Pamuğun Geleceği Söke'de Konuşuldu

Söke Ziraat Odası'nda, "Ege Bölgesi'nde Pamuğun Geleceği ve 2012 Sezonundan Beklentiler" isimli bir toplantı düzenlendi. Toplantıda Söke Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz ve Tariş Pamuk Birliği Başkanı M.Beliğ Azbazdar konuşmacı olarak yer aldı. Dinleyici olarak ise Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Salih Köksal, İlçe Müdürü Mehmet Ali Körlü, Aydın Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı, Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, Güllübahçe Belediye Başkanı Yusuf Toptay, CHP İlçe Başkanı Osman Ünsal, Tariş Bölge ve Söke Kooperatifi yöneticileriyle çok sayıda üretici katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Söke Ziraat Odası Meclis Başkanı Kemal Göven, "Piyasalardaki pamuk fiyatları bizi üzmektedir. Girdi maliyetleri, üreticimize sıkıntı yaşatmaktadır. Maliyet, dekarda 795-800 TL civarında seyretmektedir. Bu rakamın 805-810 TL’yi göreceğini tahmin ediyoruz." dedi. Pamuk sektörünün birbirini suçlayarak bir yere varamayacağını, herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini belirten Borsa Başkanı Balçık ise tarım sektörünün mücadele gücünü kaybettiğini söyledi. Üreticilerin ve tarım kuruluşlarının mücadeleci gücünü uzun yıllardır bir kenara bıraktığını savunarak, “Piyasadan, hükümetten ne gelecek diye bekliyoruz. Bu, yaptığımız en büyük hata. İçinde bulunulan şartların zorluğunu anlatmamız lazım.” şeklinde konuştu. Ege Bölgesi pamuğunun yüzde 50’sini Söke’nin ürettiğini, buradaki üreticinin diğer bölgelerdekilere göre şanslı olduğunu dile getiren Balçık, “Söke’de Tariş dahil 28 alıcı, yani açık pazar ve rekabet ortamı var. Pamuğun satılmama gibi bir durumu yok.” dedi. Satıcı olarak borsada etkin olunamayışının, iplikçiyle çırçırcı arasındaki simsarların aynı kişiler olmasından kaynaklandığına dikkat çekerek, Tariş’in devrede olması gerektiğini söyledi. Dünya piyasalarına da değinerek, "Türk pamuk üretiminin, dünya pamuğuyla rekabet gücü yok. Üreticilerin sadece fiyata takılı kalmaması gerekiyor." diye konuştu.

Pamuk tarım sektöründe olumlu hava, neşe ve moral olmadığını, ızdıraplı bir yılın üreticileri beklediğini belirten Konsey Başkanı Kocagöz de sadece primlerle işin altından kalkılmasının zor olduğunu ifade etti. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, pamuk üreticisine 1 milyar 100 milyon TL dağıttığını söylediğini hatırlatarak, “Bu miktar, kiloda 70 kuruş demektir ama üreticinin eline bu geçmiyor. Maliyette çok büyük dertlerimiz var. Bakanlık, bu konuda ikna edilmeli.” dedi. Tarım kesiminin yaklaşık 60 milyon litre mazot kullandığını kaydeden Kocagöz, “Kullandığımız mazottan 8 milyar TL ÖTV ve KDV yine devlete ödeniyor. Devletten aldığımız ise 1 milyar 100 milyon TL. Aradaki bu dengesizliğin giderilmesi lazım. ABD’dekiyle bizim sulama maliyetlerimiz arasında 4–4,5 kat fark var.” şeklinde konuştu. Lisanslı depoculuk hakkında da bilgi veren Barış Kocagöz, ELİDAŞ’ın ekim sonuna kadar hizmete gireceğini belirterek, üreticilerin lisanslı depoculuğa yönelmesini ve sahip çıkmasını istedi.

Pamuk Birliği Başkanı Azbazdar ise Türkiye’nin, üretici olmasına rağmen Çin’den sonra ithalatçı sıralamasında ikinci ülke konumunda olduğunu söyledi. Geçen yıla göre pamuk ekim alanlarının yüzde 25-30 azaldığına dikkat çekerek, “Türkiye pamuktan uzaklaşsın, pamuk piyasası ve pazarı tamamen başkalarına kalsın isteniyor. Üretme kabiliyetimiz olmasına rağmen dünyada ikinci ithalatçıyız.” dedi. Lisanslı depoculuğun pamuk üreticilerine kâr ettirecek bir sistem olduğunu de belirten Azbazdar; “KDV muafiyeti var. İplikçi ve üreticilere sağlanan KDV muafiyeti, üreticilerin pamuğu yüzde 4 daha fazlasına satmasının önünü açabilir. Tariş olarak biz de lisanslı depoculuğu destekliyoruz.” diye konuştu. Tariş hakkındaki bazı iddialara da değinen Azbazdar, "Tariş batmıyor ve asla batmayacak. Tariş olmazsa pamuk olmaz.” dedi.