Denizlerde, 1 Eylül’de başlayan av sezonu sürüyor. Sezona istavrit bolluğu ile başlayan Karadenizli balıkçılar deniz suyunun soğumasıyla kendini gösteren hamsi avına yöneldi. Bu yıl sınırlı miktarda avlanan palamut ise tezgahlarda tanesi 50 TL’ye satılıyor. Geçen yıl 22 bin 500 ton dolayında avlanan palamudun bu yıl 3-4 bin ton seviyelerinde kalması bekleniyor. Türkiye’de en düşük 25 santimetre boy sınırı ile avlanan palamudun yumurtalarını bırakmadan avlanması nedeniyle neslinin tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirtildi. Palamut avında en düşük boy sınırının 39 santimetreye çıkarılması istendi.
ODÜ Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Çiftçi, av miktarlarında yaşanan düşüşün palamudun bireysel olgunluğa ulaşılmadan avlanmasından kaynaklandığını söyledi. Doç. Dr. Çiftçi, “Geçmişten günümüze palamut avcılığı verilerine baktığımızda rakamların çok değişken olduğunu gözlemliyoruz. İlginç şekilde iniş ve çıkışlar gözlemleniyor. Mesela 2016 yılına baktığımızda palamut üretimi 39 bin ton civarındayken, 2017 yılında bu 7 bin tona düşüyor. 2018 yılında yeniden çıkarak 30 bin tonlara yükseldiğini, 2019 yılında 4 bin tona düştüğünü görüyoruz. Geçen sene ise 20 bin ton civarında palamut avcılığı yapıldığını gözlemlemekteyiz. Bu sene de çok iyimser olmamamız gerekiyor. Çünkü palamut avcılık miktarı 3-4 bin tonlar civarında kalacakmış gibi gözüküyor” diye konuştu.
Balıkçılıkta av yasağı getirilirken avlanacak balığın bir sene yumurta bırakmasının istendiğini ifade eden Doç. Dr. Çiftçi, “Yapılmış olan bilimsel çalışmalarda da balığın birinci yılın sonunda, ikinci yılın başında bireysel olgunluğa ulaştığı belirtilmiş. Rus araştırmacıların çalışmalarında ise palamut balığının boyunun birinci yılın sonunda, ikinci yılın başında 39 santimetre olduğu gözlemlenmekte. Biz bunları ayrı ayrı değerlendirdiğimizde palamudun bireysel olgunluğa yani üremeye ulaşmış olduğu en düşük boyun aslında 39 santim olduğunu görebiliyoruz. Fakat biz av yasağına baktığımızda 25 santimle sınırlandırılmış. Bu en büyük handikabımız olarak gözüküyor. Yani bunun en düşük av yasağı boyunun yükseltilmesi, 39 santimetre olması gerekir. Eğer stokların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini istiyorsak buna dikkat etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Av yasaklarının düzeltilmemesi halinde palamut stoklarının tükeneceğine işaret eden Çiftçi, “Balıkçılarımız kurallar dâhilinde avcılığını sürdürüyor. Biz diyoruz ki; 1 Eylül ile 1 Nisan arasında 25 santimetreden büyük balıkları yakala. Balıkçılar da ekmek parasını kazanmak için bunu yapıyor. Eğer biz bu hatayı bu şekilde devam ettirirsek, ileriki yıllarda balık sayılarımızın çok düşeceği aşikâr görülüyor. Geçmiş yıllarda palamut avcılığındaki bu dalgalanma her 5 yılda bir yaşanırken, şu anda her bir yılda bir yaşanıyor. Bu da balık stoklarımızın çökeceğinin habercisi olarak değerlendirebilir. Çünkü kaçınılmaz bir sonuç. Eğer biz yumurta bırakmamış palamutları yakalıyorsak, stoktan çekiyorsak, balık stokları zaman içerisinde çökecektir” dedi.
Perşembe ilçesinde balıkçılık yapan Cesur Kaya ise gelecek nesillerin balık bulamakta güçlük çekeceğini ve şoklanmış balık almak zorunda kalacaklarını belirterek, “Her yıl balıklar da insan gibi mevsimi geldiği zaman boğazdan çıkar, Karadeniz’e yumurta döker, yumurta dönemi geçirir. Mayıs, haziran, temmuz aylarında bu üç ay zarfında yumurtalarını döker, döktüğü zaman hava şartları iyi giderse bu dökülen yumurtalar denizde tutar. Sonrasında da balık olur. Bu sene hava şartları hep poyraz gitti. Poyraz gittiği zamanda da karşı ülkelerden bize soğuksu gelir. Balıkların yumurta döneminde soğuksu geldiği için o yumurtalar çürüdü. Denizde tutmadı yani. Bu nedenle palamut balığı az oldu. Biz yine iyi günleri yaşıyoruz. Benim yaşım 60. En güzel günleri biz geçirdik. Gelecek nesil belki bu balıkları bulma şansları da olmayacak. Torunlarımız süper marketlerden şoklanmış balıkları alacak” diye konuştu.
(DHA)