BİZE ULAŞIN
DİYARBAKIR (İHA) - Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, "Bizim kimsenin özel giysisi konusunda yanında ve karşısında olma gibi bir lüksümüz olamaz" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, bir heyetle birlikte Diyarbakır'a geldi. İlk olarak Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak'ı ziyaret eden Özok ve beraberindeki heyet, buradan Valiliğe geçerek Vali Hüseyin Avni Mutlu'yu makamında ziyaret etti. Özok ve beraberindeki heyet, 3 Ocak tarihinde meydana gelen patlama nedeniyle Vali Mutlu'ya başsağlığı dileklerinde bulundu. Patlamaya ilişkin açıklamalarda bulunan Özdemir Özok, ülkede kardeşliğin ve barışın devam etmesini istediklerini ifade ederek, insan yaşamına kastetmekle hiçbir yere varılamayacağını söyledi. Özok, "Bunu en iyi teröristlerin bilmesi gerekir. Ama herkesin kendisini bir biçimde ifade edebileceği demokratik bir ortam, hukuk devleti ortamının birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizde yaşatılması konusunda biz üstümüze düşeni yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Valilik çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özdemir Özok, Türkiye'nin gündemini uzun bir süredir meşgul eden türban konusuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, 2008 Türkiyesi'nde bu tür tartışmaların yaşanmaması gerektiği kanısında olduklarını belirterek, "Ama maalesef bunları yaşıyoruz. Tartışmaları herkes görüyor. Çok yoğun bir şekilde giderek de artıyor. Bizim türbanla ilgili olarak, gerçekten Anayasa'da ifadesini bulan ve demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti anlamında bunu incitecek ve buna gölge düşürecek her türlü eylem ve davranışın yapılmamasından yanayız. Bu konuda biz defalarca görüşümüzü ortaya koyduk. Laiklik, ilke ve kavramı son derece hassas bir kavramdır. Ona iyi yaklaşmak lazım. Tabii ki insanların kişisel hak ve özgürlükleri ile laiklik kavramı arasında çok iyi bir denge ve diyalog kurmak gerekir. Şimdi bizim tek kaybımız çağdaş kurumlara türbanın girmesiyle laikliğin darbe alması ve laikliğin bir biçimde ötelenmesi. Bu, Barolar Birliği'nin üstünde durduğu hassas bir noktadır. 'Sadece üniversitelerde türban takılsın' diye bir yaklaşım, ters bir soruyla bize soruluyor, 'Siz türbanın karşısında mısınız, yanında mısınız?' soruları soruluyor" dedi.
Özdemir Özok, kendilerinin kimsenin özel giysisi konusunda yanında ve karşısında olmak gibi bir lükslerinin olamayacağını ifade ederek, ülkede laik hukuk düzeni ve laik hukuk düzeninin getirdiği çağdaş yaşamın yanında olduklarını söyledi. Özok, "Bu nedenle bu konulara gerçekten böyle ayak üstü birtakım politik sömürülerle yaklaşmak son derece yanlıştır. MHP'nin getirdiği bir öneri var. Diyorlar ki 'Biz sadece üniversitede kamu görevi alan, kamu hizmeti alan türbanlı genç kızlarımıza bu fırsatı verelim.'
Ben de soruyorum. Bu öneri son derece masum. Hepimiz de kabul edebiliriz. Son derecede mantıklı görünüyor. Ama bu arkadaşları siz tıbbiyede, pozitif bilimlerin çeşitli dallarında, matematikte, biyoloji ve hukukta okutuyorsunuz. Yani bu arkadaş yarın gelirse, 'Ben kamu görevinde böyle yapacağım.' Aynı tartışmayı o gün yaşamaz mıyız? Bu nedenle geleceği düşünerek, Türkiye'nin hakikaten farklı hukuksal yapısına laik hukuk düzenine gölge düşürmeyecek ve onu zedelemeyecek bir çözümü getirmemiz lazım" diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Asla herkesin ortak değeri olan din duyguları ve manevi değerler üzerinden kişisel politika ve günlük politika yapılmamalı. Bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kendi görevi içinde hatırlatma tespiti yapmıştır. Danıştay Başkanlar Kurulu sadece bugün değil, Türkiye'de zaman zaman hukuk adına bazı açıklamalar yapmıştır. Bu, bireysel olarak eleştiriliyor. Bir ay önce Konya Adliyesi'nin açılışında Başbakanımız hepimizin son derece beğenisini kazanan bir açıklama yapmıştı. Şunu söyledi: 'Bir ülkenin saygınlığı, bir ülkenin uluslararası kredibilitesi, o ülkenin milli geliriyle ölçülmez. Bir ülkenin kredibilitesi uluslararası ilişkilerde demokrasi, insan haklarına, hukunun üstünlüğüne ve hizmetine olan bağlılığıyla ölçülür.' Bu bizim yıllardır savunduğumuz ve arkasında durduğumuz desteklediğimiz bir görüş".
