Suriye’de 2 ayı aşkın bir süre gözaltında kalan gazeteci Adem Özköse, yaşadıklarını anlattı. Türk hükümeti ve kamuoyunun sahip çıkması nedeniyle, kendilerine işkence yapılamadığını belirten Özköse, Şam yakınlarında küçük bir hücrede tutulduklarını söyledi.
Belgesel çekimi için Suriye'ye giden ve 66 gündür gözaltında tutulan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun, serbest bırakılmalarının ardından dün gece Türkiye’ye geldi. İki gazeteci ile İHH ve Mazlum-Der yöneticileri bugün İHH Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, gazetecilere nasıl ulaştıklarını anlattı. Özköse ve Coşkun’un kaçırılmalarından itibaren adeta izlerini sürdüklerini ifade eden Yıldırım, “Mazlum-Der ile birlikte insani diplomasi çerçevesi içerisinde çalışma başlattık.” dedi. Geçmişte de benzer çalışmalar yaptıklarını belirten Yıldırım, “Kendilerine çok teşekkür ediyoruz sayın Başbakan, Dışişleri Bakanı, sayın Cumhurbaşkanı bu konuyu her vesile ile dile getirdiler. Suriye rejiminden arkadaşlarımızı istediler. Hatta bu konuda İran’ı aracı kıldıklarını ifade ettiler.” diye konuştu.
CHP ve MHP başta olmak üzere diğer siyasi partilere de teşekkür eden Yıldırım, uluslararası örgütleri de devreye koyduklarını, bu sayede konunun bir dünya meselesi haline geldiğini kaydetti. Türkiye, İran ve Suriyeli yetkililerle görüştüklerini anlatan Yıldırım, “Özellikle İran yetkililerine teşekkür ediyorum. Onların vesilesiyle yerlerini tespit ettik ve onlarla görüştük. Suriyeli yetkililere gazeteci olduklarını anlattık. Suriyeli yetkililere de teşekkür ediyoruz. Bizi dinlediler, kolaylık göstediler, gazeteci olduklarına inandılar ve mahkemeye çıkarmadan serbest bıraktılar.” dedi.
Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı Recep Karagöz de ilgilenenlere, Türkiye, Suriye ve İran yetkililerine teşekkür etti.
Suriye’deki çatışmaların içinde kalan, oradaki sıkıntıları gözlemleyen bir Suriyeli çocuğun belgeselini çekmek için gittikerini anlatan Adem Özköse, belgeseli çekmeye başladıkları günün ertesinde kaçırıldıklarını söyledi. Beşşar Esed yanlısı bir grup milis tarafından kaçırıldıklarını ifade eden Özköse, “Milis güçlerdi bunlar. Yakalandı ifadeleri geçiyor. Bu doğru değil resmi olmayan güçler tarafından kaçırıldık. Yolumuzu kestiler gözlerimizi ve ellerimizi bağlayıp bir mahzene indirdiler. Bunların elinde farklı yerlerde 11 gün kaldık. Daha sonra milisler bizi Esed yönetimine teslim ettiler.” diye konuştu.
Şam yakınlarında küçücük bir hücrede tutulduklarını belirten Özköse, “Son patlamanın olduğu yere yakın bir yerde tutulduk. Patlamayı da duyduk. Bir süre yerde yattık.” dedi. Askerlerin kendileriyle konuşmadığını ifade eden Özköse, “Ailelerimizin yaşayıp yaşamadığımızı bilip bilmediklerini bilmiyorduk.” şeklinde konuştu. Özköse, askerlere “Ne olacak bize?” diye sorduğunda, “Bilmiyorum belki 15 sene kalırsınız, belki kaybolursunuz.” şeklinde cevap aldığını anlattı. Bu cevabın bir çok senaryo çizmelerine neden olduğunu aktaran Özköse, “Burada da bir çok senaryolar çizilmiş. Hamit’in yaralandığı söylenmiş. Ama en iyi senaryoyu Allah çiziyor.” ifadelerini kullandı.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Adem Özköse, fiziki olarak işkence görmediklerini belirtti. Ösköse, “Burada zannedersem şunun çok büyük katkısı oldu: Türkiye’de yürütülen çalışmaların, kamuoyunun bize sahip çıkmasının bizim işkence görmemizi engelledi. Çünkü birkaç kez ‘seni bahçeye çıkaracağız, sana işkence yapmak için haber bekliyoruz’ dediler.” diye konuştu.
“Sorgulama oldu mu, neyin üzerinde durdular?” sorusuna Özköse, “Neden bu kadar sizin üzerinizde duruyorlar? Türkiye’de sizi istiyorlar. Öneminiz nedir?” gibi sorular sorulduğunu anlattı. Özköse, “Yardım korudorunun olduğu bölgedeydik. ‘Sizi buraya şey için mi gelidinz? İlk gün böyle bir ifade oldu. Ama daha sonra bizim gazeteci olduğumuzu anladılar.” dedi.
Özgürlüğün değerini anladığını ifade eden Hamit Coşkun, “İki ay boyunca güneş görmeyen güne uyandık. Tahran’a indiğimizde hangi günde olduğumuzu biliyorduk. Hangi günde olduğunu bilmek bile insana mutluluk veriyor. Çok şükür kurtulduk ama Suriye’de özgürlük bekleyen bir çok insan var. Onlar oradayken bizim yaşadıklarımızı anlatmayı uygun bulmuyorum. Allah herkese özgürlüğü nasip etsin. Hükümete ve çaba gösteren herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Belgeseli tamamlayıp tamamlamayacağı sorulan Özköse, “Aslında şunu farkettik hayatımızın belgeselini çekmişiz. İki ayda yaşananlar bir belgesel gibi. Şunu istiyoruz Suriye’deki insanların mutluluklarını çekmek istiyoruz. İnşallah bu süreç oraya gider. Biz de savaşta acı çeken çocukların değil mutluluk yaşayanların belgesellerini çekmek için Suriye’ye gitmek istiyoruz.” dedi.
Anneler Günü hatırlatılarak annesinin nasıl karşıladığı sorulan Özköse, “ Bugün bir gazetede ‘en anlamlı anneler günü hediyesi, en mutlu anne’ diye başlık atılmıştı. Annem beni görünce ağladı. Konuşamadı. Sabahleyin birlikte kahvaltı yaptık. Şu an dünyanın en mutlu annesi onu hissettim.” ifadelerini kullandı. Aynı soru yöneltilen Coşkun da, “Ailemden özür diledim. Hediyemle birlikte kabul ettiler. Babam ‘bundan sonra yurdışı değil Ankara’ya giderken bile izin alacaksın’ dedi.” diye konuştu.
Dün gece düzenlenen basın toplantısında İHH ve Mazlum Der’den neden katılan olmadığı yönündeki soru üzerine İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Dün geceki basın toplantısına İHH ve Mazlum Der’den de birileri olmasını bekliyordum. O konuda gönlümüz hafif kırılsa bile çok da üzerinde durmadık. Zannediyorum sayın bakan yeteri kadar bilgilendirilmedi. Zannediyorum hangi düzeyde rol aldığımız kendisine yeterli iletilmedi. Ama bunlar önemli değil Başbakan, Cumhurbaşkanı ve bakan bu sürecin arkasında durdular.” cevabını verdi.
Bir İranlı diplomatın VIP’e alınmadığının hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Alınmayan İranlı diplomattan özür diliyorum. Çok katkısı oldu bize. İranlı yetkililer de bu durumu bize sordu. Hükümet de bu konuda duyarlı. Zannediyorum diplomatı VIP’e almayanlara gerekli uyarıyı yapılacaktır.” ifadelerini kullandı.
İHH ile hükümet arasında bir olumsuzluk yaşanıp yaşanmadığı sorusuna da Yıldırım ‘hayır’ cevabını verdi.
Yıldırım, Suriye’de tutulan yabancı 13 gazeteci için de kendilerine başvuru yapıldığını, yaşadıkları tecrübe ile çalışmalara devam edeceklerini söyledi.
Özköse'nin babası Mustafa Özköse de sevincini ifade etmekte zorlandığını belirtti. 67 günden beri sıkıntı yaşadıklarını belirten baba Özköse, “Hayırlı bir netice aldık. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve İHH’ya teşekkür ediyoruz. Önceki Cumartesi bir telefon görüşmesi olmuştu. Pazartesi de televizyonlarda fotoğraflarını gördük. Bugüne kadar bir belirsizlik vardı. Hayattalar mı, öldüler mi? Bir huzursuzluk vardı. Ondan sonra rahatladık. Herkesten Allah razı olsun. Milletimizin de katkısı var dualarıyla.” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz