YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Pakdemirli: Özel Harekât kurulunca 'Mehmetçik gönderin’ diyorlardı

Terörle mücadelede polisin etkinliğini arttırmayı amaçlayan hükümetin olumlu bir adım attığını söyleyen eski Başbakan yardımcılarından...

Pakdemirli: Özel Harekât kurulunca 'Mehmetçik gönderin’ diyorlardı

Terörle mücadelede polisin etkinliğini arttırmayı amaçlayan hükümetin olumlu bir adım attığını söyleyen eski Başbakan yardımcılarından Ekrem Pakdemirli, terörün ancak Özel Harekât timleriyle bitirilebileceğini söyledi. Bunları 1988 yılında kurmaya başlayınca PKK sempatizanlarının, kendilerine gelip, “Bize polisi değil, Mehmetçiği gönderin.” dediğini aktardı. Bundaki amacın üniforma giyen, bindiği tankın ve arabanın güzergâhı belli olan Mehmetçiği avlamak olduğunu vurgulayan Pakdemirli, Özel Harekât timlerininse teröristler gibi giyinen ve dağda bayırda dolaşan insanlar olduğundan daha çok verim alındığınıifade etti.
Terör örgütünün, Mehmetçiği üzerine çekerek iki avantaj sağlamayı hedeflediğini vurgulayan Pakdemirli, “Birincisi, bunun adına savaş dediler. Savaşa çekince, Türkiye bu bataklıktan çıkamayacak. Çeşitli yerlerde ABD, Fransa ve İngiltere bataklıklardan çıkamadı, Türkiye de çıkamayacak. Sonunda uluslararası güçler müdahale edecek. 'Adına savaş dediniz, 25–30 senedir de savaşıyorsunuz, galibiniz. yok. Sizi barıştırayım.' diyecekler. İkincisi, Mehmetçiği avlayacaklarından dolayı halkta bir tedirginlik meydana gelecek. Halk, ‘Lanet olsun, bırakın o bölgeleri’ diyecek. Dolayısıyla orada bağımsız, sosyalist, Marksist bir devlet kurabileceklerdi. Biz bunları gördüğümüz için orduyu sokmamaya karar verdik.” şeklinde konuştu.
Ekrem Pakdemirli, 1988 yılı sonunda terör tırmanmaya başlayınca, bunu düzenli güçlerle, orduyla halledemeyeceklerini gördüklerini, rahmetli Turgut Özal ve yakın arkadaşları olarak görüşüp Özel Harekât timi kurmayı kararlaştırdıklarını anlattı. 1988’de kurduklarını ve 1991’in ortasına gelindiğinde de 8 bin personelinin olduğunu kaydeden Pakdemirli, planlarının 40 bin Özel Harekâtçı ile Güneydoğu Anadolu’da terörü yok etmek olduğunu söyledi. Teröristleri kanunu ihlâl eden insanlar olarak gördüklerine, o bölgede devlete düşman gözüyle bakan yüzde 1–2 kadar azınlık olduğuna değinen Pakdemirli, “Bölgenin yüzde 98-99’u milletine, bayrağına bağlı insanlar. Toplum içinde kanunları ihlâl eden adamların üzerine asker gönderemezsiniz ama polis alır, yargıya teslim eder.” dedi.
1991’deki seçimlerden sonra politikaları uymayan, karar alamayan vizyonsuz hükümetin orduya, “Sen git Güneydoğu’yu terörden arındır,” dediğinin altını çizen Pakdemirli, dünyada başarılı olunmamış bir mücadeleyi Türk askerinden beklemenin de hazsızlık olduğunun altını çizdi. “Ordunun savaş düzeninde cephe, düşman, halk vardır. Hiçbir zaman diyemezsiniz ki Mardin’deki insanlar düşman. Mardin içinde üç beş tane hain vardır dersin. Onları toplamak askerin değil, polisin görevi.” diyen Pakdemirli, 1991’den sonra ordu şeffaf olmadığı için, “Bu şehitler neden oldu?” denilemediğine dikkat çekti.

'ATATÜRK EN ÖNDEYDİ, MUVAZZAFLAR NEREDE?'
Türkiye’de neredeyse beş askere iki muvazzaf subay ve astsubay düştüğünü vurgulayan Ekrem Pakdemirli, son olarak 13 askerin şehit olduğu Silvan saldırısında hayatını kaybedenlerin arasında neden hiçbir subay bulunmadığını sordu. Savaş düzeninde, komutanların, en küçüğünden en büyük birime kadar en önde olması gerektiğini belirten Pakdemirli, “İşlerine geldiği zaman Atatürk diyorlar. Mustafa Kemal Atatürk albaydı. Alayın önünde, Conkbayırı’nda gazi oldu. Alayın en önündeydi. Günümüzde hangi albay, hangi binbaşı gazi oldu? Dolayısıyla burada hükümeti tebrik ediyorum, geç de olsa bir şeyi gördüler. Bu iş ordunun değil. Orduyu dejenere eden bir olaydır.” diye konuştu.
Orduya bir şey sorduklarında, “Biz savaştayız. Mehmetçik orada canını dişine takmış, sen bizi tenkit ediyorsun, hesap soruyorsun.” dendiğine dekkat çeken Pakdemirli, bir tabu oluşturulduğunu, kimseyi bir şey sorulamayacağı, ordunun en iyisini bileceği havası verildiğini söyledi. Ordunun gerilla savaşının yapamayacağını iddia eden Pakdemirli, şunları kaydetti: “İki ordu karşılıklı savaşırsa harikalar yaratır. Terörle mücadelede 25 senedir başarılı değiliz, bir 25 sene daha mı bekleyeceğiz? 1991’den sonra, ‘Bahar ayında öyle bir harekât yapacağız ki terörün kökünü kazıyacağız’, ‘Şu baharda canlarına okuyacağız, terör kalmayacak’ dendi. Her yıl bahara kaldı kaldı, bugün bir adım atılebilmiş değil, daha gerilemiş durumda.”
Son hadiselerin, terörle düzenli ordunun başedemeyeceğini gösterdiğini vurgulayan Ekrem Pakdemirli, her geçen günün aleyhimize geliştiğine dikkat çekti. Terörün hemen polisiye vaka haline getirilip ordunun sınır güvenliğine verilmesi gerektiğini belirterek, “Ordudaki erleri sınıra dizip kollarınızı açın desek, etten duvar yapabilirler. PKK’lılar her gün gelip geçiyor. Sen sınırı sağlam tut, içerideki olayı polise bırak. Dünyanın hiçbir ordusu, gerillayla başedememiştir. Bataklığa girmiş ve çıkamamışlardır. Maalesef CHP-DYP hükümeti, 1992’de bizi adım adım bataklığa soktu. Bu bataklıktan nasıl çıkarız diye düşünüyoruz. En kestirme yolu askeri sınır güvenliğine, polisi de Özel Harekât timleri olarak iç güvenliğe vermektir.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler