiştir." şeklinde konuştu.

"RAHŞAN HANIMLA 3 YILDIR GÖRÜŞMÜYORUZ" Başbakan Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit'le 3 yıldır görüşmediklerini ifade eden Hüsamettin Özkan, "3 senedir görüşmedik. Sayın Başbakan'dan bana karşı en ufak birşey olmadı. Sayın Ecevit, Rahşan Hanımın bu tavrından etkilenmedi. Toplantılara katılmadım.
Ecevit'i hastanede bir defa ziyaret ettim. Hastanede toplantı yaptık. Her gün telefonla konuşuyorduk. Hükümet işlerinde aksama olmadı. Başbakanla hiçbir problem olmadı olmaz da." dedi.

Gazeteci-Yazar Murat Yetkin'in köşesinde yer verdiği yolsuzluk ve çıkar sağlama iddialarını da yanıtlayan Özkan, "Sayın Ecevit'e olan saygımdan dolayı eşine de birşey söylemek istemiyorum. Vefa duygumuz ve yetişme saygımız. Onları yazdıran bana da geldi. Bunları konuşmak istemiyorum. Bu konuyu kapatmak istemiyorum. Yazanlar çizenler Başbakan'ın yakınlarıdır. Ben olanı söylüyorum. Başbakan'ın açıklaması doğruları yansıtıyor. 'Rahşan Hanım yazdırdı' diye açıklıyorsa, yazarın kendisi, bunun üzerine gitmeyin." dedi.

Taha Akyol'un "Bazı generallerin sayın Ecevit'in çekilmesi gerektiğini, sizin başbakanlığı üstlenmeniz gerektiğini söylüyorlar. Bir emekli generalle bu size iletiliyor? 'Ecevitle geldim, giderim diyorsunuz.' Bu Ecevit'siz hükümet isteği askerlerin isteği mi?" şeklindeki sorusuna ise Hüsamettin Özkan, "Ecevitsiz bir formül, benim başbakanlığım nasıl olacak bunu anlamak mümkün değil. Bu Başbakanın hastalığında da konuşuldu. Her sıkıntının eşiğinde böyle şeyler söylendi. Benim Başbakan ile aramın açılmasına sebep olan işler bu söylentilerdi. Başbakanlık Cumhurbaşkanı'nın yetkilendirilmesiyle olur. Başbakanı millet seçer. Cumhurbaşkanı görevlendirir. Hem Cumhurbaşkanı ile aranız açık olacak, hem de Babakanlık olayı olacak. Birşeyler oldu ve bu olayların hiçbiri benden kaynaklanmadı. Siyaseti düşünen insan Genel Başkan olmayı düşünür, kameraların önünde yer alır. Ben böyle şeyler yapmadım.Ben Başbakan'a karşı kuşku duyulacak bir harekette bulunmadım." yanıtını verdi.

DSP'DEN AYRILDIĞI GÜN... Hüsamettin Özkan, Demokratik Sol Parti (DSP) milletvekili Emrehan Halıcı'nın Ecevit'le ilgili iddialarda suskun kaldığına ilişkin konuşmalarına da bu programda yanıt verdi.
Başbakan Bülent Ecevit'den helalleşerek ayrıldığını vurgulayan Özkan, " 'Komplolar kurulurken Hüsamettin Özkan savunmadı istifa etti. Suskun kaldı' denildi. Ben ne zaman konuştum? Hiç bir zaman. Savunduğum zaman konuştum mu dışarda. MGK olayında da konuşmadım. Sadece bana yapıldı 'istifa' çağrısı. Sayın Yılmaz ve Derviş krizin sebebini hastalığa bağladı. Bunu isteyen insanlara, örneğin Derviş'e bir çağrı yapılmadı. Benim Başbakan'ı savunmadığımı kim biliyor? Ecevit Halıcı'ya hak verdi. O olay beni çok etkiledi. Duygusallığa yer yok sözleri." dedi.
Ecevit'le görüşmesinde çok duygusal anlar yaşandığını kaydeden Özkan, kendisine istifa çağrısı yapılmasını beklemediğini ifade etti. Özkan, "Başbakanımız saat 16.00'da randevu verdi. Saat 11.01'de Bahçeli'yle görüştüm. Ve ona gelişmeleri anlattım. Başbakanımızla başbaşa görüştük. 'Duygusallığa yer yoktur' lafını ben 11 sene sonra duydum. Tamamen duygusaldım. Diğer partilere, eşime dostuma da duygusallık ortaya koydum. O bana çok dokundu. Duygusal olmasaydı Ecevit, şiir yazabilir miydi? Bana böyle bir çağrının yapılmasıyla evime gidebileceğimi ifade ettim. Hiçbirşeyin kendisi tarafından yapıldığına inanmıyorum. Sayın Başbakan'ın bana bunları yaptıracağına inanmıyorum. Helalleştik, paralarını verdim. Ben de , Ecevit'te duygulandık. Şifa diledim. 'Kaşınızı oynatıp eve gitseydik, Özkan gel eve gidelim, beraber geldik beraber gidelim deseydiniz' dedim. Çok duygusal oldu. Birbirimize hakkımızı helal ettik. Buradan da tekrar helal ediyorum. Ecevit için ailemi feda ettim. Onun için yaptığım hizmetimden pişman değilim. Ona karşı ailece duygusal bağımız var. Aileden gelme bende de var. 11 sene başka türlü tek başıma kalamazdım. Bu altından kalkılacak bir yük değildi. Odalarda çalıştım, açılışlara gitmedim. Kimseyi kırmamaya çalıştım. Ben siyaseti bırakmıştım. Ordan çıkarken 'ben siyaseti bıraktım' dedim. Siyasi parti hareketi aklımda yoktum. Başka arkadaşlara da istifa çağrısı vardı. İnanılmaz birşey oldu ve istifalar oluştu. Bunların nedeni duygusallıktır. Duygusal olmadan insanlar nasıl birbirine bağlı olur. 5. parti duygusallık olmasa nasıl 1. parti olur? Bu parti önceki seçimlerde 5. sıradaydı. Demek ki duygusallık bazı şeyler yaptırıyor." dedi.

YTP'NİN KURULUŞU VE DERVİŞ'İN TUTUMU... Kemal Derviş'in sözüne güvenerek Yeni Türkiye Partisi'nin temelinin Ankara'da Celal Gören'in evinde attıklarını belirten Özkan, "Ben söze güvenen çok insanım. Sayın Derviş'in verdiği sözün arkasında duracağına inanıyordum. Birlikte hareket edeceğiz diyerek açıklamaları yapmıştım. Ben davetli gitmiştim. Görüşmede sözleştik ve birlikte yola çıktık. Daha sonra Derviş birlikte hareket edeceğini söylemekle hata yaptığını söyledi. Ben şunu beklerdim. Bu hatayı 1,5 ay sündürerek değil, hatayı gördüğü an hatadan dönecekti, geri dönüyorum demeliydi. Yakışan buydu. Milleti ve bizi yeni oluşuma götürmeyecekti. Hata burda." şeklinde konuştu.
Özkan, kendisinin istifasının arkasından diğer milletvekili arkadaşlarının istifa etmesini beklemediğini ifade ederek "Ben hiç kimseye telefon etmedim, telkinim olmadı. Hiç beklemiyordum. Kendiliğinden oluşan bir iş" dedi.

Özkan, Ecevit'le diğer milletvekilleri arasında bir duvar ördüğü yönündeki iddiaların da asılsız olduğunu ve Başbakan'ın bilgisi haricinde milletvekilleriyle yemeğe bile gitmediğini kaydetti.

Hüsamettin Özkan, basında yer alan İsmail Cem'le aralarının açık olduğuna dair iddialarla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Geriye bakacak halimiz yok. Önümüze bakıyoruz. YTP doğru olanı yapıyor. Sözünü verdiği insanlarla yoluna devam ediyor. Ben siyaset yaptığım hiçbir dönemde çalışmalara aktif olarak katılmadım. Geri planda kaldım. Kendimce hizmet ettim. Herkes kendi kapasitesine göre işler yapmadı. Bunu burada da değiştirmedim. Geçen hafta cumartesi Şişli meydanındaydım. Sayın Cem'le yola çıktık. Bu yoldan dönmem mümkün değil. Sonuna kadar gidiyoruz. Biz, doğru olanı yapıyoruz. Artık sağ sol kavgası değil. Hükümetler sadece işçinin, köylünün hükümeti değil. Esnafın, sanayicinin, hepsinin hükümeti. Bunlar geçmişte kaldı. Doğrular ve yanlışlar vardır. Biz doğrulardan yana tavır koyduk. Bu hizmeti din, ırk, mezhep ayırımı yapmadan şeffaf saydam olarak yapacağız. Biz geçmişte bu hizmeti yaptık. İsmail Cem'in kendisi Dışişleri Bakanlığında ben de Başbakan Yardımcılığı döneminde yaptım. Çözümün sonuna kadar arkasındayım. Allah sözümü bana yedirmesin. Bugüne kadar yedirmedi. YTP parasız pulsuz 3 ayda kuruldu, kimseye diyet borcu yok ve olmayacaktı. Doğruları yapmak isteyen, saydam, adaletli bir parti.
Milletin oyunu kendi cebinde bilmek doğru değil. Bu millet en iyisini seçecektir. Doğru oyunu, doğru yere verecektir. Bana göre doğru başbakan adayı İsmail Cem'dir. Herkesi tartmak lazım. İsmail Cem'le aramızda birşey yok. Olursa söylerim. En ufak bir şekilde ayrılığımız yok. Aynı şeyleri düşünmemiş olabiliriz, ama şu an düşünce farklılığımız yok."

HALK BANKASINDAKİ YOLSUZLUK İDDİALARI... Hüsamettin Özkan, Halk Bankası'ndaki yolsuzluk iddialarını da ilk defa yanıtladığını belirterek, bu iddiaların kendisinden önceki döneme ait olduğunu kaydetti.
Özkan, "Benim üstümde yük bırakılmak istendi. Bana bağlı değil, ilgili bir kuruluştu. Halk Bankası'nın, bütün eylem ve işlerinden kendi organları sorumludur ve denetlenir. Benim görevim sadece esnafa verilecek kredi miktarıdır. Bu benim imzamla Bakanlar Kurulu'na sunulur. Benim etkim olması için Genel Müdür ve Yardımcılık ataması yapılması lazım. Benim siyaset anlayışım ve Ecevit'in anlayışı, kimi bulduysa onunla çalışır. Benden önceki hükümetin genel müdürü, DYP'nin atadığı genel müdürle çalıştım. Bütün bu soruşturmalarla ilgili konular benden önceye aittir. Refahyol hükümetinin atadığı yöneticilerdir. Bu yöneticiler 38 yıldır bankanın içinden gelen insanlardır. Haksızlık yapıldığına inanıyorum.

Danışmanım olan Recep Önal'a bütün bu iddiaları incelettim. 3 dosyanın mutlaka savcılığa gönderilmesi yönünde görüş bildirdi. 3'ünü kesin gönderdim. Diğerlerini de başbakanlık teftiş kurulu başkanlığına teftiş ettirdim. Onların içinden diğerlerinden de öngördüklerini işleme koydurdum. Genel Müdür'ü almadığım ve yerine yeni bir atama yapmadığım için birçok kez basında hakkımda haketmediğim eleştiriler yapıldı.

Görev zararına gelelim. Görev zararı dönmemiş krediler gibi algılandı. Ne genel müdür, ne genel müdür yardımcısına hiçbir talimatım olmadı. Ben önce Allah'tan, haramdan korkarım. Allah'tan korkan bunu yapmaz. Çok kalabalık bir ailem var ama hiçbirinin kredi aldığını bulamazlar. Benim veya ailemden herhangi biri hakkında herhangi birşey duydunuz mu?" dedi.

Özkan, Beykoz konaklarından aldığı evleri de müteahhitlik yaptığı dönemde satın aldığı gayri menkullerden elde ettiği gelirlerle aldığını kaydederek, vergi dairesi tarafından kendisine verilen "Teşekkür Belgesi"ni delil olarak gösterdi. Son 5 yılda aldığı kiraların yarısından az bir miktara Beykoz konaklarını aldığını belirten Özkan, "Siyasetin çirkin tarafı çamur atılması. İnsanlara kara çalmak kolay, hesabını vermek zordur. Herkes hesabını verebilmeli." dedi.

Yaklaşık 2 saat süren programın sonunda gelecekle ilgili planının Yeni Türkiye Partisi'nde aktif siyasete devam etmek olduğunu söyleyen Hüsamettin Özkan, "Yeni Türkiye'de aktif siyasete devam edeceğim. Ben Başbakan Bülent Ecevit'i üzecek birşey yapmadım. Müsterihim. Rahşan Hanım'a birşey demiyorum. Başbakanıma saygım sonsuz. Onun için iyi de, kötü de birşey söylemiyorum." dedi.

En Çok Aranan Haberler