ANKARA (İHA) - Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Bütçe Uygulama Tebliği ile ayakta tedavilere 11 YTL paket fiyat uygulamasına geçilmesine tepki gösterdi.
Kahveci, IMF'in "sağlıkta tasarruf edin" talimatını bir an önce yerine getirmek için çalışan hükümetin, böyle bir tebliğle insan sağlığını hiçe saydığını, doktorlara "hastanın yüzüne bakarak teşhis yapın" diyerek sağlık personelini zor durumda bıraktığını ifade etti. Kahveci, yaptığı yazılı açıklamada, vatandaşın sağlığının 400 milyon YTL'lik tasarruf için hiçe sayıldığını öne sürdü. Türkiye'nin sağlık politikalarını Sağlık Bakanlığı'nın değil artık Maliye Bakanlığı'nın belirlediğini ifade eden Kahveci, "Türkiye'de sağlık artık maliyecilerin kontrolüne geçti. Sağlık üzerinde sürekli olarak parasal hesaplar üzerinden yönetmelikler, tebliğler hazırlanıyor.
Vatandaşın sağlığı hiç kimsenin umurunda değil. 400 milyon YTL'lik tasarruf 70 milyonluk bir ülkenin sağlığından daha önemli görülüyor. Böyle bir mantıkla sağlık üzerinde politika yürütüldüğü içinde bugün Türkiye çağı geçmiş, sadece sağlık hizmetlerinin neredeyse hiç verilmediği ülkelerde görülen hastalıklarla mücadele eder hale gelmiştir. Sağlık hizmetlerinin planlanmasını hesap defteri olarak tutanlar, Türkiye'nin sağlığının çökmesine neden oldular. Ne yazık ki bu konuda hala ısrar ederek bu tür tebliğler yayınlanmaya devam ediyorlar. Tasarrufu sağlık politikalarını gözden geçirmek yerine insan sağlığından vazgeçerek yapıyorlar" dedi.
Tebliğin sağlık hizmetlerinin verilmesini önlediğini savunan Kahveci, şunları kaydetti:
"Ayakta tedavi tebliğine göre birinci basamak resmi sağlık kuruluşlarına vaka başına 11 YTL ödenecek. Hastanın ilk başvurusundan sonraki 10 gün içinde aynı sağlık kurumunda aynı dala başvurması durumunda ikinci bir ödeme yapılmayacak.
Yani vatandaş sağlık hizmeti alabilmek için cepten harcama yapacak. 11 YTL'ye nasıl bir sağlık hizmeti verilecek, hastalıklar nasıl teşhis edilecek, insanlar 10 gün içerisinde tekrar neden doktora gidemeyecek anlamak mümkün değil. Böyle bir tebliğle vatandaşlarımızın sağlık hizmeti alması engellenecektir. Vatandaşa bu tebliğle hastaneye gitme kendi başının çaresine bak denmektedir. Artık Türkiye'de sağlık hizmeti almakta lüks olmuştur. Doktorlar da bu uygulama ile mağdur olacaklar. Muayene için gelen hastalar tahlil veremeyecek, film çektiremeyecek. Doktor bunları istese de vatandaşın bunu ödeme gücü olmadığından yaptırmayacak. Bu durumda doktor hastanın yüzüne bakarak hastalığını teşhis etmeye çalışacak. Bunun vebali büyük olur. Bir vatandaşımız bile gerekli tetkiklerin yaptıramaması nedeniyle hayatını kaybederse bunun hesabını kim verecek. Fatura yine sağlık çalışanlarına mı kesilecek. Hiç kimsenin sağlık çalışanlarına ve vatandaşa bu zulmü yapmaya hakkı yoktur."
"Herkesin doktoru olacak, herkes istediği hastaneye gidebilecek" diye meydanlarda nutuk atanların, bugün parasal hesaplar içine girerek insanların sağlığıyla oynadıklarını ileri süren Kahveci, bu tür uygulamalarla birlikte sağlık kuruluşlarının sağlık hizmeti üretemeyeceğini ifade etti.